Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Konya Ovası’nda Büyük Tehlike

Konya Ovası’nda Büyük Tehlike

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM)’nün 2025 Şubat ayı Meteorolojik Kuraklık haritasına göre; Konya, “ŞİDDETLİ KURAK (Acil Durum)” kategorisinde yer alıyor.

Geçtiğimiz yılın nisan ayı ile bu yılın şubat ayında Beyşehir’e yaptığımız gezilerde kahvaltıyı Altınapa Barajı kenarında yapar, sonra yola devam ederdik. 2024’ün Nisan ayındaki baraj suyunun 2025 Şubat ayında ne kadar çok çekildiğine, gözlerimiz ve çektiğimiz fotoğraflar şahitlik etti. Altınapa Barajı’ndaki doluluk oranının yüzde 12 seviyesine kadar gerilemesi demek, tehlike çanlarının Konya için çalıyor olması anlamına geliyor. Bu arada şehrimizdeki barajlarda genel doluluk oranı ise yüzde 17 düzeyinde. Beyşehir Gölü’nün su seviyesinin düşerek gölün kuruyor olması da Konya Ovası’ndaki kuraklık tehdidini artırması açısından son derece düşündürücüdür.

Geçtiğimiz sene orta şiddette kuraklık yaşayan Konya Ovası, bu yıl az yağış alması sebebiyle şiddetli kuraklık sebebiyle ‘acil durum’a maruz kalarak ziraî üretim sürecinde olumsuz etkilerini de bariz şekilde görmeye başlayacağız.

Yağışların azalması ve sıcakların artmasıyla birlikte Susuz Yaz’a doğru adım atıyoruz.

Konya Ovası’nda obrukların neden arttığı konusu, aslında gelmekte olan tehlikenin büyüklüğü açısından da önemli uyarı sinyalleri. Bu sinyaller trafik lambalarındaki kırmızı, sarı ve yeşil ışıklar kadar önemli. Sarı ışık “Hafif Kurak” ve “Orta Şiddette Kurak” olarak geçtiğimiz 30 sene içinde uyarı olarak yanmıştı. MGM’nin yağış istatistiklerine göre Konya ve çevresinde yağışlar, Ekim 2024’ten bu yana son beş ayda yüzde 60’ın üzerinde azalmış durumda. 2025’te İç Anadolu şiddetli kuraklık riski ile karşı karşıya. Tarım Bakanlığı 2030 yılına geldiğimizde ülkemizdeki su kaynaklarının yüzde 20 azalacağı öngörüsünde bulunuyor. 2023 verilerine göre, ülkemizin 11.200 m3/yıl su kaynaklarının yüzde 64’ü sulama, yüzde 20’si sanayi ve yüzde 16’sı da içme ve kullanmada kullanılıyor.

İklim değişikliği sonuçları ise, bize “Yağış rejiminde değişiklik, Gıda güvencesi riski, Gıda fiyatlarındaki artış, Seller, Kuraklık, Açlık ve Su kıtlığı olarak geri dönüyor. Türkiye ve Konya kıt su kaynaklarına sahip. Konya’da bundan 15 yıl öncesine kadar bazı bölgelerde 80-100 metreden su çıkarken şimdilerde suya ancak 250-300 metrelerde erişebiliyor. Tarımda su tasarrufu sağlamak açısından artık vahşi sulama ve salma sulama yöntemlerinden vazgeçilip; daha verimli olan yağmurlama sulama ve damla sulamaya geçilmeli. Kıt Su Kaynak Yönetimi’ne geçilerek kuraklık yönetiminin etkinleştirilmesi kapsamında; “Acil Havza Islahı (Konya Kapalı Havzasında yeni ürün deseni, ziraat (tarım) sanayinin dönüştürülmesi – Şeker, yer altı sisteminin ıslahı, Orta Anadolu Yeraltı Barajlarının inşası) ve destek programları…

Konya Ovasını Sulama Projesi (KOP)’ne ne oldu? Neden tamamlanamadı. Özal döneminde yapılan su kanaletlerinden bir damla su akıtılmadı. Mavi Tünel projesi ile Hotamış Göleti projesi neden bitirilemiyor? Başka tehditler algılandığı için bütçe ve yatırımların çoğu savunma sanayine kaydırılmasını anlayabiliyoruz. Ekonomik zorluklara rağmen GAP’ı yaparak Fırat ve Dicle nehirleri ile Ortadoğu’da Su Barışı’nı sağlamada önemli adımlar atan Türkiye, KOP’u neden yapmasın. Akdeniz’e akıp giden GÖKSU’yu Konya Ovası’na neden akıtmasın ki…

Yeter ki Konya Ovası’nda yaşanan kuraklık tehlikesi, tehdide dönüşmeden ivedi olarak acil çözüm yolları bulunmalıdır.

Konya Karaman illeri Hotamış ve Havalisi Türkmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ahmet Kiraz’ın, bayram mesajında dile getirdiği 10 maddeden oluşan öneri ve uyarıları da yerinde ve önem arz ediyor:

* Konya ovasında özellikle Karapınar bölgesinde obruklar oluşuyor çaresine bakalım diyen olmadı. Buyurgan bir tavırla; varsa yoksa çiftçi fazla su kullanıyor, vahşi sulama yapıyor, yeraltı sularını tüketiyorlar, fazla su harcandığını söyledikleri pancar ekilmesin, mısır ekilmesin, çiftçiye su kotası koyalım, yok olmadı ürün Ekim kotası koyalım diye hep çiftçinin aleyhine olan konuları gündeme getirdiler.

*Akdeniz'e akıp giden suyu görmediler/görmüyorlar, Akademik çevreler de bugüne kadar çare ortaya koymadılar/koyamadılar.

* Çare diyorsun, çare soruyorsun, çare yok diyorsan biz de diyoruz ki; çare Mavi Tünel. Çare bölgemiz için Hotamış Göleti su tutsun, su toplasın, su salınsın, Akdeniz'e akan Göksu Nehri ve kolları Konya Ovası’na dönsün diyoruz. Çare çiftçiyi kısıtlamak, çare çiftçiyi üretimden uzaklaştırmak değildir.”

Ortadoğu’da Su Barışı’nı Türkiye sağlayamazsa başta İsrail olmak üzere Amerika ve Avrupa, Irak, Suriye, İran, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerini de karıştırarak büyük SU SAVAŞLARI başlatabilir. İsrail Golan Tepeleri’ni su kaynakları için işgal etti. Gözü şimdi Fırat’ta. Çünkü su, petrolden daha kıymetli. Günümüzde su sıkıntısı çeken 26 ülkenin 14’ü Ortadoğu’dadır. BM eski Genel Sekreteri Butros Ghali’nin “Ortadoğu’da gelecek savaş petrol değil, su nedeniyle çıkacaktır.” sözü, asla yabana atılmamalıdır.

“SÛ (asker) UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi