Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan, İslam’ı göndererek kardeşliği emreden ve fitneyi yasak eden Allah’a (c.c.) hamdolsun. Âlemlere rahmet olarak gönderilen, bizlere kardeşlik hukukunun gereklerini öğreterek bencillik ve hasetliği yasak eden Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e salat ve selam olsun.

Müslüman için ölçü İslam’dır ve Müslümanlar kardeştir. Kardeşini yalnız bırakmayarak her durumda, imkânda ve makamda imanın alameti olan kardeşlik hukukunu şiâr edinir Müslüman. Düşünce, söz ve davranışlarına, sosyal medya beğeni ve paylaşımlarına dikkat eder Müslüman. Ve Müslüman, kardeşliğe zarar veren durumlardan sakınır. Nelerdir onlar?

Bencillik:

Âlemdeki her şey eksiksiz olarak, tas tamam olarak yaratılmıştır. İnsan, bir bütün olarak en mükemmel halde yaratılmıştır. Diğer bütün yaratılanlar insan için vardır. İnsanı diğer canlılardan ayıran özellikler vardır. Akıl ve irade sahibi olmak en temel farklardandır. Düşünen, karar verebilen bir varlıktır insan. Bu mümtaz özelliği doğru kullananlar kurtulur, yanlış kurtulanlar aşağıların aşağısında helak olur. “Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik. (Tin Suresi 4,5)

Her insan nefis sahibidir, beğenilmek, takdir görmek ister. Kendini beğenen insan, bencillik hastalığına düşmekten sakınmalıdır.

Kişinin kendini değerli hissetmesi gereklidir. Bu his bencilliğe, kibre ve üstünlük yarışına dönüşürse durum vahimdir.

İnsan, her fırsatta kendinden bahseden veya kendisinden bahsedilmesini isteyen karakter haline dönüşebilir. Ben, hep kendimden bahsettim; biraz da sen benden bahsetsen. Bu durum, ileri boyutta bir bencillik halidir.

Çay içerken ben, tatilde ben, umrede ben, yazlıkta ben, sosyal medyada ben... Ey insan, kimsin sen? Topraktan yaratılan, toprak olup gidecek olansın. Bunu nasıl unutmuş gibi yaparsın?

İrade sahibi insansın sen. İyi ile kötü, güzel ile çirkin, faydalı ile zararlı, doğru ile yanlış, adalet ile zulüm, hak ile batıl arasında tercih yapansın. Ve bu tercihlerinden de hesaba çekilecek olansın.

Müslümanın bencillik hastalığından kurtulmasının yolu, kardeşi için yaşaması, kardeşini kendine tercih etmesidir. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.”

Hasetlik:

“Haset kelimesi, başkasının sahip olduğu maddî veya mânevî imkânların kendisine intikal etmesi veya kıskanılan kişinin bu imkânlardan mahrum kalması yönündeki istek ve niyeti ifade eder.” (TDV İA)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi haset de iyilikleri mahveder.” uyarısından haberdardır Müslüman. Kıldığı namazına, tuttuğu orucuna güvenerek kendisini garanti görmez. İslam’ı bir bütün olarak yaşamak için gayret eder Müslüman. Kendisinin yap(a)madığı amelleri başkaları yapıyor olabilir. Bu duruma haset ederek kendi amelini boşa çıkarmaz Müslüman.

İslam dünyasında gerçekleşen olaylara haset ederek yaklaşamaz Müslüman. Siyonist İsrail ve destekçileri vasıtasıyla yıllardır sürdürülen soykırım ve işgalin içerisinde izzetli bir duruş sergileyen kardeşi için sadece dua edip beklemez. Kendisi fiili olarak bir yardım yapmayan Müslüman, bu yardım ve desteği yapanları kıskanmaz. Onları karalamaya çalışmaz. Aksine onu destekler, ona gıpta eder.

“Bir kulun kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz” Nebevi ikazına göre yaşar Müslüman. Kalbi de ameli de temiz olur ve temiz olmalıdır Müslümanın. Kalbiyle kıskançlık, söz ve ameliyle de fesatlık yapmaz Müslüman. Haset etmenin kötülük olarak tek başına yettiğini bilir ve haset edilmekten de Rabbine sığınır Müslüman. “Haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” (Felâk Suresi)

Bencillik ve hasetlik hastalığından kurtulmanın yolunu Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarif etmiştir: “Dedikodunun peşine düşmeyin, başkalarının kusurlarını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, kin gütmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ahlâkını kuşanıp kardeş olmak duâsıyla Allah’a (c.c.) emanet olunuz.

Oğuzhan Kara