Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Yakın Tehlike DSÖ

Yakın Tehlike DSÖ

Pek çok insan kısa adı DSÖ olan Dünya sağlık örgütü diye bir yapının varlığını Covid 19 pandemisi dolayısıyla duymuş olsa da DSÖ gerçeğinin tam olarak ne olduğunu bilmemektedir.

İnsanlar tarafından DSÖ nün Birleşmiş Milletler teşkilatına bağlı ve insanların sağlıkları ile ilgili olarak dünya çapında iyi ve güzel çalışmalar yapan bir kuruluş olarak görülmekte olsa işin aslının öyle olmadığının ilk belirtileri yine Covid 19 pandemisi sırasında görülmüştür.

Esasında ilk yanlış bizzat BM in insanlık hayrına bir teşkilat olarak kurulduğu yalanına inanmakla başlamakta ve bu güne kadar yaptığı faaliyetlerin hiçte insanların faydasına olmadığı insancıl(!) olarak belirtilen faaliyetlerin sonuçlarının yıllar sonra ortaya çıkması ile anlaşılmaktadır.

Bunun son örneğini Covid 19 pandemisi döneminde yaşadık.

Her ne kadar hala bazı akademisyen ve sağlık sektörünün paralı askerleri kabul etmese de insanlığın faydasına diyerek zorla hatta bazı devletlerde polis zoru ile aşılanan insanlarda daha üzerinden birkaç yıl bile geçmeden ortaya çıkan sağlık sorunları aşıların fayda insan neslini yok etmeye dönük olarak üretildiğini ortaya çıkarmıştır.

Birkaç sene daha geçtiği zaman şimdiki bulgular artacak ve çeşitlenecek ve özellikle genç nesiller üzerindeki yan etkileri başta olmak üzere zararları çok daha açık ve net bir şekilde görülecektir ki insanlara zorla dayatılan aşılar başta kalp ve damar rahatsızlıkları olmak üzere pek çok hastalığın ve arızanın temel sebebi olarak kabul edilecektir.

Pandemi, başlangıcında DSÖ örgütünün yöneticisi olan eski terörist Gebreyesus başta olmak üzere Bill Gates ve Rockfeller ailesi mensuplarının aşılar ile insan nüfusunun azaltılacağı iddialarına inanmayanların bu gün geldiğimiz noktada sessiz kalmaları işin vahametini ortaya koymaktadır.

Bütün bunlar ortaya koymaktadır ki BM denilen siyonist yapılanmanın sağlık sektörünü yönlendiren uzantısı olan DSÖ, insan nesli üzerinde aşılarla soykırım yapmak üzere kurulan bir soykırım örgütüdür.

Geçtiğimiz aylar içinde haberlerde de yer aldığı üzere DSÖ yeni pandemi sözleşmesi hazırlığı için Mart ve Mayıs ayı içinde yaptıkları toplantılarda, sağlık adı altında insan hakları ve ülkelerin egemenliğine aykırı faaliyetleri, sürdürmeyi devam ettirmiştir.

Türkiye’de ilaç tröstleri tarafından satın alınmış kişiler tarafından bildirilmiyor olsa da en son İtalya’da sevdikleri insanların aşıdan zarar gördüğü ve öldükleri iddiası ile sokaklara dökülen İtalyanlar seslerini yükseltti ve İtalya'nın eski Sağlık Bakanı Speranza, öfkeli İtalyanların linç girişiminden son anda kurtulmayı başardı.

Şimdilerde ise DSÖ başındaki terörist Tedros denen densiz, baklayı ağzından çıkartmış ve yüzyıllardır insanlar tarafından bilinen iklim döngüsü değişikliklerini iklimlerin sağlığa olumsuz etki olarak niteleyip oluşacak zararlar nedeniyle Covid 19 dan daha ölümcül bir salgına hazır olmamız konusunda insanları ve ülkeleri tekrar tehdit etmeye başlamıştır.

Covid 19 pandemisi döneminde ilaç tröstleri ve siyonist basın yayın organları eliyle insanlar üzerinde adeta terör estiren ve içeriği hala tam olarak açıklanmayan bir takım sıvıları insanlara hatta milletlere/devletlere zorla dayatan DSÖ şimdi de 20-30 Mayıs 20223 günlerinde oylanacak DSÖ sözleşmesi ile ülkelerin egemenliğini ele alarak uyguladığı terör politikalarını bir adım daha ileri götürmek istemektedir.

DSÖ dayatması olarak kabul edilen bu sözleşme imzalanacak olursa TC. Anayasası gereği kabul edilen milletlerarası anlaşmalar meri kanunların üzerinde bir hukuk normu olarak kabul edildiği için ülke ve millet egemenliğinin açık bir ihlali olacağı bir tarafa uygulanması için dayatılan her DSÖ direktifi kanunların üzerinde olması iddiasıyla anayasaya aykırı olsa bile uygulanmak zorunda denilecektir.

Corona yalanından sonra Küresel sömürü düzeninin kurulması için çalıştıkları bu yeni yalana karşı bu uyanık olunmazsa maske ve ev hapsi dayatması daha şiddetli bir şekilde uygulanacaktır.

FARKINDA MIYIZ?

Geçtiğimiz ay yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yenilenen siyasiler başta Cumhurbaşkanı olmak üzere duvarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” düsturu yazan TBMM genel kurulunda ettikleri yemindeki ”milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma” sözlerine sadık kalarak sağlık adı altındaki egemenlik yetki devrini içeren DSÖ yeni pandemi sözleşmesini yeminlerine sadık kalarak ret etmeleri gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi