Devlet, Kürt vatandaşların tabiî haklarından bir kısmını iade etmiştir. Mesela Kürtçe konuşmak, Kürtçe yayın yapan radyo ve televizyon sahibi olmak, Kürtçe savunma hakkı gibi. Geriye ana diliyle eğitim ve özerklik kalmıştır.

Yazın, Rize - Güneysu Arapça Muhâdese kursuna katıldım. Bir yazar olduğum için, orada, bu meseleyi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen bazı meslektaşlarımla konuştum. Onlar diyor ki: AKP bizim tabii haklarımızın çoğunu iade etmiştir, fakat tabii hakkımız olan ana dilde eğitim ve kendi kendimizi yönetme hakkımızı vermemiştir. AKP’nin bunu vereceğine inanmadığımız için biz 07 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde HDP’ye oy verdik. HDP eliyle bu haklarımızı alacağımıza inanıyoruz. HDP’ye oy vermekle birlikte PKK ile aramıza mesafe koyduk. Osmanlılar zamanında biz emirlikle idare edildik. Anadilde eğitim tabiî haktan başka ne olabilir?

Ben onlara şöyle cevap verdim: Anayasa değişmeden ana dilinizle eğitim görmeniz mümkün olmadığından dolayı, hükümet, bazı üniversitelerde, kurslarda ve özel okullarda dilinizi öğrenmenize imkân vermiştir. Anayasa değiştikten sonra anadilinizle eğitim görme imkânını da elde edersiniz. Bunun için kuvvetli bir hükümete ihtiyaç vardır. Şunu iyi bilin ki, HDP vasıtasıyla söz konusu tabiî hakkınızı alamazsınız; çünkü bu parti PKK’nın siyasi uzantısıdır. PKK ise marksiz- Leninist bir düşünceye sahiptir.

Özerkliğe gelince, şöyle dedim:  Ulus devletinde böyle bir şey olamaz, çünkü aynı haklara sahibiz, aynı maaşı alıyoruz, bakın, aynı masada beraber yemek yiyoruz. Sıkıntılar varsa zaman içerisinde çözülür.

Kat sayı zulmünü anlattım, İmam – Hatip mezunları ve meslek lisesi mezunlarının askeri okullara alınmadığından bahsettim. Yani sadece siz mağdur değilsiniz, bizim de mağdur olduğumuz alanlar vardır, demek istedim.

Ayrıca şunları söyledim: Osmanlı Devleti zamanında eyalet sistemi vardı; ama emir Halifeye sımsıkı bağlıydı, vergileri toplar, merkeze gönderirdi, savaş zamanında istenilen sayıda askeri gönderirdi.  PKK, devlete, Türk halkına hatta dindar Kürt vatandaşlara da bağlı değil, ırkçı, marksiz- Leninist bir düşünceye sahiptir. Özerklik adı altında Türkiye’yi bölmek istemektedir.  Osmanlılar devrinde de PKK başka bir kimlik adı altında devlete itaat etmemiştir; kendi başına bir buyruktur.

 Çözüm; Anayasa değiştirilerek, anadilde eğitim görmeleri sağlanmalı. O bölgenin ekonomik ve kültürel açıdan kalkınabilmesi için gereken önlemler alınmalı. PKK, hukuk içerisinde kalınmak suretiyle ülke topraklarından çıkartılabilmesi için gereken yapılmalı. Bu arada masum Doğu halkına zarar vermemek için azami gayret göstermeli. PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile de barış görüşmeleri için masaya oturulmamalı. Çünkü onların zaman kazanarak silahlandığını barış sürecinin buzdolabına konulmasından sonra anladık.

Bu hususta kararlı olmak çok önemlidir, zaaf göstermek ve geri adım atmak PKK’nın ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir. Halkımızın da sağduyulu davranıp, taşkınlıktan masum Kürt vatandaşlarımıza zarar vermekten kaçınmaları gerekir. Şehitler geldiği zaman birçok vilayette taşkınlık yapıldığını medyadan öğrendik ve çok üzüldük. Hoşça kalın.