Şehirleşme - Kentleşme
Genele bakıldığında Türkiye için yerele bakıldığında ise Konya için planlı bir kentleşme(!)nin varlığından bahsedilir hep.
Konya için konuşmak gerekirse 50 yıla yakın bir süredir uygulandığı söylenen imar planlarının şehirleşme yerine kentleşme ve kalkınma adına şehrimiz nereye getirdiği ortadadır.
Kaldı ki ülkemizde sürdürülen ve seçilen başkana göre yön değiştiren tadilat imar planlarıyla ortaya konan plansız kentleşme politikaları sonucunda oluşan yanlış ulaşım tercihleri ve yanlış yatırım kararları sonucu şehirlerimiz kaçak ve sağlıksız bir kent haline dönüştürülmüştür.
Bunun sonucu olarak da şehirlerimizde ulaşım, altyapı, yeşil alan ve plancıların deyişiyle ortak donatı alanları son derece yetersiz kalmıştır.
Belediyelerin göz yumması ile oluşan niteliksiz ve depreme karşı dayanıksız, insanca yaşamaya elverişli çevreden yoksun sokağımız, mahallemiz ve şehirlerimizde insanımız her bakımdan yoksun bir hayat yaşamaya itilmiştir.
Ütün bu olumsuzluklar ortada dururken ve bunların düzeltilmesine öncelik verilmesi gerekirken nedendir bilinmez bir şekilde küresel sermayenin dünya görüşüne denk düşen bir zihniyetle “dünya kenti” ve “marka kent” söylemleriyle, şehirlerimizin gerçek markaları olan tarihi dokuları ve dolayısıyla tarihi kimlikleri yok edilmektedir.
Bu anlayış çerçevesinde bu güne kadar uygulanmaya çalışılan sözde kentsel dönüşüm projelerinin ne yazık ki şehirlerimizin sorunlarını çözebilecek bir nitelikte olmadığı görülmektedir.
Bu projeler tam tersine şehrimizde var olan sorunları daha da arttırmakta ve yeni yeni sorunları beraberinde getirmektedir.
Buna bir de siyasal açıdan şehrin rantına el koyma amacı eklenince küresel şirketlerin ve onların yerli ortaklarının yatırım kararlarının önünü açmak için gündeme gelen projelerin ardı arkası kesilecek gibi gözükmemektedir.
Bu amaçla gündeme alınmaya çalışılan yatırım(!) kararları ve kentsel dönüşüm projeleri, ülkemizin bütün şehirlerinde olduğu gibi Konya’mızın da maddi manevi kültürel varlıklarını tahrip edebilecek niteliktedir.
Mevlana Kültür Merkezi ile Üçler Mezarlığı civarına yapılan turistik(!) tesis bunun en açık örneklerinden biridir.
Bu tür hataların tekrarlanmaması amacıyla son yıllarda hemen her ortaya çıkan kişinin gündeminde olan kentsel dönüşüm projelerinin ve buna bağlı olan yatırım kararlarının gerçek şehirleşme ve hemşerilerimizin istek ve tercihleri doğrultusunda gözden geçirilmesi, değiştirilmesi veya tamamen uygulamadan kaldırılması gerekmektedir.
Aksi durumda şehirlerimizin başta tarihi ve kültürel olmak üzere tüm değerlerini yok eden, yerel kaynak ve imkânlarını sömüren, ulaşım sorunlarını daha da arttıran, yetersiz olan altyapı ve ortak donatı alanları ile yeşil alanları daha da yetersiz hale getiren projeleri hiçbir kural tanımadan ve hemşerilerinin bilgisine/onayına sunmadan gerçekleştirmeye çalışmak bu topraklara, kültürümüze, milletimizin ortak değerlerine ve tarihimize ihanet anlamına gelecektir.
Belediyeler eliyle, özellikle de belediye destekli kooperatifler eliyle
Uygulandığı söylenen kentsel dönüşüm planlarının hiçbir sosyal niteliği yoktur.
Mahallelerimizde oluşan ortak yaşama kültürünün yok edildiği, estetikten yoksun, şehir dokusuyla bağdaşmayan, mahalleli arasında dayanışma ve tesanütü öngörmeyen bir yapılaşma öngörülmekte olduğu için bu yapılaşma modeli yerel siyasetçi arsa spekülatörlerine ve hatta otomobil lobilerine rant sağlamaktan başkaca bir işe yaramamaktadır.
Tek parti iktidarının verdiği avantajla belediye başkanları her defasında yerelleşme adına türlü vaatlerde bulunuyor olsalar da Konya günümüzde her zamankinden daha fazla bir şekilde merkezi hükümet tarafından yönetilmektedir.
Merkezi hükümetin son kanunlarla yaptığı müdahaleler şehirlerimizin rantiye alanı haline gelmesine sebep olabilecek hükümlerle doludur.
Şehirde ikamet eden insanların/hemşerilerin iradelerini yok sayan bu müdahaleci hükümler ileriki yıllarda maalesef şehirlerimizin gelişmesinin ve büyümesinin önündeki en büyük engeli oluşturacaklardır.
Bunun böyle olduğu şimdi hemşerilerimize çizilen pembe tablolarda gözükmüyor olsa bile önümüzdeki on yıllarda çok açık bir şekilde görülecektir.
