Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Zalim Güçlü İse…

Zalim Güçlü İse…

Hemen herkesin hayatında öyle veya böyle karşılaştığı bir takım olaylardan sonra dilinden dökülen veya bir yakını tarafından hatırlatılan ve “ZALİM ÇOK GÜÇLÜ İSE,” diye başlayan bir söz vardır.

Zalim güçlü ise, toplumdaki kişiler tarafından mazlumlar zalim ilan edilir.

Zalim güçlü ise, zalimden yana olanlar sizden suçunuzu derhâl itiraf etmenizi bile isterler.

Maalesef fertlerin, milletlerin hatta ülkelerin bile birbiri ile ilişkilerinde durum böyledir. 

Mazlum milletlerin karşısında güçlü olan zalimin zulmünün hâkim olması suç olmadığı gibi aksine zalimin yanında yer alan ülkeler tarafından alkışlanır bile.

Bunun temel nedeni fertlerin, toplumların ve devletlerin hayatında seküler beşeri ideolojilerin hâkim olmasıdır.

Hal böyle olunca da;

Temel dayanak noktalarımızdan olan aile birliğimizi kanunlarla darmadağın edecek şekilde düzenlemiş ve baba ile anne işe giderken çocuklar kreşe gidiyor, çünkü daha önceden dede ve nineden ayrılmışız veya huzur evine terk etmişiz.

Müslümanlar kadar ölümden korkan başka canlı olmadığını ispat edercesine evlerimizi hiç ölmeyecekmişiz gibi tefriş ediyoruz veya ne haltlar karıştırdığımız belli olmasın ya da görülmesin diye güvenlikli site aramaktan başımız alamıyoruz.

Fert ile devlet ilişkisinin en bariz olduğu vergi konusunda gelir ve kurumlar vergisini az ödemek için kanundaki açıklarda faydalanarak evimizin bile mutfak gıda ihtiyaçlarını işyerimizin gideri olarak göstermeyi kâr sayıyoruz.

İşletmelerimizde olmazsa olmazımız olan bilgi işlem giderlerinde maliyetleri azaltmak için korsan yazılım kullanmayı adet haline getiriyoruz.

Çerçeveyi biraz daha genişletip ülke geneline bakınca ülkede kriz var, zengin hep daha zengin, Fakir hep daha da fakir oluyor diyoruz ama sürekli olarak zenginden yana oluyoruz.

Toplumdaki fakirleşmenin temel nedeni olan faiz zulmünün sona erdirilmesi için bankaların sömürü düzeninde nasıl oluyor da % 402 kâr ettiğini sorgulamak hiç işimize gelmiyor.

Hatta yetkililer bunu millete açıklamasını bile isteyemiyoruz.

Her fırsatta orantısız güç kullananlara karşı orantısız zekâ uygulanması gerektiğini ifade ediyor ama orantısız kar eden faizli bankalara karşı orantısız mevduat eksiltme uygulamak işimize gelmiyor çünkü işletmemizin yıllık kârının azalmasından korkuyoruz.

 

Kısacası Dinimizin İslam olduğunu söylüyoruz ama asla ikiyüzlülükten kurtulup da ekonomik ve siyasi düzen, Adalet, Siyaset, ahlak konularında istediğimiz nizam ne, içinde yaşadığımız düzen nasıl bir düzendir diyerek kendimizi ve çevremizi sorgulama yapamıyoruz.

Öyle bir ataletin içine düşürülmüş durumdayız ki;

Müslüman coğrafyalara dayatılan yenidünya düzeni hayır diyemiyoruz ve bundan dolayı da Allah’ın(cc) helal kıldığı et yerine yapay etin bir an önce tadına bakmaya can atıyoruz.

Sosyal medya zalimi Metaverse bizi esir almış durumda olduğu için Paris iklim anlaşması konusunda hiçbir bilgimiz yok ve diğer uluslararası kuruluşlara esir olduğumuz gibi katil sürülerinin idaresindeki DSÖ'nün dayattığı sıvılara teslim olmuş durumdayız.

Yeryüzündeki tüm adaletsizliklere ve kanunsuzluklara hayır diyemediğimiz için siyonist canilerin işgal ve zulümlerini canlı yayında seyrediyor ve kılımızı bile kıpırdatmaktan çekiniyoruz.

Namazımıza engel çıkaran otobüs firmalarını boykot etmek yerine eğ başını gör işini tarafında oluyor ve hakkın hatırını en üstte tutanlardan olamıyoruz.

Elimizle oy vererek iş başına getirdiğimiz belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmalarındaki zulümlerine bir daha ki sefere daha büyük bir zulümle karşılaşırız korkusuyla seküler beşeri ideolojilerin zulmünün devamına onay veriyoruz.

Aynı ana ve babadan olma kardeşlerin miras bölüşümünde birbirlerine uyguladıkları zulümden tutun da kısacası fert ve toplum hayatımızın safhalarından neresinden tutsak elimizde kalıyor. 

Hâlbuki çok kısa bir zaman öncesinde toptan helâk olmamak için biz önce kendimize sonra da içinde yaşadığımız toplumumuza hakkı söyleyeceğiz diye söz vermiştik.

Şimdilerde ise konu din olunca en son konuşacak benim diyerek beşeri ideolojileri kendine kalkan yapan kişilerin zulmüne itiraz bile edemiyoruz.

Zalim güçlü ise, biz neyiz diye sorduk mu hiç?

FARKINDA MISINIZ?

Zalim güçlü olduğu için işin içinde faiz olmasına rağmen Kur korumalı Mevduat hesabını Dergâha devam eden adam savunurken, meyhaneye devam eden eleştiriyor.
Hayatta sürekli olarak imtihan edilmenin yeni hali bu olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi