Bir Hilal uğruna: Mehmetlerimiz
Vatan nöbetindeydi Mehmetler. Vatanında mübarek Regaib Kandili kutluyordu. İnsanlar iftarlarını yapsın, camilerine gitsin, ibadetlerini yapsınlar diye nöbet tutuyorlardı. Vatan nöbetindeydi Mehmetler. Seksen milyonun uyumasını bekliyorlardı. Hava ağır, buz… Bir fırtına koptu sınırlarımızın ötesinden. Mehmetler hain bir saldırıya uğradı. Kor alevler düştü ocaklara. Saldırıyı duyanlar telefonlara koştu. Mehmetlerden bir ses bekledi milleti. Meğerse nöbeti devretmişler. Cennetin kapıları açılmış, yolculuk varmış şehadete.
En uzun gece oldu belki de güneş doğmaya utandı. Millet uyumadan uyanmaya utandı. Sınırlarımızdaki Mehmetler hepimizin ailesiydi. Bir Mehmet bir baba, bir evlat, bir kardeş, bir abi demekti. Bir Mehmet bir vatan demekti. Hepsinden ayrı bir hikâye kaldı geriye. Yüreklerindeki yangın hiç dinmeyecek analar bıraktılar. Sevdiğine doyamayan yar bıraktılar. “baba” demeye bile vakti olmayan evlatlar bıraktılar. “Oğlumun yerine beni de götürün cepheye ”diyen babalar bıraktılar.
Yirmi yaşında, yirmi beş yaşında… Gençliklerinin baharında belki hiç yaz görmemiş Mehmetler vatan uğruna. Hem yüreklerimiz yandı, hem gururumuz vardı. Peki, kaç gün tuttuk yaslarını? Vatan sağ olsun dedik de. Vatan Mehmetlerin kanı yerde kalmazsa sağ olur. Günlerdir hafızamızdan silinmiyor Ay Yıldıza sarılmış Mehmetler. Vatanın fedakâr, kahraman, yiğit, yılmaz bekçileri! Haklarını helal etmese nasıl ödenir bu hakkın bedeli?
Vatanı olmayanlar, şehidi olmayanlar, bayrağı olmayanlar anlayamaz bizi. Vatansızlık yollara düşürür, oradan oraya savurur insanı. Sığamazlar hiçbir bayrak altını bayraksızlar. Mehmetlerimiz kanıyla suladı bu toprakları. Çiğnetmedi, çiğnetmeyecek, geçirmedi, geçirmeyecek sınırlarımızı.
Bizleri düşen yine el ele olmak. Mehmetlerimizin arkasında, yanında durmak... İmanla, inançla, dua ile onlarla savaşmak. Var mı dünya da bir eşi böyle kutlu bir ordu? Var mı dünya da vatan aşkından üstün bir sevda? Allah ordumuza. Milletimize, devletimize göz koyan kahpe düşmana fırsat vermesin. Bahar Kalkanı harekâtında canı pahasına mücadele eden bütün Mehmetlere selem ve dua ile…
“Bu vatan, toprağın kara bağrında, sıradağlar gibi duranlarındır, bir tarih boyunca onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir. Tutuşup kül olan ocaklarından, şahlanıp köpüren ırmaklarından, hudutlarda gaza bayraklarından alnına ışıklar vuranlarındır. Ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, huduttan hududa yol bulup koşan, Cepheden cepheyi soranlarındır. İleri atılıp sellercesine göğsünden vurulup tam ercesine, bir gül bahçesine girercesine şu kara toprağa girenlerindir. Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman, her taşı yakut olan bu vatan can verme sırrına erenlerindir.”(Orhan Şaik GÖKYAY) Monaroza