Geçen gün toplumdaki bâzı yanlış yansımalar üzerine bir bayan milletvekili “Annelik bütün kariyerlerin üzerinde” diyerek bir takım önemli, yararlı ve haklı bilgiler verdi. Bir anne olarak serdedilen bu güzel bilgilerden dolayı hem kendi adıma hem de toplum adına onore oldum ve büyük bir memnuniyet duydum.

Bayanların toplum hayâtına karışması noktasında anneliğin bâzı engellemelere sebep olduğuna dâir bilgilerin ortalıkta dolaşması ayni zamanda yüce dînimizin sanki kadını dört duvar arasına hapsediyormuş gibi algıların yayılması üzerine böylesine faydalı bir açıklama doğrusu hakikaten yürekleri ferahlattı. Deniyor ki bu açıklamada; ‘Anneliğin çok önemli bir kariyer olduğu ve bu kariyerin bütün kariyerlerin üstünde olduğu’ vurgulanıyor. Ve devamla; ‘Annelik dışında bütün kariyerlerin bir kenara konulabileceğini, herkesin toplumun bütün katmanlarında görev yapabileceğini ancak herkesin anne olamayacağı’ belirtilirken; ‘Kadının güçlü olması gerekir. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum, güçlü Türkiye… Bunların hepsi birbirini destekleyen cümlelerdir. Evinin içerisinde de çok ciddi mânâda üreten, ekonomisini idâre eden âdeta ‘ev mühendisleri’ olan kadınlarımız güçlü karakterdirler. Türkiye’de çok güçlü kadınlarımız vardır ve bu kadınların en önemli kariyerleri anneliktir. Ailenin içinde annenin rolü en az baba kadar, babanınki de en az anne kadar önemlidir. Biz kadının hem evinde hem işinde üretmesini istiyoruz. Hz. Hatice annemiz çalışan bir iş kadınıdır. Bir kadına ne olursa olsun siyâsî, kamusal ya da kurumsal kariyeri hangisini verirseniz verin annelik kariyeri her şeyin üstündedir.’ Fikirleri söylendi.

Bunlar gerçekten takdir toplayan değerli görüşlerdir.

Annelikle ilgili son günlerdeki diğer güzel gelişmeleri de sizlerle paylaşmak istiyorum: Başbakanımız tarafından açıklanan ‘Dinamik Nüfus Yapısının Korunması’na dâir program, içeriği güzel düşünülmüş ‘anne olmayı teşvik edici ve destekleyici’ bir program olmuş. İlgilileri tebrik ediyorum. Avrupa kadınlardaki doğurganlığı artırmak için alınan önlemlerden esinlenilmiş ama bize uyarlanma husûsunda devlete de ek getirileri olan bir sistem fakat istenen ve beklenen bir programdı. Hakikaten iyi olacağı kanaatindeyim. Bu program; ‘kadının hem anne olmasına hem de iş hayâtının devam etmesine vesile olacak çok önemli düzenlemeler’ getiriyor. Geçmişte bizde, şimdi de Afrika’da doğum kontrolünün zorunlu hâle getirilmesiyle maalesef kadınlardaki doğurganlık oranı hızının düştüğü görülmüştü. Bunun neticesinde yaşlanan nüfusun artması bu tedbirlerin alınmasını mecbur kıldı. Annelere yarı zamanlı çalışma imkânı sunulması yanı sıra süt izinleri, eşit işe eşit ücret, 1.2.3.çocukta aileye verilen maddi katkı, çeyiz fonu bunlar hakikaten kadının annelik statüsünün değeri açısından devlet olarak çok önemli yasal çalışmalardır. Ayrıca kadının çalışma mahallerine kreş zorunluluğunun getirilmesi de kadının çalışırken ki anne olmasının ihmal edilmemesine yönelik imkan sağlamakta.

Yine geçtiğimiz günlerde Erzurum’da Atatürk Üniversitesi ve Yakutiya Belediyesi işbirliğiyle hazırlanan ‘Anne Üniversitesi’ diye bir araştırma merkezi oluşturularak, anneleri bilgilendirmek amacıyla farklı bir yardım gurubu oluşturulduğuna dâir bir haber vardı. Burada sahasında tecrübeli eğitmenler kendi tecrübelerini annelere aktararak deneyim paylaşımı yapacaklar. Yetkililer; ‘Her insanın üzerinde annenin büyük etkisi vardır. Bizler buralarda annenin bilgi düzeyini artırarak onların yetiştireceği çocukların da bilgi düzeyinin artacağı’nı hedefliyoruz, derken; ‘İyi bir aileye sâhip çocukların ileride çok faydalı işler yaptığını ve bilgisini, becerisini, zekâsını insanlığın gelişmesine harcadığını’ söyledi. Bu da güzel bir gayret! Haydi, hayırlısı memnuniyetimizin ilerde daha da artması dileğiyle…

Sağlıcakla kalın.