Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Müslümanlar ve Sakıncalı Sözler

Müslümanlar ve Sakıncalı Sözler

Mutlak nihilizmin, hayatın değerlerinin anlamdan düşürülmesini, başka bir deyişle, hayatın herhangi bir anlamının olmadığını ifade ettiği söylenir.

Varoluşçu bir filozof olarak bilinen Friedrich Nietzsche, tarihsel felsefe, Tanrı'nın varlığı, iradenin özgürlüğü, bilginin kesinliği, ahlak ve tarihin sonu kavramlarının doğru kabul edilmesini reddeden bir nihilizm söylemi taraftarıdır.

Bu kısa bilgiden sonra asıl konuya gelince:

Son zamanlarda Nietzsche’ye ait olduğu ifade edilen “Dindarlığınızı Tanrı'ya gösterin, bana insanlığınız lazım” sözünün Müslümanlar arasında da yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir.

Bunu ifade edenler farklı olmak adına herzelerine yenilerini ilave edercesine, "insan olmadan Müslüman olunmaz" diyecek kadar şaşkınlık içindedirler.

Eskiler bazı kişiler ile sözleri için, “cehli mikâp” ifadesini kullanırlardı.

Cehli Mikâp, erbabınca bilindiği gibi, cehli mürekkepten bile daha kötü bir tariftir.

Cehli mürekkep ifadesi, bilmeyen ve bilmediğini de bilmeyenler için kullanılmış iken, “cehli mikâp” ifadesi; Hem bilmeyen, hem de bildiğini iddia eden cahiller için kullanılırdı.

Bu tanımdan sonra cehli mikâp nasıl olur diye soranlara en kolay ispat, yukarıdaki iki ifade gösterilebilir.

Çünkü cehli mikâp, bilinen basit cehaletten, hatta cehli mürekkepten daha kötü bir durumu ve kötü bir niyeti ihtiva eder.

Bunun nedeni yukarıdaki her iki sözde de ifade edilen “insanlık” mefhumunun kaynağının İslam, yani dinimiz olmasıdır.

Beşerin insanlık denilen kemal noktasına ulaşması, ancak İslam ile mümkündür.

Veya diğer deyişle, İslam’dan başka bir yol ile dünya ve ahiret mutluluğuna hem fert, hem de toplum planında ulaşmak mümkün değildir.

Bu gerçeğe rağmen, dini inkâr veya göz ardı ederek insanlığa ulaşılabileceğini düşünmek ve söylemek, İslam’ı saf dışı bırakma gayretinin bir sonucudur.

Bu gayretin Müslüman olduğunu söyleyenlerden veya Müslüman olmayanlardan gelmiş olması, sonucu değiştirmemektedir.

Çünkü malum sözü söyleyen kişilerin zihinlerindeki dindarlık ve insanlık mefhumu, İslam düşmanlarının zihnindeki Müslümanlık mefhumundan farklı değildir.

Daha doğrusu Müslümanlığını namaz kılmakla, oruç tutmakla, zekât verip, kurban keserek hacca ve umreye gitmekle çevresine gösteren, ama çevresiyle olan ilişkilerinde açgözlü, düzenbaz, menfaatperest ve yerine göre sapık, ticari ilişkilerinde ise insan aklının hayal edebileceğinin dışında bir menfaatçi olanı tanımlamaktadır.

Yine onların düşüncesine göre insanlık, sadece gelişmiş batı ülkelerinde olan ve dürüstlüğü önceleyen, insani ilişkilerinde nazik, çalışma hayatında ise makine gibi koordine içinde çalışan, İslam dışı bir yapıdır.

Yani bu kafanın yaptığı tanım, emperyalist batı oryantalizminin tarifinden farklı değildir.

Bundan dolayı son yıllarda ahlakı, yalnız insani ilişkilere indirgeyen bir düşüncenin tezahürü olarak "Müslüman olmadan önce, insan ol" gibi garip sloganlar türetmeye başladılar.

Hâlbuki bunlar eskiden “Müslüman” tanımını bir bütün olarak, ibadetlerini yerine getirmeye çalışan, Cenabı Allah’ın(cc) kanunlarını önceleyen, insani ilişkilerinde ise adaleti, dürüstlüğü gözeten insanlar için kullanırlardı.

Çünkü dünya ve ahirette kendilerine önder ve örnek olarak kabul ettikleri Hz. Peygamber(sav), "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" derken, yalnız insani ilişkileri düzeltmeye geldim değil, hayatı bütünüyle kuşatan kurumsal ahlakı ikmal etmeye geldim dediğini kabul ederlerdi.

Bu kurumsal ahlak tanımının içine namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibadetlerin girdiği gibi insanların emeği, alnının terini akıtarak elde ettiği malı ile saygınlığı ve dokunulmazlığı da girmektedir.

FARKINDA MIYIZ?

Toplumsal mefhum ve kavramları altüst ederek veya kavramlara yüklenen anlamları değiştirerek insanların zihin yapılarını alt üst ettiler. Maksat insan olmaksa, bu ancak İslam’la olur. İçinde İslam yoksa, insanlık boş bir laftan öte bir şey değildir. Dindarlık ve Müslümanlık kâmil bir insan olmayı ifade ediyorsa, insan olma gayretinin içinde namaz kılmak da vardır, kul hakkı yememek de vardır, insani ilişkileri üst seviyeye taşımakta vardır. Bu anlamda Müslümanların kendilerine bu sözleri sarf edenleri, rol model olarak görmelerinin ve göstermelerinin yanlışlığı ortadadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi