Ebubekir Mücevher

Ebubekir Mücevher

Kardeş..!

Kardeş..!

Yapılan bir araştırmaya göre II. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar dünyada sadece ve sadece 24 gün savaş olmamış.

Ancak son 30-40 yıldır yapılan savaşlara bir bakılırsa ülke olarak ne kazananı belli, nede kaybedeni. Yeşillik için az bir yağmur kâfi iken, ortaya çıkarılan sel her tarafı yıkıyor. Ama kesin olarak kaybettiği belli olan biri var bu savaşlarda, o da insan, insanlık.

Kendine verilen “eşref-i mahlûkat” sıfatını beğenmezcesine ortaya atılan ciğere saldıran insanlık…

 

“Düşmanın bile olsa bağış yap ona.

Bu bağış yüzünden, düşman bile dost olur sana.

Dost olmasa bile, hiç değilse düşmanlığı azalır.

Çünkü iyilikte bulunmak kinin merhemidir.”  Der

Mevlana Mesnevi’sinde

 

Sert iki şeyi birbirine vurursanız, sonunda mutlaka biri kırılır, diğeri de zedelenir. Ya da her ikisi de kırılır. Ama sert bir şeyi yumuşak bir şeye; örneğin bir pamuk yığınına vurursanız ikisi de zarar görmez.

İşte insanlar, toplumlar ve ülkeler arasındaki çekişmelerde de böyledir. Bir taraf biraz yumuşak olmadıkça, sebep olan çekişme nedenini bertaraf etmeye veya en azından biraz göğüslemeye çalışmadıkça bu kırılmalar hep olacaktır.

Hele hele Mevlana’nın vurguladığının tersine; değil düşmanımıza, dostumuza bile bir fedakârlıkta bulunmadıkça keskin ve sert halde kalınacaktır.

Ve günün birinde ya kırılacak, ya da yıpranacaktır.

 Bütün bunlarla birlikte dünyanın ve toplumun sağlıklı bir beden gibi düzenli çalışmasını istiyorsak, öncelikle her insan önce bedendeki temsil ettiği uzva, yani kendine bakmalı. Önce kendisi sağlıklı çalışmalı, yapacağı olumsuzluklarda diğer uzuvların da rahatsızlık çekeceğini unutmamalı.

Ya da Mevlana’nın aşağıdaki dizelerinde belirttiği gibi, öz değerini ve içindeki cevherini keşfedip diğer insanların iyi ya da kötü sözlerine kendini kaptırmadan gül gibi kokmaya çalışmalı. Eğer herkes bunu yapabilirse kendi iç hali başta olmak üzere hem toplum, hem ülke, hem de dünya gül kokusuyla dolacaktır.

 

“Ey Aşık…!”

Kendine bak da, insanların işine karışma;

Şu şunu söylüyor, bu bunu söylüyor, deyip durma!

Filan bana diken diyor,

Filan yasemin diye çağırıyor,

Düşüncesine kapılma..!

Her söze, herkese aldırma; gül gibi kokmaya bak sen.

Filan sana kafir diyor,

Bir başkası da sana din adamı diyor…

Vazgeç bunlardan vazgeç, gözünü aç..!

Allah, sana basiret gözü, gönül gözü vermiş..!

Öyle bir göz vermiş ki,

Senin mahmur bakışlarına karşı Cebrail’in kanadı bile secdeye kapanır.

Şekil ve surete bakma!

Ey Hak Aşığı, Neşelen…!

Senin yükseklere uçuracak kanatların olduktan sonra,

İnsanlardan sana ne gam var?

Ey kendi kusurlarını görmeyip de,

Başka insanların iyisine kötüsüne bakıp kalan zavallı..!

Allah, senin yardımcın olsun.”

 

“Birbirine bilenen değil, birbirini kardeş bilenlerden olmayı nasip eyle bizlere Rabbim”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ebubekir Mücevher Arşivi