AKHAS'yalar AÇARKEN
Halimizin ahvalidir, zor ve yamanmış yaşantılar..
Kimimiz kahkahalarıyla ağlar..
Kiminin ruhunu perçinlemiş göz yaşından anıtlar..
Yüzlerimiz sökük, maskeyle yamanmış yaşantılar..
KALITIM BOZUKLUĞU
İnsanlığın çok ilerlediği ama insanın “BEY GİR” diliğinden, “BEYGİR”leşme safhasına geçtiği bir katışım süreci içerisindeyiz..
Bu ay’ın katılım listesinde, insanın kalıtım sistemini donduracak yaklaşımlar var…!
- Afyonda şehit olan 25 askerimizin cenazesine, Cumhurbaşkanımız JOLİE’li programlarından dolayı katılamamış…
- Yurdum Ördekleri’nden bir tanesi, mor çatı derneğine üye olmuş…
- Konya Ereğli’de bir inek Hayvan Hakları Mahkemesine, dilekçe ile başvurmuş..
- Sürücüler sürüsünün genel başkanlığından “Trafik CANAVARI” istifa ederek, koltuğa “VAN GÖLÜ CANAVARI” oturmuş..
- Bu sene leylekler, taze bebekleri direk “MEB” e teslim ediyormuş..
- Jenerasyon gaz lambalı muhabbetlerden, jeneratör, ve dejenere bir deterjanla, bıcı bıcı yapmış.
Tok bilinçsizliğin, o bezik insanları meydana getirdiği bir toplumun içinde bulunuyoruz. Etiketlenmiş, ve pullanmış bir sazan ironisi ile gözlerimizi, gözlüklerimizi ancak burnumuzun üzerinde, seyre dalıyoruz..
İyi seyirler seyyareler… Ve kanatsız teyyareler…
HAYYALE’S SALA…
Şimdi’de siyaset sahnesinin Ak HAS ya çiçeğinin, sordum ak çiçeğe mukabilindeki, ilahi mesaja mutabık kabullenişle bağır basma törenine biraz, ağır basalım..
Sayın Veli TOLU bey, kahvaltılı bir basın toplantısında. “Bundan sonra Köşe Yazarı olarak devam edeceğim” demiş…
Bu çiçeği sularken, ve surlarında Ulubatlı Hasan olup sancak dikerken, bir anda düşlerine TOLU vurmuşçasına üşür bir hale gelmesine gerçekten çok üzüldüm..
Kalemin’den sözünden ve cümlesinden istifade edebilecek olmak da ayrıca, mutlu ve bahtiyar edecek şahsımı..
Bahtı’na hıyar diken, bu çengel’e takılan, ak görmüş masum köylüleri, reel dünyanın konjonktürü ne karşı, spekülatif sirkülasyon sergileyip vicdanlarından huzur pompalamalarının bir manidarlığı olmayacaktır…
Şu anda çalınan Amerikan davulculuğu, katmerlenmiş ve bir AKHAS’ya olarak açmıştır.
Bu çalımlı hükümetin, açılımlı hükümetin, kapanma sürecinin en birincil tetikleyicisi olarak tarih sahnesindeki yerini alacaktır.
Çünkü farenin ağzıyla, tilkinin avı yakalanmaz..
Ve her ne olursa olsun sonradan “Gelin, Kız olmaz..”
Kızmayın abiler…!
Aslında kızgınlığım kendime..!
Hani şair diyor ya :
Mehmedim sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin eve dönsekte
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Bu tekerlemeleri kırk kere tekerlediler, onu buna bunu ona kattılar, adamlar un’dan kurt abiye, mama yaptılar..
“Koy/un gibi bir milletiz…”
“Başak’tan kanepe yaptılar. Kar/yola yaptılar ve saptılar..”
Karlı/yollar bunlar… Kılavuza karga diyenler, şimdi karga’ya arka çıktılar.. Biz ders anlatırken, parka çıktılar..
Şark şarkısını söylerken, devri tarih, tarihi gene devirdilerde, garba koştular..
Yani kısacası, safların onuruna pamuğu tıkadılar..
Bu cenazenin zamanı pardon namazı…! Kılınmaz…
Çünkü biz nazlarını çektikçe bunlar ötenazi yaptılar..
Sözümüzün nazını satırın sonuna çekelim…
Yüzlerimiz sökük, maskeyle yamanmış yaşantılar..
Halimizin ahvalidir, zor ve yamanmış yaşantılar..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.