Bugün zilhicce ayı başladı
Memleket olarak acılı, üzüntülü, sıkıntılı zor günler geçiriyoruz. Rabb’im bizleri rızâsına nâil etsin, gaflete düşürmesin, istikâmetten ayırmasın. Ülkemizi en kısa zamanda selâmet ve esenliğe çıkarsın üzerimize rahmet ve sabır yağdırsın. Mağfiretini ve bağışlamasını eksik etmesin. Müminleri tüm kötülüklerden esirgesin bizleri iyilik ve kardeşlik yolunda yürütsün inşaALLAH. Yüreklerimize kin ve nefret değil sevgi ve muhabbet meltemleri aksın. Şerler, şerliler, şeytanlaşmışlar bizden uzak olsun, dileklerimizle bu sevapları bol aya başlayalım istiyoruz. Bu yeni ve ihsânı bol ay, müminlere güzellikler getirsin, İslam âleminin yüzünü güldürsün diyoruz efendim.
Ancak bu seferde Cuma günü Kâbe’de vuku bulan acı kaza yine bizleri hüzünlendirdi. Ama neyse ki onda kasti bir durum yok. Kardeş kavgası değil mesele, son günlerde hep buraya odaklıyız ya! Kutsal hac görevlerini ifâ ederken böylesi bir elim kaza sonucu hayatlarını kaybederek ebediyet âlemine göçen Müslüman kardeşlerimizi buradan rahmetle anıyor ve inşaALLAH Cenâb-ı Hakk’ın onları şehitlik mertebesine ulaştırsın diye de o kardeşlerimize duâlar ediyoruz.
Şu bunalmış dünyâya sıkışan, ağlayan-inleyen İslam coğrafyasının her bir ferdi mümin kişiler olarak neyle kurtulabiliriz, daralan ruhlarımızı nasıl sükûna eriştirebiliriz diye düşünürken karşımıza ne çıkar efendim ibâdetten, tesbihattan, duâ ve yakarıştan başka değil mi? Evet, Müslüman olsun olmasın her insan bir üzüntüye düştüğünde, sıkıldığında, bunaldığında hangi kapıya gider yüce Rabb’den başka? O her problemliye rahmet kapılarını ardına kadar açarak affının, mağfiretinin sonsuzluğunu insanlığa Kitâbı Kerim’inde muştular.
Yollar O’na doğru olursa ruhlar sükûna erişir.
Yollar O’na doğru olursa kalpler yumuşar, duygu yüklenir, güzelliklere yelken açılır.
İşte Müslümanların kutsal hac farizelerinin ifâ edildiği bir güzel rahmet iklimi geldi. Hiç şüphesiz günlerdir çok bunaldık çok üzüntüler yaşadık. O zaman haydi kardeşler, hep birlikte arınmaya koşalım ama önce bilelim Zilhicce ayının hesap üstü getirilerini.
Dünyânın çeşitli yerlerindeki Müslümanlar Hac görevlerini yerine getirmek için Hac mevsiminde Mekke’de bulunurlar. Zilhicce’nin sekizinci günü (tevriye günü) Mina’ya, Arefe günü de Arafat’a gidilir. Zilhicce’nin onuncu günü Bayrama erişilir, kurbanlar kesilir.
Bugün başlayan Zilhicce günlerinde ibâdetler ve oruçların çok büyük sevapları vardır. Peygamberimiz aleyhisselam; ‘Hiçbir gün yoktur ki, o günlerde yapılan sâlih amel, Allah katında Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan amelden daha kıymetli olsun.’ Buyurmuşlardır. Hatta sahabe; ‘Allah yolunda cihaddan da mı?’ deyince; ‘Allah yolunda cihad etmek de bundan daha kıymetli değildir. Ancak bir kişi, canı ve malıyla cihada çıkar da, bunlardan hiçbiriyle dönmezse (şehit olursa) o hâriç!..’ buyurdular. (1) Yine ayni kaynakta bugünlerde yapılan ibâdetlerin Cenâbı Hak katında pek sevimli olduğu, bugünlerde tutulan oruçların müminleri bir sene tutulan oruçlar kadar sevâba eriştireceği yine ihya edilen her bir gecenin ayni Kadir gecesini ihya etmeye muâdil olduğu belirtiliyor. Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâm’ın Zilhicce’nin Bayrama kadar ki olan dokuz gününde hep oruç tuttuğunu Ümmü Seleme ve Hafza annelerimiz zikrediyorlar.
Abdulkâdir Geylânî hazretleri Günye’sinde bahsedildiği üzere Ebû Derdâ (r.a); ‘Zilhicce’nin ilk 9 günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli, çok duâ ve istiğfar etmelidir, diyor. Çünkü Peygamber aleyhisselam; ‘Bu 10 günün hayır ve bereketinde mahrum kalana yazıklar olsun!’ Buyurmuşlardır. Zilhicce’nin ilk 9 günü oruç tutanın ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belâlardan muhafaza edilir, günahları affolunur, iyiliklerine kat kat sevap verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır, mizanda sevâbı ağır gelir ve cennette yüksek derecelere kavuşur.’ Deniyor.
Bu kadar hayra koşarcasına gitmek ve nasiplenmek dileğiyle…
---------------
1) Tac Tercemesi, Çeviren : Bekir Sadak, Sinan Matbası, 1965, 2/ 156-157
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.