Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Yersiz araba polemiği

Yersiz araba polemiği

Geçenlerde Ak Parti Milletvekili Nilgün Ök'ün TBMM'de "18 yıl önce araba yoktu araba" sözleri sosyal medyaya düşünce olay oldu. Gelen tepkiler üzerine Sayın Ök'ün konuşma tutanakları değiştirilmiş. Tutanak değişikliği fark edilince de Tutanak değişikliği, Tutanak Hizmetleri Başkan Yardımcısı'nın istifasıyla sonuçlanmış. Yani Meclis Başkanlığı Nilgün Ök'ün isteğini yerine getirip tutanakları değiştirmiş. Sayın vekil, "18 yıl önce 'yerli araba' yoktu" dedim diye tweet attıktan sonra da tutanaklar eski haline getirilmiş!

İnsan neresinden başlayacağını bilemiyor. Neresinden başlasanız elinizde kalacak çünkü.

TBMM'nin saygınlığını düşününce gerçekten hayretler içerisinde kalıyorsunuz.

Seçilmiş bir vekilin tutanakların değiştirilmesine tevessül etmesine mi yanarsınız, istediğinin emir telakki edilip hemen yerine getirilmesine mi!..

Haddizatında ''18 yıl önce araba yoktu araba'' cümlesi başlı başına bir fecaat.

On sekiz hatta on dokuz yıl oldu ve ''Biz 19 yıl önce mağara da mı yaşıyorduk da araba yoktu?'' diye sormadan edemiyor insan.

Bu insan aklıyla alay etmektir. Bu sadece diğer parti seçmenlerine değil kendi seçmenine de hakarettir.

Bu sözleri bilinçli söylemiş ise bu halkla alay etmek değil de nedir? Yok bilinçli değil de gerçekten 19 yıl önce bu ülkede arabanın olmadığını inanarak söylemişse daha 19 sene öncesi yakın tarihte neler olup bittiğini bilmeyen (gerçi vekil genç ve tecrübesiz de değil 70'li yıllarda doğmuş) biriyse ne diye vekil yapılmıştır?

Hadi böyle gereksiz sözler sarf ettiniz, özür dilemek ''maksadımı aştım'' demek bu kadar mı zor? Tutanakları değiştirmek demek ne demek? (değiştirilen yalnızca Nilgün Ök'ün sözleri mi, yoksa başka zamanlarda daha başka şeyler de değiştirildi mi acaba?)

Twitter'den '' 18 sene önce 'yerli araba' yok dedim'' demek hadiseyi saptırmak, gerçeği gizlemek değil de nedir Allah aşkına!

Bu gibi olaylar Avrupa'da olsa vekil istifa ederdi. Japonya'da olsa hem istifa eder hem harakiri yapardı. (Allah muhafaza zaten istemeyiz harakiriyi) Fakat istifa etmek/ ettirmek şöyle dursun Türkiye'de halka karşı bir özür bile çok görülüyor.

Burada vebali sadece siyasilere yüklememek lazım. Sayın vekilin bu hareketine karşı halk hangi tepkiyi gösterdi sanki?

'Benim vekilim yaparsa mutlaka doğrudur, susalım'' zihniyetiyle bir yere varılamaz.

Halk kendi seçtiği vekilin halini hareketini takip etmiyorsa, yaptığı yanlışlara tepki vermiyorsa hiç şikayet etmeyecek! Hoş zaten hiç bir şeyden şikayetçi olan da yok ya neyse. Bunca yapılan yanlışlara hep susuyor halk. Ancak ''Kurunun yanında yaş da yanar'' diye bir söz vardır. Onlar sustukça olan herkese oluyor. Hep birlikte sorun yaşıyor, sıkıntı çekiyoruz maalesef.

Peki araba Türkiye'de ne zaman kullanılmaya başladı?

Takvim-i Vakayi'de 1832'de buharlı arabayla ilgili bir haber yayınlanır, lakin tam olarak ne zaman geldiği bilinmemektedir. Arabaya önceleri Latince anlamından biraz da farklı olarak "zâtü'lhareke araba" denirken sonraları ''otomobil arabası'' ve sonuçta otomobil denmeye başlanmıştır. II. Abdülhamid dönemi sarayda kullanılmak üzere iki tane elektrikli araba siparişi verilmiştir. Daha sonraları benzinli otomobiller getirilmiştir.Yerli ilk otomobilse Prof. Dr. Necmeddin Erbakan'ın içinde olduğu 4 mühendis tarafından üretilen DEVRİM arabasıdır. Benzin konmadığı (yada benzini boşaltıldığı) için çalıştırılamayan arabaya eğer o dönem destek verilmiş olunsaydı bugün değil arabayı belki de yerli füzelerimizi konuşuyor olacaktık, kim bilir...

Selam ve dua ile....

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nazmiye Gülbaş Arşivi