Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Yaylada Yunus Nefesi

Yaylada Yunus Nefesi

Gezilerin önemli bir özelliği de; başarabildiğiniz ölçüde size bir taşınma, perde çekilmesi hissi yaşatması. Bir müddet olağan gündeminizi, yaşantınızdaki sıradanlıkları ötelemesi; ilgi ve dikkatinizi o hareketliliğe, yeni alanlara açıp, yoğunlaştırması, ağırlıklarınızdan bir nebze kurtarması.
Her ne kadar bazen yeni sorunlarla dönsek de, güzellik ve değişim duygusu sizi rahatlatıyor.
Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nce, 25 Ağustos tarihli, günü birlik, İsmail Hacı Yaylasına tertiplenen gezi de verimli, belki Hz. Yunus’un şiirli kişiliğini de hissettiren bir havada geçti.
Bir zamanlar “İlistra" denilen Yollarbaşı Kasabası’nda ilk durağımız, önemli bir tarihî yapı olan Ulu Cami; asaletiyle, ihtişamıyla günümüze, tutunduğumuz boş dallara ve nafileliklere meydan okuyor gibiydi.
 Bölgedeki tarihî eserlerin çoğu yıkılarak, ancak iki tane camii, özelliğini nispeten koruyarak ayakta kalabilmiş. Gezdiğimiz yerlerden Köseoğlu Hamamı harap vaziyette.
Türkiye’nin bütününde, ecdattan kalan devâsa eserlere yeterli ilginin gösterilmemesi fevkalâde üzücü. Nedense Hıristiyan dünyasından kalan binalar, antik dönem eserleri kadar şanslı değiller.
Doğrusu mesela “Haydarpaşa Garı’nın Çürüdüğüne; Haydarpaşa’da çıkan yangının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hiçbir yenileme çalışması yapılmadığına” dair haberler insanın içini acıtıyor. Her gün değişen köksüz ve belirsiz bir umumî siyaseti anlamak ve ayak uydurmak içinse herhalde zihni tepetaklak durumuna getirmeliyiz.
Gezi ikramlarla dolu. Yollarbaşı ve Karaman’daki zengin kahvaltı ve sonrasında dere manzaralı alabalık ziyafetini baştan sayayım.
İlginç, renkli kişilerle karşılaşıyoruz bu seyahatte. Bunlardan biri olan, Kemal Bayat amca, dikkat çekici, özgün bir şahsiyet. Karaman’da yaşıyor. Geçirdiği acılara rağmen, hayatı, mücadeleyi hiç bırakmamış. Sözlerinden, hep bir davanın, ülkünün adamı olduğunu fark ediyorsunuz. Duygularının kökleri derinlerde.
Eski bir tartışmayı öne getiriyor. Eskişehir’de değil, Yunus Emre’nin Karaman’da yaşadığını ve İbrala (Yeşildereli) olduğunu insanlara anlatmak gayesiyle, ilerlemiş yaşına rağmen samimiyetle yılmadan çeşitli çalışmalar yapmış, ilim adamlarıyla, yöneticilerle iletişim kurmuş.
 Grubumuzdan Mikail Bayram Hoca’yla, konuyla ilgili hararetli konuşmalar gerçekleşiyor. Özde Yunus Emre düşüncesinden uzaklığımızı, manevî değerlerimizin bugün geldiği yeri, “İnsanlık öldü mü?” dedirtecek müessif hadiselerin artışını; mekânı ve mekânı değerli kılan insan ve iman ölçüsüne sahip çıkmadığımızı düşünerek, asıl hayatî noktayı gözden kaçırmamamız gerektiğini düşünüyoruz.
 Gezimizin bir sonraki durağı, İsmail Hacı Yaylası’na ve Tekkesi’nde, “ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler” durumunu bir kez daha yaşıyoruz. Gözler neyi, kimleri görmüyor ve ciğerlerimize yapışmış envaiçeşit körlükler ruhumuzu nasıl da bunaltıp karalıyor.
Gene de Yunus nefesi, sizi mahrum bırakmıyor. Bir an, dumanı üstünde semavî bir tekke çorbasına karışıp eriyeceğiniz geliyor.
Şeyh İsmail Hacı, “Bizim Yunus’un” dedesi olarak biliniyor. Yunus Hazretlerinin de içinde bulunduğu, Horasan’dan gelen derviş topluluğu; I. İbrahim Bey’den toprak satın alarak bu yörede yaşamış.
Ortalıkta yeşillik gözükmüyor. Ama kökleri tâ Kâlû Belâ’ya uzanan, Yunus Emre’nin de meyvelerinden olduğu bir ulu ağacın dalları altında serinlemek mümkün.
Bir ileri durağımız, Karaman’ın 46 km doğusunda yer alan Taşkale ise ezber bozup, bir başka dünyaya adım attığınız duygusu uyandırıyor.
Öncelikle geziyi düzenleyen değerli yazar-gezgin Zeki Oğuz’a, emeği geçenlere, yakın ilgisiyle Yeşildere Belediye Başkanı İbrahim Koçak’a, Yollarbaşı Belediye Başkanı Mehmet Sarıüzüm’e, Karaman Belediyesi’nden görevlendirilmiş arkadaşımıza ve varlıklarıyla yolculuğumuzu şenlendiren, kıymetlendiren yazar-akademisyen-gazeteci-öğrenci dostlara sevgiyle teşekkür ediyorum.
………………………
            NAZMİYE MUSLU
“Madalyada gözüm yok, amacım o bayrağı en yükseğe çekmek” diyerek; 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda, kadınlar halter 40 kiloda ülkemizi temsil eden, 109 kiloyla dünya ve paralimpik rekoru kırarak, altın madalya kazanan harika kız Nazmiye Muslu’yu yürekten kutluyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi