Yeni Kölelik Sistemi
Dünyada farklı sistemlerle bu güne kadar insanları köleleştirmek isteyen şeytanın kulları, yapamadıkları şeylerin var olduğunu gördükçe, insanlara yeni yeni tuzaklar kurmaya çalışmışlardır.
Sıradan olaylarmış gibi başlayıp geliştiği halde, bir anda bütün insanları çok kısa bir süre içinde etkileyen her olayın, aslında insan nesli için hazırlanmış bir tuzak olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Bu tuzağın, doğuda ve batıda ortaya çıkması önemli değildir.
İnsanlara hazırlanan tuzağın, üniversitelerden veya bilim laboratuvarlarından çıkmış olması da sizi yanıltmasın.
Tuzakları hazırlayanların adının önünde bir takım unvanlar olan bilim adamları olması da, sadece insanları aldatmaya dönük bir örtme olayıdır.
Daha önemlisi, siyaseten ayrı kutuplarda olması, hatta sadece görünürde düşman olmaları ve aralarında savaş bile yapmış olmaları ile yüzbinlerce insanın ölmesi de algı yönetimi oluşturmaktan başka bir şey olmamıştır.
Bu anlamda en büyük ispat, en son yaşadığımız virüs pandemisi olmuştur.
Bir düşünün.
O güne kadar neredeyse adı sanı duyulmamış doktor ve öğretim görevlileri, milletimize bilim adamı olarak takdim edildiler.
Dahası, dünyada o güne kadar herhangi bir ilaç konusunda becerisi veya başarısı olmayan laboratuvar ve firmalar, insanlığa kurtarıcı olarak gösterildiler.
Normal zamanlarda prosedürler tamamlanmadan tescil edilmeyen sıvılar, ne gibi bir yan etkileri olduğu bile anlatılmadan insanlara dayatıldı.
Kullanılan tedavi protokollerinin, insanları katleden caniler tarafından hazırlanarak uygulanmasının istenmesine bile dikkat edilmedi.
Hem de dünyadaki insan sayısını aşılar yoluyla azaltmak istediklerine dair, kendi ağızlarından yaptıkları onlarca itiraf ortada dururken.
Aslında olayı daha geniş bir açıdan görenler vardı.
Ve onlar bir adım geri çekilerek gördükleri zulüm ve kötülükleri anlattılar, ama şahıs ve devletperestlikten kurtulamayan insanlar ve topluluklar söylenenleri dikkate almadı.
Eğer insanlar geçmişte yaptıkları hataların üstüne bir hata daha eklememek için akıllarını başlarına almazlarsa, çok kısa bir zaman sonunda, yeni bir problemle karşı karşıya kalacaklardır.
Bu yeni problemin yani yeni kurulmaya çalışılan kölelik sisteminin adı, kurgulanmış bilim oluyor ve maalesef tıpkı virüs pandemisinde olduğu gibi, doğu da yani geleceğin dünyasını kurgulayan, ve yönetildiği baskıcı sistem nedeniyle, dünyaya hükümran olmaya çalışanların siyasi ve ekonomik anlamda bir deney laboratuvarı haline getirdikleri Çin den başlatılmış durumdadır.
Görünüşte insan sayısının çok olmasıyla oluşturulan ucuz işgücünün varlığı nedeniyle, dünyanın üretim üssü olarak gösterilen Çin den başlatıldı.
Çünkü dünyadaki bilimsel gelişmeler ve teknolojik ürünlerin üretim ve lojistik merkezi kabul edilen Çin, teknolojinin de üretildiği ve ilk kullanıldığı yer olması nedeniyle insanlarda bir algı oluşturulmuştu.
Bu gün dünyadaki hayat tarzlarıyla, kafaları telefonlara gömülü şekilde yürüyen milyonların, kendi üstlerinde oynanan olaylardan haberi bile olmayacağını da çok iyi biliyorlar.
İnsan kalabalıklarından sıyrılarak, olan bitenin mutlaka bir arka planı olduğunu düşünen insanlar ise, yine geçmişte olduğu gibi, yok sayılacak veya söylediklerine itibar edilmeyecek:
Çünkü içine düşürüldüğümüz sistem, teknoloji kullanımını öyle ciddi bir şekilde teşvik ediyor ki, düşünmekten uzaklaşan veya uzaklaştırılan toplumlar isteseniz de, istemeseniz de sizi içlerine alıveriyorlar.
FARKINDA MIYIZ?
Yaklaşık bir yıl kadar önce "Earth 2050" isimli bir web sitesi hazırlanmış ve ünlülere gelecek ile ilgili bazı tahminler yaptırılarak, insanlar bazı olaylara hazırlanmaya çalışılmıştı.
Tıpkı yıllardır rahat koltuklarımızda oturarak seyrettiğimiz, Hollywood dizi ve filmleri ile oluşturulan algılarla olacaklara hazırlandığımız gibi.
Küresel virüs salgınıyla birlikte, bir kısmını halen yaşadığımız ve muhtemelen yakın bir gelecekte daha büyüğünü tüm dünya ile birlikte yaşayacağımız ve toplumun nasıl daha fazla kontrol edilebileceği üzerine kurgulanan çok yeni teknolojilerin neden Çin’de kullanılmaya başlandığını bir daha düşünün..
Sözün kısası, şimdiye kadar yaşananları “BETA SÜRÜM” olarak kabul edin ve uyanın artık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.