Konya için konuşmak gerekirse 50 yıla yakın bir süredir uygulandığı söylenen imar planlarının şehirleşme yerine kentleşme ve kalkınma adına şehrimiz nereye getirdiği ortadadır.
Kaldı ki ülkemizde sürdürülen ve seçilen başkana göre yön değiştiren tadilat imar planlarıyla ortaya konan plansız kentleşme politikaları sonucunda oluşan yanlış ulaşım tercihleri ve yanlış yatırım kararları sonucu şehirlerimiz kaçak ve sağlıksız bir kent haline dönüştürülmüştür.
Bunun sonucu olarak da şehirlerimizde ulaşım, altyapı, yeşil alan ve plancıların deyişiyle ortak donatı alanları son derece yetersiz kalmıştır.
Belediyelerin göz yumması ile oluşan niteliksiz ve depreme karşı dayanıksız, insanca yaşamaya elverişli çevreden yoksun sokağımız, mahallemiz ve şehirlerimizde insanımız her bakımdan yoksun bir hayat yaşamaya itilmiştir.
Ütün bu olumsuzluklar ortada dururken ve bunların düzeltilmesine öncelik verilmesi gerekirken nedendir bilinmez bir şekilde küresel sermayenin dünya görüşüne denk düşen bir zihniyetle “dünya kenti” ve “marka kent” söylemleriyle, şehirlerimizin gerçek markaları olan tarihi dokuları ve dolayısıyla tarihi kimlikleri yok edilmektedir.
Bu anlayış çerçevesinde bu güne kadar uygulanmaya çalışılan sözde kentsel dönüşüm projelerinin ne yazık ki şehirlerimizin sorunlarını çözebilecek bir nitelikte olmadığı görülmektedir.
Bu projeler tam tersine şehrimizde var olan sorunları daha da arttırmakta ve yeni yeni sorunları beraberinde getirmektedir.
Buna bir de siyasal açıdan şehrin rantına el koyma amacı eklenince küresel şirketlerin ve onların yerli ortaklarının yatırım kararlarının önünü açmak için gündeme gelen projelerin ardı arkası kesilecek gibi gözükmemektedir.
Bu amaçla gündeme alınmaya çalışılan yatırım(!) kararları ve kentsel dönüşüm projeleri, ülkemizin bütün şehirlerinde olduğu gibi Konya’mızın da maddi manevi kültürel varlıklarını tahrip edebilecek niteliktedir.
Mevlana Kültür Merkezi ile Üçler Mezarlığı civarına yapılan turistik(!) tesis bunun en açık örneklerinden biridir.
Bu tür hataların tekrarlanmaması amacıyla son yıllarda hemen her ortaya çıkan kişinin gündeminde olan kentsel dönüşüm projelerinin ve buna bağlı olan yatırım kararlarının gerçek şehirleşme ve hemşerilerimizin istek ve tercihleri doğrultusunda gözden geçirilmesi, değiştirilmesi veya tamamen uygulamadan kaldırılması gerekmektedir.
Aksi durumda şehirlerimizin başta tarihi ve kültürel olmak üzere tüm değerlerini yok eden, yerel kaynak ve imkânlarını sömüren, ulaşım sorunlarını daha da arttıran, yetersiz olan altyapı ve ortak donatı alanları ile yeşil alanları daha da yetersiz hale getiren projeleri hiçbir kural tanımadan ve hemşerilerinin bilgisine/onayına sunmadan gerçekleştirmeye çalışmak bu topraklara, kültürümüze, milletimizin ortak değerlerine ve tarihimize ihanet anlamına gelecektir.
Belediyeler eliyle, özellikle de belediye destekli kooperatifler eliyle
Uygulandığı söylenen kentsel dönüşüm planlarının hiçbir sosyal niteliği yoktur.
Mahallelerimizde oluşan ortak yaşama kültürünün yok edildiği, estetikten yoksun, şehir dokusuyla bağdaşmayan, mahalleli arasında dayanışma ve tesanütü öngörmeyen bir yapılaşma öngörülmekte olduğu için bu yapılaşma modeli yerel siyasetçi arsa spekülatörlerine ve hatta otomobil lobilerine rant sağlamaktan başkaca bir işe yaramamaktadır.
Tek parti iktidarının verdiği avantajla belediye başkanları her defasında yerelleşme adına türlü vaatlerde bulunuyor olsalar da Konya günümüzde her zamankinden daha fazla bir şekilde merkezi hükümet tarafından yönetilmektedir.
Merkezi hükümetin son kanunlarla yaptığı müdahaleler şehirlerimizin rantiye alanı haline gelmesine sebep olabilecek hükümlerle doludur.
Şehirde ikamet eden insanların/hemşerilerin iradelerini yok sayan bu müdahaleci hükümler ileriki yıllarda maalesef şehirlerimizin gelişmesinin ve büyümesinin önündeki en büyük engeli oluşturacaklardır.
Bunun böyle olduğu şimdi hemşerilerimize çizilen pembe tablolarda gözükmüyor olsa bile önümüzdeki on yıllarda çok açık bir şekilde görülecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.