Diğer yazılarımızda belirttiğimiz üzere maalesef başörtüsü bugün sahih biçimini kaybetti. Artık sokaktaki tesettür, sistemi tehdit eder olmaktan çıktı. 

Çünkü başı örtülü kızlarda bakıyorsunuz Tarkan’ın konserine gidebiliyor. (Bâzılarınız ne var bunda diyebilir? Biz de deriz ki çok şey var. Baştan sona bu husustaki yazılar tümüyle okunursa bu sual sorulamaz.)

Yine başı örtülü kızlar nargile kafelerde, erkeklerle berâber gecenin geç saatlerine kadar nargile içebiliyor.  

Ne yazık ki örtülü kızlar herhangi bir eğlence veya festivalde, orada-burada hiç kendini sakınma gereği duymadan erkeklerle iç içe her mecliste oturabiliyor. Ezan okunuyor herkes namaza giderken başı örtülü kızlar, çay bahçelerinde oturup eğlenmeye devam edebiliyor. Başörtülü ama namaz kılmıyor. Başörtülü ama bacakları açık, bacak bacak üstüne atmış oturuşunda zerre edep yok… Devam ediyoruz;

Başörtüsü yanında günümüzde dış giysi olarak ferâceler çok yaygınlaştı. Ferâce tesettürü fıkhi şartları açsından sahih denilebilecek bir kıyâfettir. Abaye, ferâce ve belirli ölçülerde; pardösü, manto İslâmî tesettüre uygundur. Ama gelin görün şu ferâce ve tesettür mağazalarını!!! Dükkanlardaki ferâcelerin, pardüselerin hemen hepsi süslü-püslüdür. Bütün dış giysiler allı, pulludur. Kesim biçiminde belden incelme vardır. Göğüs kısmı ona göre yapılmıştır. Bu tip kıyâfetler kadının vücut hatlarını dışarıya erkeğin ilgisini tahrik edecek biçimde yansıtmak üzere tasarlanmıştır. Parlak kumaşlar kullanılmıştır. Yâni hep erkeğin ilgisini çekmeye dönük bir tasarım vardır.

 Şimdi soruyoruz, bu tesettür müdür? 

Tesettür böyle olamaz. Siz bu tesettürü ucundan kıyısından keserek biçerek modernleştirmişsiniz. Genç kızlar, genç hanımlar özellikle bu tesettüre ilgi duyuyorlar. Tesettür temelde tevhidi, imânî bir tercihtir. Tesettürü tercih eden bir hanım bir şeyleri fedâ ettiğinin farkında olmalıdır.

Tesettür ölçüsünü Kur’an ve sünnetten alır, modadan almaz. Moda Müslümanları kitleselleştirir, popülerleştirir. Moda kapitalist bir kavramdır. Aynı zamanda ideolojik tarafı da vardır ama tesettür fıkhi bir kavramdır. Tesettürün ölçüsünü, biçimini fıkıh belirler. Yâni Kur’an ve Sünnet’ten çıkarılmış prensipler çerçevesinde bu belirlenir ama şu kitlelerin psikolojisinde ne vardır, rol model insanlar vardır.

Siyâsilerin hanımları, meşhur sanatçılar, entelektüel insanlar bugün toplum psikolojisinde rol model konumundadırlar. Haberlerde veya bir TV programında yâhut bir toplantıda, bir şekilde bu insanların vermiş olduğu görüntü, kullandığı kelime tarzları, edâsı, davranış biçimleri ânında kitleselleşir. O insanları sevenler tarafından paylaşılır. Dolayısıyla bugün gerek politikacılar, gerekse İslâmî câmianın kanaat önderi sayılabilecek çevreden hanımlar bu konuda iyi bir sınav veremediler. İstisnaları var. Tesettür ölçülerini, o sâdeliği, tevâzu çizgisini muhafaza edenler oldu. Ama büyük oranda bu işte politik güç kazanımından sonra, diğer çevrelerle iyi ilişkiler geliştirmek adına maalesef baktık ki, bizim Müslüman politik önderlerin hanımlarının tesettür çizgisinde bir çözülme oldu. 

Çok açık Cumhurbaşkanı hanımları mesela, onlar köşke çıktığı zaman Türkiye’de hep bu husus konuşuldu. Acaba nasıl bir kıyâfet biçimi geliştirecek yâni orası Cumhurbaşkanlık; laik/seküler bir ülkenin en tepe kurumudur. Dolayısıyla yarı kamusal bir kimliği vardır. Ama bir taraftan da onlar tesettürlüdürler. Tam bu sırada bir takım modacılar, kılık kıyâfet tasarımcıları gündeme geldi ve devlet ricâlinin başı örtülü hanımlarına İslâm’ın tesettür anlayışının tamâmen dışında son derece süslü-püslü, dikkat çekici renklerde kıyafetler tasarladılar. Şekli olarak tesettür sınırları sözüm ona muhafaza edilmiş ama tesettürün özü yâni takva libâsı, hicap, ar, hayâ, erkeğin dikkatini, ilgisini çekmemeye odaklı o öz maalesef buharlaşmıştır. Bu bizce hakikaten üzücü bir tablo olmuştur.

Bunun neticesinde hâli vakti yerinde olan Müslüman hanımlara âdeta şöyle bir mesaj verilmiştir, işte tesettürleriniz böyle olmalı denilmiştir. Ve bu şekilde maalesef tesettürlerin içi boşaltılmıştır.

Problem şu, hadi bu insanlar eşlerinin konumları gereği olarak mecbur kaldılar, başka türlü yapamazlardı veya yaparlardı orası artık kendilerinin Allâh’a vereceği hesaplarıdır. Ancak devlet erkânı eşlerinin böylesi tesettürleri Türkiyeli Müslüman hanımların tesettürü için model olması çok tehlikeli bir durumdur. Orta yaşlı hanımlarda dahi emin olunuz ki, bu bahsedilen tesettür biçimi çok etkili oldu. Yâni ev içi kıyâfet veya misafirlerin yanında, nişanlarda, vesâire gibi yerlerde giyilen kıyâfet dışarıda tesettür diye sunuldu. Ortada İslâm’ın emri olan vücudu tepeden tırnağa örten bir pardüse yok. Sâdece kadınlar içinde giyilecek kıyâfetlerle günümüzde artık dışarı çıkılıyor. Sonuçta şunu söylemek gerekirse devletin üst makamlarında görev yapan büyük adamların hanımlarının kıyâfetleri onları görerek etkilenip kendi düzgün tesettür çizgisini terk edenler için büyük bir vebal olmuştur.

İslâm’ı gâyet ciddiyet ve hassâsiyetle yaşamak en büyük temennimiz olsun efendim.