Ayşe Aslı Duruk

Ayşe Aslı Duruk

Ahir zaman alametleri

Ahir zaman alametleri

Sanatta soyuta; teknolojide üst boyutlara ulaştık. Pek soyuta, bir hayli yüksek boyuta… Farkındasınız değil mi, sanki bundan sonrası hiç olmayacakmış gibi, son noktalarda ve son cümlelerdeymişiz gibi artık…

İnsanlık konuştu konuştu ve artık söyleyecek sözü kalmadığı için susmak üzere şimdi galiba. O geveze şey, dut yemiş bülbüle dönecek yakında. Aa durun bir dakika, biz zaten, ahir zaman denilen, insanlığın son demlerini yaşıyorduk şu anda, öyle değil mi? Peki o halde, şimdi her şey daha anlamlı…

Resimde bire bir benzetmeyi, ışık ve gölge oyunlarını ve gerçeklerini çoktan aştık, örneğin. Bunların modası geçti ve geçerliliği epey azaldı. İş geldi, formunu yırtıp üzerinden atmış, şekilsiz ve suretsiz manaları, 2 boyutlu bir düzleme resmetmeye kadar dayandı. Manayı resmetmek, evet. Soyut sanat… Sonrasında ne var? Somuttan soyuta geçmişsek, soyutun ardındaki atlama basamağı nedir? Yoksa, düşüp yere mi çakılacağız? Ya da, uçup havalanacağız? Atlayış nereye? Bir zemin olmayacak mı, yani? Yok. Bence bitti.

Uçmak demişken… Fantezi ve hayaldi bu, ancak. Ütopik bir düş… Gelin görün, insanlığın bu rüyası bile, ete kemiğe bürünmeye başladı artık. Geçen gün, şu, ayağın altındaki, elektrikle çalışan, vücudun kendi ağırlığı ve yönlendirmesiyle eğilip yön tutan ve hayranı olduğum ‘hoverboard’ isimli yeni nesil kaykayın, uçan versiyonunun icat edildiğini öğrendim. Yeni haberim oldu. Meğer birkaç yıllık mevzuymuş da, ben geri kalmışım. Her kime, büyük bir heyecanla, bu aletle ilgili tanıtım videolarını göstersem, “ben zaten biliyordum bunu, yeni değil ki!” cevabıyla karşılaştım. Çok yakın gelecekte, halen geliştirilmekte olan ve bildiğim kadarıyla piyasaya henüz sunulmamış olan bu alet, ulaşılabilir hale gelecek. Yani herkes uçacak! Sonrası? Bence bitti.

Sanattan ve teknolojiden yana birer küçük, numunelik misal getirdikten sonra, şimdi gelelim, insanın sosyokültürel ve ahlaki yapısındaki değişikliğe. ‘Bozulmaya’ deseydim, kabalık etmiş olurdum. Her neyse. Hemen hemen hepimizin ayırdına vardığı ve hakkında muzdarip olduğu durumlara geliyoruz.

İnsan, ruhundan çok, nefsinin güdümüyle yaşıyor ya hani, türlü ve sayısız çirkin sahne ortaya çıkıyor artık. Üstelik, hangi birinden bahsedeceğimi de bu kez beğenip seçemiyorum, diğer konu başlıklarına, rahatça birer örnek getirdiğim gibi. Çünkü bu kez maalesef ki durum çok vahim ve envai çeşitte. Ne diyeyim buna? Genel bir ahlaki bozulma mı? Saygının ve nezaketin yerini, kişisel savaşların ve ego mücadelelerinin almasını mı? Sabır ve hoşgörü başta olmak üzere, artık tüm erdemlerin unutulup rafa kaldırılmış olmasını mı söyleyeyim, ya da? E, insan kendini, kendi eliyle yarattığı bu bozgundan kurtarabilecek mi, peki? Yok. Bence bitti.

Son sahnelerde, son noktalarda ve son cümlelerdeyiz artık. Sonrası olacak mı? ‘Bence’si de yok şimdi: zaten ahir zaman!

İnsanlığın kaç nesillik ömrü kaldı, Dünya üzerinde?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
  • bs / 12 Temmuz 2019 Cuma 15:03

    Benim Gülüm’e…
    Zaman geçer…
    İnsan geçer…
    Dünyada her şey geçer;
    zaman öyle bir zaman olur ki
    sevda da zamana ayak uyduramaz..
    Gönül sevdada geçer,gönüle yar geçer..
    Çok değil,sadece birazcık mevsim geçer.
    Sıcak gelir,
    Kış gelir;bahar geçer…
    Taşın yanında ağır olduğunu,
    ateşin ancak düştüğü yeri yaktığını yeni öğrendim..
    Aşk da ateş mi demektir?
    Hani her _düştüğü_ gönlü yakar ya.
    Mevsimlerden gözyaşı

    Yanıtla (2) (0)
  • bs / 12 Temmuz 2019 Cuma 15:22

    Ey sevdamın Gül Hatun’u,beşinci mevsimim sensin.
    Sen sadece sen değilsin,
    Bensin;
    Bendesin
    Benimsin…

    Yanıtla (0) (0)
  • Aşk imiş / 12 Temmuz 2019 Cuma 00:11

    Aşk imiş her ne var alemde,
    Gerisi boş, gerisi yalan,
    İlim dedikleri boş bir dedikodu,
    Hayat dedikleri bir ömürlük rüya imiş,
    Diye yorum yapacaktım birden ekrana bakakaldım
    İyi de bunun yazıyla ne ilgisi var bence aşk falan yok aşk karın mı doyuruyor işsizliği mi çözüyor enflasyonu mu düşürüyor yani boş işler abartmaya gerek yok ne demiş ceymıs bond
    Paran varsa dünya sana aşık,
    Züğürtlere yakışır tahta kaşık.
    Yes ol rayıt

    Yanıtla (1) (0)
  • bs / 11 Temmuz 2019 Perşembe 14:20

    Birini sadece güzelliği için seviyorsanız ,bu aşk değil arzudur...
    Birini sadece zekası için seviyorsanız ,bu aşk değil hayranlıktır,...
    Birini sadece parası için seviyorsanız bu aşk değil çıkarcılıktır...
    Birini seviyor ve nedenini bilemiyorsanız ,işte bu gerçek aşktır...........

    Yanıtla (2) (0)
  • bs / 10 Temmuz 2019 Çarşamba 12:14

    Aşkın yüzlerce nazı yüzlerce ululuğu var.
    Aşk dediğin yüzlerce naza katlanmakla elde edilebilir.

    İnsanlığın kaç nesli kaldı bilmem ama Aşk bu dünya üzerinde hayat var olduğu sürece hiç bitmeyecek .........

    Yanıtla (1) (0)
Ayşe Aslı Duruk Arşivi