İçtihadı Bozuk Olan, İtti h/adi…
Ehlullahtan bir Zat “Dünyanın evveli BÜKÂ yani ağlama, her doğan çocuk ağlayarak doğar. Ortası ANÂ yani zorluk, telaşe, meşakkat. Ahiri de FENÂ fanilik, dünyaya gelirken olduğu gibi, hiçbir şey almadan ve götürmeden, her şeyi geride bırakarak, birkaç metre bezle dünyadan ayrılmaktır.” der.
Muhteşem bir tasvirle, tarif eder müsavvir. Dünya, kiminin yıkandığı, kiminin kirlendiği, nehirdir.
Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın büyük veziri Nizam-ül Mülk “Siyasetname” isimli eserinde kalıcı olmayan, yalan, fani olan şeyleri sayarken şunları zikreder.
- Bulutun Gölgesi
- Kötünün Dostluğu
- Kadının Sevgisi
- Yalancının Övgüsü
- Zalimin Zulmü
- Mal ve Servet
- Mevki ve Makam
Fani hayatın içerisinde, bu kadar cani olmayı nasıl becerebilir insan her zaman sorgularım.. Mal peşinde, mallaşanlar… Makam için, ahkamını yalan üzerine kuranlar.. Servet peşinde en büyük hazinelerini kaybedip, hazin hale dönüşenlere acırım.
Kafalar karışık, yaptıkları iyiliğinde kötülüğün de gerçekte ne manaya geldiğinden bihaber. İtibar edilen, ve ihbar edilen, delilleri ile, delileri bile yeniden delirten bir hengamenin içindeyiz.
Tabiri caizse, o en derin felsefik sorunun tam göbeğindeyiz…
“Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan..”
Bu sorunun gündeme ilişkin versiyonu şöyle..
Paralel’den mi İktidar çıkar, İktidardan mı Paralel…?
Çıktıları ve girdileri ile hesap edildiğinde, bu matematik… Milletimizin, bağlılığı, ahlakı, erdemi, güveni, huzuru, ve insana , insanlığa olan saygısı çıkıyor..
Herkes birbirini, bir ithamla, idam’a yelteniyor. Paralı eller, Paraleller, ve Parsellenmiş zihinlerle, bir “KORKU İMPARATORLUĞU” inşa ediliyor.
Garbın afakını saran, çelik zıhlı duvar..
Garibanın ahını da sarıyor.. Eyvah sarıyor, aklımın çorak ve cahil arazilerinde… Sarmaş dolaş olanların, savaş arenasında.. Katledilen, bir toplumsal bilinç, linç ediliyor.
Tabiri mi mazur görün beyler..
Şu politika denen köpeğin, kuyruğuna bir bakın..
AKP’nin kuyruğunda paralel, paralelin kuyruğunda AKP sallanıyor.
Ne hırsız ne hırs, aklanıyor…
Sadece bir soru ile, bu yazı burada noktalanıyor..
İctihadı bozuk olan, İtti h/adi…
O it’le zihin ve akıl kuşlarını avlayan ve tüketen de adi değil miydi…?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.