Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Duygu anaforu

Duygu anaforu

Özellikle bazı durumlarda, kesafetiyle onlar yön verir, düşünceyle beraber fiillerimizin temelinde barınır; eylemlerimizin veçhesini, istikametini değiştirir.

Bir yılandır boynumuzdan ısırır; dairedir ki çemberine alır, kuşatır. Hırslarımızı, enaniyetimizi aguşunda besler. Ansızın yüklenerek, püskürterek bizi şaşırtır, kanatır, oradan oraya sürükler.

Bazen yerden yere vurur, olmadık şartların durumların içine sokar, ama bizi kurtarır da. İyi ki duygularımız vardır.

Ömür baştan ayağa, acı-tatlı lezzettir bir bakıma. Olayların, gidişatın, b(ilginin), her demin ayrı bir tadı bulunur. Yaşamayı; kaderimiz nasibimizce çeşitli boyutlarıyla öğrenir, istemesek de sabreder, salim bir akıldan ziyade bir duygu kıyâmetinin içinde yuvarlanırız çoğu defa.

Yüz yüze geldiğimiz hadiselerle beraber, çeşitli tepkiler veririz; bazen aynı anda ikizli üçüzlü duygular boy atar. Kişiliğimiz parçalara bölünür âdeta. Mesela bir ölüm duyurusuyla sarsılırken, aynı anda gelen bir doğum, düğün haberine de ister istemez seviniriz. Bir yakınımızın iş başarısı memnun eder. Bir mesaj, merakımızı uyandırır, bir taraftan da önünüzdeki işi yaparsınız. Hayatın sürati gibi, duygu ve düşünceler de koşturur durur, burkar yorar. Bizi hâlden hâle, kabtan kaba koyar.

İh(ti)mallerin, ümitlerin, rollerin, hamlığın, h(içliğin) duygusu; “varlığı” kazana atar, karıştırır, pişirir, yakar. Olaylar gibi, hisler de tortop olur sarılır.

 Bir felâketin getirdiği yoğun ıstırap duygusu; unutma, aşma, katmerli üzüntüyü yatıştırma temayülüyle bir arada verilmiştir. İlişkilerimiz veya ansızın ortaya çıkan yeni durumlarla beraber, buruk delici zehreden duygular da hayata dağılır, karışır.

Beş duyunun ötesinde,  kalpte birikip, günden geceden, uzak gelecekten haberler veren sezgilerimiz, mesaj okumaları ve yorumlarımız vardır. Altıncı hisler biraz falcıdır, seve seve kâhinlik yapar.

Duygu, duyguyu vurur, kimisi kim vurduya(!) gider bazen. Hissiyat; çevreye, insanlara, yaşayışa mesafeler koyar, ırakları yakın eder, gerçekleri tarumar...

 Kişilik çatışmaları, gelişmeler yahut değişim, zamanın dağdağası tazyiki, değişik amiller; içimizdeki mahiyeti, ana duygu rengini, bakış açısıyla birlikte değiştirir. Tortular, kuşkular, türlü çabalar ruhumuza egemen olur.

Bazıları körleştirir duygunun, kimi s(ağırlaştırıp) aksatır, boğar, kontrolü kaybettirir. “Yüksek(!) Benlik” devreye girip, işi çığırından çıkarabilir. Denetlenip, hizaya sokulması, ya da yönetilmesi gerekir.

Duyarlılık, bazı bizi salt dünyevîliğin küçülten, perdeleyici boyunduruğu altında bıraksa da, kalbin hükümranlığı başkadır. Varlığımız gölgeli, nakisalar, karmaşayla dolu olsa da, gönül rehber(liğ)i bizi nice yüksekliklere götürür.

Bazı duygular mevcudiyetimize anlam katar. Millî duygu şahlandırır fethettirir. Heyecan veren Sanat, İnşâ duygusu, ikinci bir şahsiyeti keşfettirir. Bekâ ve Güzellik duygusu, ruhî hayatımızı yönetir, mükemmellik saadet arayışlarımızın temelini oluşturur.

Ezel-ebet hissi, kemal farkındalığı; nice menzil ve zirve yolculuklarının habercisidir.

Hak sığınış ve buluş(ma)ları dirilişlerin, donatılmış sevinçli maneviyat cilveli baharların kapısını açar. Muhabbetin ilâhi kökenli olanı,  ihtimam ve inkişaf ettirilmek; ana caddeden, güzergâhtan ayrılmamak, bağlantıyı koparmamak ister.

İlâhi Sevgiyi hayatımıza hâkim kıldığımızda, bu duygu cümbüşü hafifleyerek, çapraşıklığını yitirerek tek noktaya kalbolup, içinde erimekte, saflaşarak muhtemel lüzumsuz his çarpışmaları ve zorlu tüketici dünyevî basınçlardan bizi korumaktadır.

Sonsuz bir güneşi, hayat kaynağını hissettirip, buldurmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi