Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Bürokratlar halka tepeden bakabilir mi?

Bürokratlar halka tepeden bakabilir mi?

Hatırlanacağı üzere birkaç gün önce Denizli Valisi Sayın Ali Fuat Atik kentte teftişe çıkmış, kendisini tanımayan döner ustasını azarlamış ve iş yerini kapattırmıştı. Bu hadise sosyal medyaya yansıyınca da tepkiler yükselmiş, Vali A. Fuat Atik resmi hesabından özür dilemişti.

Vali iş yerinin çalışmalarına devam etmesine izin vermiş ve iş yeri yeniden açılmıştı.

Olayı herkes kendi açısından değerlendirdi. Kimi Vali'yi haklı buldu kimi de kızdı, çoğu kişi döner ustasına sahip çıktı.

Meselenin elbette çok yönü var.

Bir kere bu hadise sosyal medyaya yansımasaydı durum ne olurdu acaba, iş yeri bir müddet sonra yeniden açtırıl mıydı dersiniz?

Sosyal medyaya yansımayan benzer durumda başka hadiselerin olup olmadığını bilmiyoruz!

O zaman da insanın aklına epeyce başka sorular geliyor.

Her haksızlığa uğrayan hakkını sosyal medyada mı arayacak, alacak?

Peki bu imkanı olmayanlar ne yapacak?

Pek çok insan sosyal medya konusunda hem yeterince bilgi sahibi değil hem de sosyal medya kullanma imkanı yok.

Son zamanlarda öyle bir algı oluştu ki, derdinizi Twitter'dan vb. sosyal ağlara yansıtabiliyorsanız anca hakkınızı alabilirsiniz. Bu hiç doğru bir yaklaşım değildir. Özellikle buna sebebiyet verilmesi hiç doğru değildir. Bugün belki bu, bu kadar önemli görülmeyebilir, lakin ileride herkesin kendi kanunu kendisinin koyduğu bir şekil alır ki, adalet konusunda büyük karmaşa yaşanır, Allah korusun!

Bu gibi hadiseler dikkat edilirse devlete olan güveni yıpratıyor. Lutfen herkes kendi sorumluluğu üzerine alsın ve ona göre davransın. Hükumetler bugün var yarın yok, hükûmet olmak demek devletin sahibi olmak değildir. Devlet nezdinde vatandaşa hizmet etmek demektir. Bugün hem siyasi hem de bürokratik alanda her görev verilen kişi bir gün o görevi bırakmak zorunda kalacaktır. Geriye baktığınızda bir sürü gözü yaşlı insan, kul hakkı ve hayırla anılmayan bir hizmet süresi bırakmaz istemez herhalde kimse. Bugün güç sahibi olmak insanı sarhoş edebilir, fakat o güç elinizden gittiğinde bunu hazmetmek hiç kolay olmayacaktır. Herkes bunun idraki ile görevini yürütse daha güzel olmaz mı?

Son zamanlarda kamu kurumlarına atamalarda mülakatlarla ilgili pek çok iddialar var. Liyakate önem verilmediği vb.gibi. Evvela bunlar elbette iddialardan ibaret, lakin hakîkaten sırf merakımızdan soruyoruz bürokratlar vs. Kamu görevlileri liyakate göre mi atanıyor?

Mesela Sayın Vali'nin özür metni imla hataları nedeniyle üç kez yenilediği şeklinde yazıldı çizildi. Bir valinin üç kez özür metnini yenilemesi... ne bileyim...

Diğer yandan vali olmak demek, halk, esnaf velev ki hatalı olsa azarlamak demek midir?

Bu hadiseden yola çıkarsak esnafta valiyi tanımayabilir bundan doğal ne var. Haddizatında Sayın Vali A. Fuat Atik'in kendisini tanıtması gerekmez miydi?

Her neyse sorular soruları kovalar ve bu sefer işin içinden hiç çıkılmaz. Meramımız kimseyi itham etmek değil.

Velhasıl hükûmetler gelir gider, hantal dahi olsa bürokrasi her zaman lazımdır ve devlet ciddiyetiyle vatandaşa şefkatle yaklaşmalıdır. Validen, kaymakamdan vd. kamu görevlilerinden örneklik açısından her daim nazik olması beklenir.

Devlet kademelerinde kibre yer olmamalıdır.

Selam ve dua ile...

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nazmiye Gülbaş Arşivi