“İnsanlık tarihinde halk özgürlüğünün kısılması, şiddetli ve ani darbelerle değil iktidardakilerin adım adım ve sessizce yaptıkları tecavüzlerle gerçekleşmiştir”. James Madison
Bütün dönüşler, keskin değil kavisli inşa edilir. Çünkü bütün kesin virajlar tedbir ve temkinli bir halde dönülür.
Bir insanı idealinden ve doğrusundan döndürmek için GERİYE DÖN emri, söylemi asla karşılık bulmaz.
Çünkü insanlar direk uyarılar karşısında, uyarıldıkları anda bir savunma mekanizması salgılarlar.
Onun içindir ki toplum mühendisliği, anlık bir inşa değil, süreli bir yapılaşma ve yapılandırma içerisinde insanları değiştirir.
Büyük bir dünya gerçeği haline gelmiştir. Sindirilemeyen ve silinemeyen milletler, asimile edilir ve sindirir hale getirilir.
Kısa ve öznel bir betimle yapacak olursak eğer.
Biz Avrupa’ya girme heveslisi iken, Avrupai yaşam, düşünce, eylem, zevk, menfaat, bencillikduyguları ile bizim içimize girmiştir.
Bir milletin işgali, gözlerinin işgal edilmesiyle ve akıllarının meşgul edilmesiyle gerçekleşir. Soğuk savaş dedikleri, sıcak odalarda yapılır.
Bu teşhisi çok iyi yapabilmeli…
Varsayıyorum siz bu yazıyı okuyan bir okur olarak, kalp rahatsızlığı olan birisiniz.
Kalbinizdeki, bir damarın tıkalı olduğu teşhisi konuldu ve sizi ameliyat etmek üzere masaya yatırdılar.
Ama siz önce bilinçli bir insan olarak ne yaparsınız…
Bir başka doktora, olmadıdiğer bir doktora, olmadı diğer birine sorar ve teşhisin kesinliğini araştırırsınız.
Tam karar vermişsinizdir.
Bir vatandaş karşınıza çıkar…
Ben sizin derdinizi biliyorum, benimde başımdan geçti problem o değil sakın ameliyat olma dese ne yapardınız?
Tabiki çoğunluğa meyilli olan bir insan olarak.
O kadar doktor yalan söyleyecek değil ya? Diye düşünüp, masaya yatarsınız.
( Tetkikler, raporlar, grafikler.. gösterirler. )
Çok inandırıcı olarak tam bir teslimiyetle, narkoz bedeninize enjekte edilirken, huzur ve huşu içerisindesinizdir.
Hipokrat’a yeminli ya onlar, asla yalan konuşmazlar nede olsa.
( Doğruluğu bile yanlışların işgal ettiği bir dünyada.. En Büyük doğru görünenlerin ardında yalanlar saklanır.)
Neyse masa’dan kalkarsınız, tedavi olduğunuzu düşünür ve mutlu olursunuz.
Falan feşmekan.. Anlatılmak isteneni uzatmanın lüzumu yok.
Değerli okurlar siz ifade etmek istediğimi çok iyi anladınız…
Sözün izafi noktası şudur:
Bütün millet, devlet, ülke ve siyaset, insanlardan müteşekkildir. Kurallar bütünü olarak insana hitap eder.
Ve kısaca denilebilir ki.
Her devlet bir insandır.
Türkiye bir insandır.
Amerika bir insandır.
Suriye bir insandır.
İsrail bir insandır.
Dünya’nın doktorluğuna soyunan İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri o kadar iyi doktor ve doktrin sahibidirler.
Suriye gibi bir ülkeye, hasta teşhisi koydular.
Irak’a koydukları gibi.
Hafif nükseden bu rahatsızlığı, basın ve medya grafikleri ve tetkikleri ile insanlara sundular.
İkna ettiler bütün insanları. O kadar Profesyonel dünya doktorluğu yapıyorlar ki.
Ellerini değmeden, bu hastalığı çözmesi için pratisyen bir doktor olarak Türkiye’yi seçtiler.
Kendi haline bırakılsa belki Türkiye, bu ameliyatı çok ince bir şekilde bitirebilecekti.
Ama izin verirler mi, narkoz masasındaki hastaya müdahil olurlar.
Malatya’ya Stend, Gaziantep’e By-Pass..
Sonuç ne olacak…
Merak etmeyin süreye ayağa kalkacak ve demokrasi denen sağlığa kavuşacak.
Öyle mi?
Sorunun cevabı sizlerde?
Düşünün taşının bakalım, bu iki doktorun, bir çırağı bir ülke mi olmak istersiniz.?
Eski saltanat çerağını yeniden yakmak mı?
Ameli bozuk insanların, ameliyatı da bozuktur.
Ameli sağlam insanların, alemi ameliyat ettiği zamanlar dileğimle.
Sonsöz: Birde dünyadaki bu hastalığı, D-8’in steteskopundan dinleyin..!