Su-Dan Sebepler
Bu farkında olanlar için bir uyarı yazısıdır.
Son zamanlarda dayatılmaya çalışılan karbon ayak izi kara propagandasına karşı kendimizi, ailemizi, şehrimizi, ülkemizi ve iklimimizi korumak için yapılması gerekenlere dair bir uyarıdır.
Çünkü insan nesli her alanda şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde bir küresel katliama uğratılmaya çalışılıyor.
Bunu da su dan sebeplerle yapıyorlar.
Biliyorlar ki su ya hâkim olan, dünyaya hâkim olacaktır.
Yine biliyorlar ki su olmazsa, insan nesli de olmayacaktır.
İnsanların yaşadığı her bölge için, farklı şeytani planlar yapıyorlar.
Kuzey yarım küreyi atmosferin ısınması ile korkuturlarken, güney yarım küreyi aşırı yağışlar ile dize getirmeye çalışıyorlar.
Ne demek istediğimizi hala anlamayanlar, son 6 aylık sürede hiç yağış almayan İspanya’dan Türkiye’ye kadar olan kuzey yarım küre ülkelerine ve aşırı yağış alan Körfez ve Afrika ülkelerine dair yağış durumuna bakabilirler.
Veya insanları etkileyebilmek için neredeyse her saat başı televizyonlardan verdikleri hava durumu programlarındaki iklim verisi adı altında sıcaklık değerleri ile nasıl oynadıklarını görebilirler.
Yıllardır 30 derecelerin altındaki sıcaklıkları turunca hatta ülkenin durumuna göre yeşil renkteki haritalarla verirlerken şimdilerde ne oldu da 25 derecenin üstünü turuncuya hatta kızıla boyadıklarını fark ederseniz oyunun büyüklüğünü de görmüş olursunuz.
Bu günlerde iklim değişikliği ve küresel ısınma adına ekranlara çıkan elemanların nereyse hepsinin 3 yıl önceki Covid 19 çığırtkanlığı yapanlardan hiçbir farkının olmadığını görmenin vakti geldi de geçiyor.
Ya da Türkiye’nin 81 ilin tamamı için faysız alanlar için dahi deprem çığırtkanlığı yapan, böylelikle insanların bilinçaltına deprem korkusunu işleyerek suni deprem yaparak insan neslini sonlandırmak isteyen n küresel oligarşinin hizmetkârlığına soyunan deprem Prof'larının da Covid 19 çığırtkanlığı yapanlar Prof'lardan farklarının olmadığını görmek gerekiyor.
Dünyada ve Türkiye’de deprem olmuyor veya olmayacak demek istemiyoruz.
Deprem hem dünyanın hem de içinde bulunduğumuz coğrafyanın bir gerçeğidir ve bunu inkâr etmek mümkün değildir.
Ancak toplumun büyük çoğunluğu olan bitenin veya gelmekte olan büyük tehlikenin henüz farkında değilken bölge bölge yapay iklim ve deprem planları yapanların doğal bir deprem yerine yapay depremleri tetiklemek için yaptıkları planları masum göstermek istemelerine aldanmamaları gerektiğini ifade ediyoruz.
Dün Türkiye’de bir karış tarım alanı boş kalmamalı diyen uzmanların(!) önce bölgesel ürün adı altında getirmeye çalıştıkları kısıtlamaların bu günlerde ülkenin en verimli ovası olan Çukurova’da su kalmadı çığırtkanlığı yapmalarının bu ülkenin hayrına olmadığının bilinmesini istiyoruz.
Bölgecilik yapmak olarak anlaşılmasın ama yıllardır başta siyonistler olmak üzere yabancıların tarla aldıkları ifade edilen Güneydoğu Anadolu bölgesine, yüzlerce kilometre uzunluğunda sulama kanalı yapılırken, Türkiye’nin hububat ambarı olan Konya bölgesi için yapılan KOP projesinin ve özellikle de sulama kanalının, ilk denemede çökmesinin art niyet sonucu olduğunu özellikle belirtmek istiyoruz.
Bu günlerde Konya ovasında çok su isteyen pancar ve mısır gibi ürünlerin ekiminin yasaklanmasını isteyenlerin birkaç sene sonrasında buğday dahil tüm tahıl ürünlerinin yasaklanmasını isteyeceklerini bilmek kehanet olmayacaktır.
FARKINDA MIYIZ?
Ülkede vahşi sulama sisteminin ve buharlaşmanın önünü alacak olan kapalı sulama sistemini yıllardır yapmayanların, bu günlerde iklim krizi ve küresel ısınma yalanları adı altında su kanunu ve su yasakları getirmeleri, sadece çiftçiler ve hayvancılık yapanlara değil, bütün ülke insanına ihanetle eşdeğerdir.
Su yasakları koyarak insanların sadece bağ, bahçe, tarla sulamalarına değil, duşta 3 dakikadan fazla kalmak, cami ve okullarda su kullanmamak, tuvalette su ile taharetlenmeye yasak getirecekleri günlere gidiyoruz.
Yıllardır her vesile ile sulu tarım yapmak su dan sebeplerle yasaklanacak diye uyarı yapanları dinlemeyenlerin şimdilerde abartıyorsunuz demelerinin bir değerinin olmadığı anlaşıldığında iş işten geçmiş olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.