Her yıl büyük bir heyecanla beklediğimiz Ramazan ayı, sadece oruç tutarak aç kalmaktan ibaret değil, aynı zamanda ruhumuzu arındırmanın, nefsimizi terbiye etmenin, merhamet ve şefkat duygularımızı artırmanın eşsiz bir fırsatıdır. Oruç, açlığı hissetmekten çok daha derin bir anlam taşır; sabretmeyi, şükretmeyi ve dünya nimetlerine olan bağlılığımızı sorgulamayı öğretir.

Kur’an-ı Kerim'de, Ramazan ayının fazileti şu şekilde anlatılır:

"Ramazan ayı, insanlara doğru yolu gösteren, hidayeti ve hakkı batıldan ayıran apaçık delilleri içeren Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise, içinizden kim bu aya erişirse oruç tutsun." (Bakara Suresi, 185)

Oruç, yalnızca bedeni değil, ruhu da disipline eden bir ibadettir. Açlıkla beraber öfkeye, kötü sözlere, haksızlıklara ve nefsin türlü arzularına karşı direnç kazanırız. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), orucun sadece yeme ve içmeden uzak durmak olmadığını şu hadisiyle açıkça ifade etmiştir:

"Nice oruç tutanlar vardır ki, tuttukları oruçtan kendilerine kalan yalnızca açlık ve susuzluktur." (İbn Mâce, Sıyam, 21)

Bu hadis bizlere, oruç ibadetinin sadece bedensel bir eylem olmadığını, aynı zamanda dilimizi kötü sözlerden, gözümüzü haramdan, elimizi haksızlıktan, kalbimizi kötü duygulardan uzak tutmamız gerektiğini hatırlatıyor. Yani gerçek oruç, mideyi boş bırakırken ruhu da güzelleştiren bir ibadettir.

Ramazan, aynı zamanda yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Sofralarımıza otururken, bir lokmanın kıymetini daha iyi anlarız. İhtiyacı olanları hatırlamak, sadaka vermek ve zekâtla gönülleri kazanmak bu ayın en güzel şiarlarındandır. Allah Teâlâ, iyiliğin ve paylaşmanın önemini şöyle vurgular:

"Onlar mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık Allah yolunda harcarlar. İşte onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir." (Bakara Suresi, 274)

Ramazanı Ramazan gibi yaşamak, sadece aç kalmak değil, gönlümüzü temizlemek, nefsimizi dizginlemek ve Allah’a daha yakın olmaktır. Gözümüzü haramdan, dilimizi yalandan, kalbimizi kibirden ve kin duygularından arındırmadan, sadece aç kalarak orucun ruhunu yakalamak mümkün değildir.

Bu mübarek ayı hakkıyla değerlendirebilmek, Rabbimize daha yakın olabilmek duasıyla…