Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Yılanın Başı

Yılanın Başı

Dışımıza kimi kemirgenleri, muzırları sokmaz, ihtiyatla dururken; içimize neleri buyur ediyor; odalar, (baş)köşeler tahsis ediyoruz?

İrademizi kimler sömürüyor. Gürül gürül konuşurken kaybettiğimiz ses, yerini tıslamalara, haince fısıldanmalara, iğvalara mı bırakıyor.

Nefis sembollerinden birinin yılan olması, sürüngenliği boşuna değil. Sizi kalbinizden ısırıyor ve uyuşturuyor. Tatlı diliyle siz onu değil, o sizi yuvanızdan, gönül evinden çıkarıyor.

Zehir’e zamanla alışıyor, gizli düşmanlarınızla birlik içinde uyu(şu)yorsunuz, hatta kanka(!) bile olup, mesela iyiyi kötüden yeterince ayırt edemiyorsunuz.

Yolda yalpalama, duraklama, geri düşüşler mümkün, fakat büyük bir zaman kaybıyla ömür de tüketilebilir.

Kötülük deyince çoğumuz hırsızlık, katl olayları gibi eylemleri anlıyoruz.

Oysa kibarca, usulca işlenen cürümler de var: çirkin maksatlı fikirlerle yanlış yönlendirmeler, müspet bir harekete mani olmalar, önünü kesmeler; özgürlük, sanat, … gibi etiketlerle zararlı bir çığır açmalar, üremeli fenalıklar.

Pek munisçe katılıverdiğimiz dedikodular, başkaları hakkındaki pestenkerani yorumlar, peşin hükümler, onulmaz suç damgalarıyla görünmez kafeslere tıkmak, şerre rızalar, farkına varmadığımız bin bir şey de günahın, kötülüğün bir parçası oluyor.

Sonra “kalbim temiz” aklamaları, yanlışı küçültmeler (Kime karşı işlendiği ayrı mesele) devamlılığı, daha büyüklerine de zemini hazırlıyor.

Millete karşı işlenilen (organize)kötülükler, yılan başları ise ayrı fasıl.

***

Hâlbuki kalpte ne savaşlar, mücadeleler sürüyor. Aslında pek de hoşumuza gitmeyecek birileri saltanat kurmuş, ruhunuz hakkında fermanlar çıkarıyor; o meçhul(!) şahsın nasıl da hevesle buyruklarını tutuyorsunuz.

Bazen üzerinizdeki bütün emeklerin boşa gittiğini, muhafazalı kalbin örtüsünün yırtıldığını hissediyorsunuz. Herhâlde bu farkındalığı yakalamak da iyi sayılır.

Çünkü yılan(lar) tarafından zehirlendikçe, kendinize ve çevrenize karşı işlenen cürümlerin, çirkin fiillerin ayrımına varmıyorsunuz.

Çok belirgin sapkınca işler yapan kimseleri dinliyor ve hayretler içinde kalıyoruz. Zira onlara göre, daima başkaları haksızca faaliyetler yapıyor, zulmediyor. Zâtımız ise hep tertemiz, pir ü pak. Yaşayışlarında, düşüncelerinde sürekli haklılar. Samimiyetle buna inananlar var.

Bazen bu müdafaa durumu, kendini temize çıkarma takıntısı; ikazlara yahut değişik (eleştirel) düşünceleri bulunanlara karşı saldırıların da müsebbibi olabiliyor. Kişi mütecaviz ve zorbalaşıyor.

Had bildirme, ağzının payını verme, kendi tarafına yonttuğu doğruları, gerçekleri muhatabına tebliğ(!) etme vs. Üstenciliğin, zirvedeki taçlı(!) bir rehberlik hâlinin sonucu.

Bir de size karşı çıkan bir başka Güzide(!) Erdem(!) Seçkin(!) gibi, güzele muhalif “Ben’ler” mevcut.

Söz gelişi en sevdiğini iddia ettiği şahıslara dahi pervasızca kinle dolu ağzını uzatıyor; ziyankâr, akla sığmaz hareketler yapıp, gönlünü heba ediyor.

“Öteki Ben” ne idüğü belirsiz vitaminler alıp, (zevkle) tarafınızca ve çevrece besleniyor, Cennet’ten atılmış Azılı’yla ittifak kurup; sizi bazen parmağında bile oynatıyor.

Bir zaman sonra türlü eziyetlerle çırpınırken, belki şaşıp kalıyorsunuz kendinize reva gördüğünüz duruma.

“Bodrum kattakiler” diye tanımlıyor bilgeler zulmet içindeki; yılanın çıyanın sıçanların cirit attığı pis mekânların sahiplerini.

Üstelik bindiğiniz asansör sık sık kirli ellerce bozuluyor, katlar arası dolaşıp duruyor, bodrumlarda, zifiri karanlıklarda konaklamak durumunda kalıyor.

Zor ama yılanın başını bir ezsek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
  • Ahmet bey / 20 Ağustos 2024 15:52

    Yılanmı yalanmı.. Kimse kendinin farkında degil. Herkes dogru peki bu pervasızlık niye. Aslında biz yılanlaşmışız hemde insan görüntüsünde.

    Yanıtla (1) (0)
  • Sadık Gökce / 19 Ağustos 2024 19:01

    Yılanın başını ezmek kolay. Zor olan ülkem insanını yılanın varlığına inandırmak. Çünkü yılanın attıklarından beslenen böceklerin sesi o kadar gür çıkıyor ki yılanın varlığını haber vermek isteyen bütün sesleri bastırıyor. Bu böcekler bize iki seçenek bırakıyor; Ya yılanın artığından besleneceksin ya da hain yaftası yiyeceksin.
    Öyleyse hep birlikte çığlık atalım "Yaşasın bizim yılanımız"

    Yanıtla (1) (0)
  • YARININ ADAMI /....... Patladı / 19 Ağustos 2024 09:53

    en sevdiği Şahıslara dahi Kinle ağzını açıyor...diyorsunuz..&..adamlar 22 yıl
    İmanlı mürid, hatta, mürşit zannettiği Şahısları gizli-açık (ikiyüzlü) tutmuşlar..
    istedikleri olmayıp, Zina-Faiz-Domuz-Döviz..Vs..22 KAT fırlayınca..iyice Saldırganlaştılar...taşlar kime gelirse..Kendileri bozuldular..çocukları da...
    IRAK Musul-Kerkük ve SURİYE, LİBYA Verildi gibi gitti, Yunan 18 Adayı İŞGAL
    ..neden.?..LOZAN 2023'de bitecek, gibi tutarsiz,Sayısız YALANLARA İnanıp,
    Uzunca beklediler

    Yanıtla (4) (0)
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi