Ebubekir Mücevher

Ebubekir Mücevher

Yüz İdamı

Yüz İdamı

Bazen bir yatağın, nehire, gökyüzüne ve gecenin karanlığında ayın evine benzetebilmek mümkündür..?
Daha çok fonksiyonel özellikleri olduğunu düşünebilirsiniz… Uyku, pinekleme ve keyif içerisinde gerinmelerimizi barındıran, bir rahatlama ve dinlence aracı olarak görülebilir.
Uyumanın ölüm yarısı olduğunu kabul etmişliğimizin dışında, bazen uykuların bize sonbaharı biraz kışı ve birazda hapishaneyi anımsattığı olmuştur..
Şimdi o bulantılardan birini yaşıyorum, sözlerimle içimde kuyular kazıyorum… Üzerine örtüldüğünde, yorgandan kapılar, büyük bir gürültüyle kapanıyor göz kapakları ve içerisinde mahkum olduğum gözlerin , voltalar atmaya başlıyor kalbim..
Bedenin sağa sola doğru dönerken, zihnin uzun düşünce adımları ile vurmuştur kendini yollara…
Bazen kendimden uykularla kaçmaya çalışırken, gözlerimin altındaki torbalarda hayaller ve ümitlerin biriktiğini fark ediyorum…
Gözyaşlarım uykusuz rüyalarımda çoğalıyor ve bir mehteran misali merhametsizce iki-içe bir-dışa akıyor…
Hem yanaklarıma doğru ağlıyor, hemde şakaklarımda ağırlıyorum gözyaşı ağrılarımı…
Yüzümü(zü) idam sehpasına çıkarmanın tanyerinde, aynanın ilmiğini boynuma takıyorum… Ve aynalara uzun zamandan beri lanet ediyorum…. Aynılar meydana getirdiği için, ayna karşısında yetişen bir insanlığım(ızın) olduğunu düşünerek…
Aynalar sizi hiç sevmiyorum…!
Aynalar, ardına vurulan sırla karşısına geçmiş bütün sırları dışa vuran dedikoducu yada ardına vurulan sırrın intikamını almaya çalışan bir kinin adı…!
Yüzlerimizdeki, yüzsüzlükleri karşısına geçip düzelttiğimiz, saçlarımızı ve elbiselerimizi gördüğümüz ve görmek istediğimiz görünüşlerimiziz görüntülere dönüştürdüğümüz bir düzlem…
Bazen de diyorum ki, aynalar dipsiz bir kuyu önündeki şen şakrak renklerin altında yatan ve bütün çirkinlikleri içine alıp sadece dışlarımızı yansıtan, bir insan çöplüğü…!
Nakledilen yüzler bulmayı ve nakletmeyi başardık... Düzelmeyen akıllarla bilimin içinde bir ışığın peşine düşmüş ateş böcekleri gibi yanmaya mahkum ruhlar meydana getirdik... Kaderin, kadrinden uzaklaşmaya meyletmeye başladık..
İnsanların bir düzlemin karşısında, düzeltikleri kıyafetleri ve şekilleri ile karşısındaki şekilde itibar gördüğü bir dönemde, insanların aynasal davranışları da şaşırtmaması gerekiyor.. Kendini yansıtmayan ve aynı olmanın nezaketini, inceliğini, kabalığını, edepsizliğini ve efendiliğini ne gerekiyorsa menfaat için, virgül olmanın haysiyetsizliğini aynalaşmış ve aynılaşmış insanların yüzlerinde görmek çok üzüyor….
Onun için aynaların karşısına geçmemiş, geçtiği zamanda sadece şeklini görmeyi murad etmiş, bana, sana ve size herkese seslenerek söylemek istiyorum…
“Suretinizin fotokopisinde, kendinizdeki incelikleri fark etmeniz daha kolay olur…”
Aynalarda kayıplarınızı arayın ve ömrünüzde bir defa ayna da YÜZLERİNİZİ İDAM’a adımlar atmaya razı edin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ebubekir Mücevher Arşivi