İç Güvenlik ve Duvarlar
İç güvenlik endişemiz, ruhumuzun emniyeti diye bir sorunumuz yok.
Dünyevîliğin üst düzeydeki baskı kuvvetinin karşısında, manen zafiyet içindeyiz.
O bize güzelliğe yönelik nice ulaşım engelleri, duvarlar koyuyor.
Çok fazla hikâye anlatıyor. Ve biz bunlara kapılıp gidiyor, kendi serüvenimizi, ana hikâyeyi, güzergâhı unutuyoruz.
Gönlü korumalı, sırasında şakilerin hastalıkların saldırısından, ataklarından korunmak için karantinaya almalı oysa.
Hâlbuki bütün ayıplara, yanılgılara, suçlara karşı bir mazeretimiz, kılıfımız, daha önemlisi bir “günah keçimiz” ve özgürlüğümüz var.
Doludizgin yahut kılıfına uydurulmuş bir hürriyet; bizi “sevaplara karşı koruma(!) gücüyle”, dışımızdakilere karşı amansız bir muhalefet güdüsüyle esasen kurallardan, sorumluktan berî kılıyor.
Başkalarının hayatındaki aksamalar, hatalar, özellikle kimi din temsilcilerinde, nüfuzlu kişilerdeki; toplumun genelindeki yükselen zaaflar manevî ölçülerimizi de altüst ediyor, kalbî düşüş payını mazur ve meşru kılıyor.
İçteki bahçede; filizleri kökleri yiyen, çiçekleri tarumar eden, parçalayıp çiğneyen gerilmiş bin bir hayvan.
Hangisinin hakkından geleceksiniz.
Dünyevî yılanları, önüne attığımız beyinlerle, kalp atıklarıyla besliyoruz ikide bir.
Dimdik yükselttiğimiz nefsanî duvarlar mevcut. Din özüyle, aramıza koyduğumuz, üzerinde oynamayı sevdiğimiz. Tepetaklak inişlere hazır nazır.
Aynalarımız paslı, teraziler ayarsız bozuk.
Zaman boşaltılmış, idrak perişan.
Mefisto’yla çoktan pazarlık etmiş ve kaybetmişiz.
Müslümanları biz itibarsızlaştırıyoruz.
Yalanla, sık görüş değiştirmenin kanunsuzluğun getirdiği kolaycılıkla, iç-dış tüketim kanallarının çokluğuyla, şiddet, ihanet ve cehaletle. Bölük pörçük, parça parça…
“Allah katında canlıların en kötüsü, düşünmeyen sağır ve dilsizlerdir.” ( Enfal, 8/22)
Ve elbette, inatla “görmeyenlerdir”.
Tanrı’nın, kutsalın değil; insanın başkaldırı içinde ve başrolde olduğu gaddar, zalim bir dünya.
Modern Çağın meydan okumasına teslim olduk.
Gafletten ne zaman uyanacağız?
Toprağımızın “Sevgi nefesiyle”, “Hak Sesi’yle” tazelenip yenilenmesine acilen ihtiyacımız bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.