Ebubekir Mücevher

Ebubekir Mücevher

Açgözlülüğümüz’ün açmazı

Açgözlülüğümüz’ün açmazı

Kaleme, kelama ve cümle insanlığa dokunmak adına, birkaç cümle düşelim “Zamanın unutkanlığına”
Zaman unutan, unutturan ve unutulandır. Gerçi çoğu zaman, umutlandırandır.
Unutulan zaman ile, umut olan zaman arasındaki o ince çizgide, unuttuklarımızdan umut devşirmeye çalışıyor olmamızda çok, garipsenemez.
Çünkü insan, umut sever ve her zaman “geleceğin aydınlık “ ve bugünden daha iyi olabileceğini tahayyül ederek ilerler.
Onun için, bir toplumu kanalize etmenin en güzel ve kolay yolu. “Geleceği işaret” edip bugünün üstünü örtmektir.
Politik sistemlerin, insanlara naklettiği ya da nakşettiği şey “Biraz Unut” , “Biraz Umut” arasındaki dönme dolapta, dönen dolapları görmeyecek kadar çevirerek sersemleştirmektir.
Günümüzün son, dönemde yaşanan en büyük problemlerden, biri de ekonomik buhranlar ve çalkantılardan bahsedilmektedir.
Ekonomik saptamalar ve ifadelerle, bir şeyleri anlatmak ya da ifade etmek istemiyorum.
Açgözlülüklerimizin, bizi sürüklemekte olduğu açlığı anlatmaya çalışacağım.
Aç olan insan aç olduğunu bilir, ama tok olan insan eğer odaklanmazsa tok olduğunu anlayamaz. Bu yüzden hem tok açın halinden anlamaz, hemde “ekmek kavgası” denen mücadele bir türlü sona ermez. Açgözlülük, tam anlamıyla düşünürsek eğer, açlıktan daha tehlikelidir.
Arzular ve beklentiler insanın hayatını şekillendirmede önemli unsurlardır. İnsan temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra bu sefer arzularının ve beklentilerinin güdümüne girer. Arzularını yönetemeyen kişi, zamanla onların esiri olabilir ve utanmaz, arlanmaz bir noktaya doğru gidebilir.
Sınırsız istekler kötülüklere de fırsat verebilecek şekilde, açılan geniş bir penceredir.
Etrafımıza ve eşrafımıza baktığımızda hayretler içinde kalırız. Bu kadar da olmaz, dedirten durumlarla karşılaşırız.
Çünkü dizginlerini isteklerine kaptırmış bir insanın, kabul edilebilir makul ve makbul sınırlar içinde kalması zordur.
Bu insanların amaçları ve değer yargıları farklılaşır, din ve ahlak anlayışları değişir. Hatta iyilikler ve iyi insanlar , güzellikler ve güzel duygular onları rahatsız eder. Çünkü kültürel, ahlaki ve dini normları kendisi için birer engel veya en azından bazı şeyleri hatırlatıcı olarak görür.
Kısacası : “ İnsan uyamadığı, uymak istemediği  kuralların, ve kanunların düşmanı olur.”
İçsel ve kişiliksel bir güncellemeye tabi tutar, çünkü o artık bir açgözlüdür.
Sistemsel nazariyeleri , mecburiyetleştirip benimsemeye ve önemsemeye, hatta o kadar önemli görmeye başlar ki.  Faiz’siz yaşanmaz diyebilecek, kadar açgözlüleşmiştir ve farkında değildir.
Bu ekonomik problem ve açmazdan çıkabilmemizin, tek bir yolu vardır.
Açgözlülüklerimizin, bize sunduğu o muhteşem “Yaşarım, yaşayanlara ve yaşananlara aldırmadan, benim inancım yaşamak” duygusundan kaçarak.
Kültürel, ahlaki ve insani , dini değerlerimize sımsıkı sarılmaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ebubekir Mücevher Arşivi