Neye tutkunsan, neyin tutkusundaysan, onunla tutuklanmaktasın , onu baş tutkun saymakta, ve ufkunu da bu tutkulara göre ayarlamaktasın.

“Ne yelledir, ne suyladır bu dolabın dönüşü, ne de sırayla. Hepsi para. Paranın dönüşünden ibarettir o, paranın döndürülüşüdür. Parayla döndürülüyor, para vasıtasıyla, araç olarak para kullanılarak döndürülüyor dolap. Dolayısıyla dolabın dönüş hızı dolabı döndüren çarka dökülen paranın hareket kaabiliyetine denk geliyor. Geçer akçe hangisiyse dolabı onunla döndüren var. Paraya alış veya veriş için kim dokunduysa, hoop, o da dolapla dönüyor. Para elden ele geçtikçe dolap döndüğü için ve mutlaka işin içine bir pazarlık girdiğinden, peynir gemisi lafla yürüyor. Parayla küçük büyük, uslu çılgın bütün projeler esas saydırılıyor.Proje taslakları kafada doğduğu ve pazarlık konusu şeyler falan filan olduğu için herkesin karnı boş lafla doyuyor.

Bu durumdan dolap çevirenler yararlanıyor ve onlar lafı karnın tok ya, sırtın da pektir demeye getiriyor. Bu ima bir çok kimseye bir anlamı kavratıyor. Artık her yer sırf boş lafla dolsun isteniyor.Öyle de oluyor, her taraf boş lafla doluyor.

“İmâları imânlar hâline getiriyorlar.” Para yoksa deniyor, Lâf da yok.”

Bu durumda biz ne yapacağız ? Alelacele yaptığımız her şey çarkı hızlandırdı. Aceleye kapılırsak daha da hızlandıracak. Bize sakin kafa lazım. Yaşamak ve hayatta kalabilmek için bazı şeyleri bilmemiz lazım. Bilhassa bir lafın içerisinden neyi çıkarırsan boşalır, bunu bilmemiz lazım. Aynı zamanda karnını boş lâfla dolduranların sıhhatini sormak lâzım.

Eğer iyiyim diyorlarsa  her istediğinizi onlara parayla yaptırabilirsiniz.  Evet, ama açıktan ve göstere göstere değil. Önce insanların özledikleri meblağa kavuşup kavuşmadıklarını bilmemiz lâzım. Bakıyorsunuz bazı paralar geçmiyor. Geçmez paraların koleksiyon değeri olduğu söyleniyor. Buradan paranın tabiatını öğrenmiş oluyoruz. Demek ki, para dediğin geçmez parayı geçer paradan daha pahalı kılan anlayış olmuş oluyor. İnsanlar hergün biraz daha çok anlayış sahibi oluyor. Anlayış para ediyor. Zaman çoktan beri vakit-nakit kafiyesi sayesinde para ediyor.

Dolap hasar görmeksizin döndükçe dönsün diyenler parayla hemhâl oluyor. Parayla halvet olamayanlar mededi feleğin çarkı kırılsın nakaratının hatırlanmasında umuyor. Dehre sövüyor.

Bunun tabii olduğunu zannedenler var.

Kendilerine Allah’tan gayri rabb edinenlerin reddedilmez bir gücü temsil ettiğini söyleyenlerin hangi dinden olduğu ise karanlıkta kalıyor.”

Zamanın ve zamanımızın ekonomik açmazının, en büyük nedenler, yegane güç ve kuvvet etkisi uyandıran, paranın idaresine , iradelerini ve ifadelerini bırakmış insanlar yığınıdır.

Dolap Beygiri : Bahçe, bostan vb. sulamak için kuyudan su çekmede kullanılan, aynı yerde dönüp durarak çarklı düzeneği işleten beygir.

Kendi zevk, heves , arzu ve tutkularını beslemek için, dünya kuyusundan su çekmekte olan insan, aynı yerde dönüp durarak, bu çarklı düzeneği işletmektedir.

Yaşanan şu zamanlarda , herkes kuyudaki suyun azlığından şikayetçidir.  Para’nın azlığından, ve darboğazından.

Eğer ki; suyun azlığından şikayetlenip, dolap beygiri oluşunuzdan şikayet etmemekte iseniz.

“Beyliğe uzak, Beygirliğe yakınsınız…”