Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

‘Ekonomik Fahişeler!’

‘Ekonomik Fahişeler!’

Kur’an ayı Ramazan-ı Şerif’le aranız nasıl?

Ramazan demek, oruç demek. Ramazan demek, sabır demek. Ramazan demek, hayr demek, bereket demek, merhamet demek, rahmet demek… Orucu, şeytanın şerrinden korunmak için bize bir siper ve kal’a kılan Yüce Mevlâ, cennetin Reyyan kapısını oruçlarını hakkıyla tutan halis kullarına ardına kadar açan bir mübarek zaman diliminden geçiyoruz..

Şanlı Peygamberimiz buyuruyor: “Ramazan ayı girdiği zaman, cennet kapıları açtırılır, cehennem kapıları kapattırılır. Şeytanlara kelepçe vurdurulur. Bir münadi, ‘Ey hayır talep eden gel! Ey fenalık peşinde koşan vaz geç!’ diye seslenir.”

Siz kıymetli okurlara, önemine binaen iki haber ve iki olaydan haberdar etmek isterim.

TRT 1’de “Kur’an-ı Güzel Okuma Yarışması” dokuzuncu sezonuna girdi. Çeşitli meslek ve yaş grubunda Kur’an bülbülleri, ekran başında Kur’ân-ı Kerim’den değişik sûrelerden seçtikleri âyetleri eüzü besmele çekerek okuyorlar. Salondaki dinleyiciler ve ile jüri üyelerinden aldıkları puanlara göre beş yarışmacıdan ilk üçe girenlere çeşitli hediyeler veriliyordu. Juri üyesi Osman Egin hoca, mealle kalmayıp, okunan ayetlerin bir kısmını yorumlayarak anlamamızı sağlıyordu. İki-üç seneden beri bu da yapılmaz oldu. Bu yarışmada dikkatimi çeken husus ise, her yarışmacı Kur’an okumaya başlarken “Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.” diyerek başlıyorlar. Ekranın alt kısmında sadece “Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla” diye besmelenin meali veriliyor. İlk başlangıç olan eüzünün “Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım” şeklindeki meali şerifi ise, bilerek “es” geçiliyor.

Acaba neden?

Şeytan nereden, niçin, neden, nasıl ve kim tarafından kavulmuştu? Şeytanın adları neydi?

“Cin cinsinden olduğu için ilk adı “AZÂZİL” idi. Âdem Aleyhisselâmın kâinata “halife” olarak yaratıldığını görünce, umduğu makamdan ümidini kesti ve bundan dolayı kendisine “İBLİS” denildi. Bütün meleklere Âdem’e secde etmeleri emredildiğinde, bu emri yalnız “İblis” reddetti. Kendisini üstün gördü ve bu isyanından dolayı kendisine “ŞEYTAN” adı verildi. İşlediği bir diğer suçtan dolayı cennetten kavuldu ve taş gibi atılmış mânâsını ifade eden “RACİM” ve sonra rahmetten uzak edildi anlamında “LAİN” diye buyruldu.” (Mehmet Eminoğlu, Çağımızı Aydınlatan Kur’an Mucizeleri, 5. Baskı Konya-1995, Şeytan, sayfa 197.)

Cin kelimesi “C.N.N” kökünden türemiştir. Şeytan kelimesi de “Uzaklaştı” manasına gelen ŞEYTANE kelimesinden türemiş; kötülük yapan, habis olan insanlara, cinlere, hayvan ve maddelere denmiştir. Eminoğlu hoca, gözle görünmeyen hayvancığa misal olarak şu ifadeyi kullanıyor: “El Hubabu Şeytanun” (El Camiussağir, hadis nu. 1779)

Alkolleşen madde üzerinde kabarcıkları meydana getiren Ferment’ler şeytandır.

Maddeye denilişine misal: “Güneş şeytanın boynuzu ile doğar. Yükselince ayrılır, tam ortaya gelince tekrar gelir, oradan inince yine ayrılır, batmaya yaklaşınca tekrar gelir ve batınca ayrılır.” (Mişkâtül Mesâbih, hadis nu. 1048)

EKONOMİK FAHİŞELER!

Ayrıca Nûr sûresi, 21. âyeti okumanız tavsiye ediliyor. O ayet-i kerimede “Fuhuş” kelimesi geçmektedir. İsterseniz ikinci habere ve olaya buradan giriş yapalım. Şeytanın, insanın kan damarlarında dolaştığı biliniyor. Yüce Mevlâ, bizi tertemiz yapmak, şeytanın murdarlığını gidermek için gökten su yağdırıyor. Su hayat demek. Bütün canlı varlıkların gıdası sudur. Dünyadaki okyanus ve denizlerin yüzde 70’i suyla kaplı, insan vücudunda da % 70 oranında su var. Mezopotamya ve Ortadoğu’daki savaşların sebebi de petrol ve sudur.

Dar gelirlilerin, asgari ücretlilerin ve emeklilerin anasını ağlatan, belini büken enflasyon canavarıyla ekonomi literatürüne “fahiş fiyat” diye bir kavram girdi. Geçenlerde bir televizyon kanalında ilahiyatçı Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün hocaya kulak verdim. Bir zaman diliminde caminin birinde cemaate, “Kıymetli Müslümanlar, bugünkü hutbemizin konusu fuhuş. Size, cinsellikteki fuhuşu konuşmayacağım. Fahiş fiyattaki fuhuştan söz edeceğim” diyerek cemaatin hayret dolu bakışları arasında bir hutbe irad etmiş. Özetle şu ifadelere yer vermiş:

“Fahiş fiyat ile fuhuş aynı kökten gelir. Yâni siz, sizin evinize gelen insana nasıl tecavüz edemezseniz; size güvenerek dükkânınıza alışveriş yapmaya gelen bir insana, üç kuruşluk malı 10 kuruşa satıyorsan, sen ekonomik fahişesin!”

Bu sözler câmi cemaatinin çok hoşuna gitmiş; “Allah senden razı olsun hocam” diye Ali Düzgün hocaya teşekkürlerini iletmişler.

Ramazan’da ucuzlaması gereken çarşı pazar, dükkân, market ve AVM’lerde gıda ve meyve fiyatları neden arttı? Geçen Pazar Muhacir Pazarı’nı dolaştım. Ramazan’dan önce 30, 40 lira olan domatesin kilosu 50, 70, 90 liraydı. Nar, sivri biber ve patlıcan ile salatalık 90-100 liraydı.

Ramazan ayında bizim çarşı pazara “merhamet” ve “iyilik” hiç uğramamış. Biliyorsunuz “Şeytanın dostluğu darağacına kadar”dır. “Acele şeytandan, teenni Rahman’dan”dır. “Kötülüğe çalışan akla ‘şeytanî akıl’ deniliyor.

Şu “ekonomik fahişelerin” aklı, Ramazan’da bile hep kötülüğe mi çalışır? Bunlar işlerine başlarken eüzü besmele hiç çekmezler mi?..

Son uyarı: “Şeytan, kan damarlarında dolaştığı gibi, âdemoğlunda dolaşır. Oruçla onun yollarını daraltın.” (Buharî, Müslim)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi