Savaş Alanı İnsan Beyni
5 Şubat tarihi Konya’mızda Hacıveyiszade Mustafa Kurucu Hocamızın vefat tarihi olarak bilinirdi. Şimdilerde ancak birileri söylerse zar zor hatırlanır oldu. İnsan beyninde yapılan savaşın konusuna buradan da başlayabiliriz.
21. Yüzyılı tanımlamak için insanların makine çağı ile başlayıp uzay çağına ve bilgi çağına kadar pek çok pek çok isim verdiklerini biliyoruz.
Son birkaç yıldır içinde bulunduğumuz zaman dilimine artık akıl çağı veya yapay zekâ çağı demek daha doğru olacak.
Çünkü elimizin altındaki her şey akıllandı veya akıllanmak üzere sıraya girdi.
Telefon ile başlayan ve ev, araba, şehir, ziraat ve silah ile seçimler başta olmak üzere her şeyin akılısı kullanıma sunuldu veya kullanım için son hazırlıklar tamamlanmak üzere.
İnsan beyninin ürettiği yapay zekâ, hemen her tür aleti ve makineyi akıllı yapmak için kullanılır oldu.
İnsan aklının ürettiği bu teknoloji ile imal edilen makineler artık kendilerine verilen komutlar ile işlem yaparak kendi kendine öğreniyor, karar veriyor ve öğrendiklerini uygulamaya geçiriyorlar.
Bu durum pek çok kişiye göre insanlığın sonunu getirebilecek bir risk taşımasına rağmen, insanlar hırslarını yenemedikleri için kendilerince de insan düşmanı olarak görülen makineleri üretmeye devam ediyorlar.
Ülke olarak çok gerilerde olsak da teknoloji ve biyolojideki baş döndürücü gelişmeler hayatın pek çok alanında geçmişe göre daha fazla olumsuzluğa kapı aralamaya devam ediyor.
Mesela insan vücudunu tamamıyla ele geçirebilmek için özellikle biyoteknoloji ve nanoteknoloji birleştirilerek en ulaşılamayan ve bilinmeyen organ olarak görülen beyin için geçmiş yıllarda telaffuz edilmesi bile öngörülemeyen çalışmalar yapılıyor.
Hernekadar kendilerine bilim adamı denilen pek çok kişiye göre, insan beyni yerine geçecek olan yapay zekâ teknolojisi henüz başlangıç safhasında olsa da, yapılanlar yapılabileceklerin habercisi olarak görüldüğü için, gelecek zamanların neler getireceğini henüz kestirmek zor.
Yapay zekâ ve ile ilgili teknolojilerin olası potansiyeli şimdilerde sadece insan gücünün kullanıldığı alanlarda iş görüyor olsa da, yukarıda belirttiğimiz gibi asıl tehlike insanı bütünüyle ele geçirmek için yapılan çalışmaların belirsizliği olmaktadır.
Ülkeler arasında yapılan savaşlarda işgal edilen ülkelerdeki değiştirilen sınırlar bir süre sonra eski haline döndürülebilir, bozulan ekonomik hayat yeniden tesis edilebilir ve yakılan yok edilen tarım alanlarında tekrar tarımsal üretim tesisleri kurulabilir.
Ancak işgal edilen insan beyninin bir daha eski haline döndürülmesi imkânsız gibidir.
Ülkelerarası savaşın her geçen gün şekil değiştirmesi ile bu günlerde fiziki savaştan daha çok ekonomik alanda savaşlar yapılmakta ve teknolojik anlamda yıkıcı bir rekabet ortamında yürütülen savaşlarda başarı sağlamak için rekabet çoktan başlatılmış durumdadır.
Bu anlamda rekabete girmeyen ülkeler veya başkaları yapsın biz parası neyse verir kullanırız düşüncesiyle seyirci olarak kalanlar, gelecek zamanlarda yapılacak savaşlarda düşmanlarına karşı çaresiz kalacaklardır.
Geleceğin savaşlarının tabir caiz ise savaş meydanında yer alanlardan daha çok masa başında oturan komutan ve liderler tarafından, büyük ölçüde yapay zekâlı makine savaşları ile olacağı büyük ölçüde kesinlik kazanmıştır.
İnsan hatasını ortadan kaldırma adına ölümcül otonom silah ve araçların kullanılacağı savaşlarda ortaya çıkacak olan yeni savaş konseptini ortaya çıkaracak olan çalışmalarda öncelikli hedefin, insanı bütünüyle ele geçirmek olduğunu düşünüyoruz.
İnsan beyninde yaşanacak olan savaşta, ülkeleri işgal etmeye yönelik askeri amaçlardan da önce, insan hayatını yeniden kurgulayarak, onu şeytani düzenlerine sadık bir köle hale getirmenin amaçlandığına inanıyoruz.
Savaş alanı insan beyni olunca da, biyoteknoloji ve insan geliştirme alanındaki çalışmalar yarı insan, yarı robot şeklindeki yeni insan modelleri ile tekno diktatörlüğün sadık vatandaşlarını oluşturmak isteyeceklerdir.
FARKINDA MIYIZ?
21. Yüzyıl bilim ve teknolojinin çağını temsil ederken, son 30 yılda hızlanan teknolojik gelişmelerin geçmiş dönemlere nispetle önemli farklılaşmaları getirmiş olsa da, bilim ve teknoloji insan masumiyetini ortadan kaldırıyorsa, getirilen yeniliklerin insanların faydasına olduğu iddia edilemez.
Savaş alanı olarak görülen insan beyninde yaşatılan değişimi görmek isteyenler sakal bırakan ve başına takkeyi geçirerek sanal âlemde vaaz veren Facebook evliyaları ve İnstagram mehdilerine uyanlara bakarak görebilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.