Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Özleyişler ve düşler

Özleyişler ve düşler

İnsan bazen yaşadığı anlara, planlarına, istikbaldeki zamanlarına farklı yüklemeler yapmak istiyor.

 Özellikle mekân değişikliklerinde, tatile çıkarken beklentileri artıyor. Biraz yavaşlamak, rutini delmek,  olayları durdurmak, üzüntüden kaçmak, dinlenmeyi arzuluyor.

Sanki yepyeni bir hayata başlayacaksınızdır. Memleketteyken kapıldığınız amansız çark orada duracaktır.

Saatin tiktaklarına, güler yüzlü demler, vaatkâr makûs talihini yenmiş aralıklar girecektir.

Hâlbuki biraz hız kesilse de, “hikâyenize” dâhil olanlar teker teker işliyor gene.

Kaçmak, başınızı bir deniz, serinlik kumuna, sevgi kabına gömmek istediğiniz lahzada acı tatlı havadisler, olayların sarsan tutan pençesi sizi umursamadan buluyor.

Bir türlü sevimli gelemeyen soğuk misafir ölüm; her yerde yetişip, bir selâm haber, mesaj bırakıveriyor.

 Dünyaya yeni gelenleri ağırlıyor, göçenleri uğurluyorsunuz şaşmaz sapmaz bir düzende.

 Yaşayacaklarını yaşıyorsunuz. Kapınızı kilitlemek mümkün olmuyor, hadiseler akıyor.

Her zamanki didişme, vukuat, siyahî malûmat; geride bıraktığınızı sandığınız ekranlar, necis camlardan süzülüyor.

Görüntüleriniz akıyor kirli endam aynalarından, hiçliğiniz boy gösteriyor.

Kaderinizin karmakarışık harfleri, “oku beni!” diye sesleniyor.

Derken kitaplar çıkıyor.

Bir adım “Ötede” ne var derken, “ed(b)ebî takviminizden bir yaprak daha düşüyor.

“Edibâne Süz(ül)üşler” diyor.

Sürate ayak uyduramasanız, “işleyiş” sizi yorsa da, bir muhabbet kaplıyor içinizi. Umutlanıyorsunuz.. Sonsuzluk düşlerine lâtif çiçekler atıyorsunuz.

Gönlünüze sığınıyorsunuz, o serazat sırlı yuvaya…

Hayat bütün giriftliği, olabilir çirkinliği, sürprizleriyle de sürerken..

 bir şiir güzelliği süzülüyor nazlı demlerden.

Vakitsiz baharlarda bahçeler uyanır belki, bir şakayık sürer, bir mutluluk telâşı gülümser erkenden…

Rüyalarda görmek sevdiğini ve tekrar görmek için düşlere dalmak; büyük ölümcül uykunun gelmesini özleyerek belki…

Yüzünü görmek yüzlerde; yanılmaktan korkarak, büyü bozulmasın, sonsuza uzasın diye, başını çevirmemek asla geriye, önünde “sevgilinin hayalini” gördüğü çehrelere…

Benzetmek tüm suretleri o’na, sayılar demler silinirken anmak muhabbet ehliyle debdebeyle…

Başkalarının hikâyelerini dinlerken de, girivermek gene sevdiğine. Sevdiğinde zamanı unutmak, aşk hülyasıyla esirgenmek yine.

Bir demi, bir ânı özlemek; sonsuz zamanlar diliminde.

Bölünmüşken, delik deşikken; gün, yaşam, kalp parça parçayken; yekpare, hayalin bile erişemediği el değmedik göz görmedik, insanı aşmış cennetsi zamanların yakınlığını ölesiye özlemek sevgiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi