Küreselcilerin “Yeni Dünya Düzeni” için adına küresel gelişim dedikleri ve insan nüfusunu azaltma üzerine programladıkları ve insana özgürlük getireceği söylenen mahut proje, “Tek devlet”, “Tek din”, “Tek tanrı”, “Tek kültür”, “Tek ahlak”, “Tek para birimi” ve toplumsal cinsiyetsizliği ifade eden kadın/erkek ayrımını ret eden bir toplum üzerinden yürütülüyor.

Bu güne kadar bu konuda yapılan uyarıları ve söylenenleri komplo teorisi suçlamasıyla ret edenler ümit ediyoruz ki, olimpiyat açılışında Paris’te sergilenen hayâsızlık ile ne ifade edilemeye çalışıldığını fark etmişlerdir.

Hâlbuki pek çok kişi gördüklerinizi ve böyle giderse ileride daha da kötüsünü göreceğinizi yıllardır yazıp durdu.

Her zamanki pişkinlik ve umursamazlıkla bunlar "Komplo teorileri" deyip dudak bükenlerin, gördüklerinin kafalarına dank ettiğini umuyoruz.

Sadece yeni bir dünya düzenine değil, yeni bir sosyal/cinsel kültüre dair aklınıza hayalinize bile gelmeyecek şeytani planları olduğunu anlatıldı senelerdir.

Yeni bir küresel din yerleştirmeye, bunun için de insanlığın temel inançlarını ters yüz etmeye başladıklarını anlatmaya çalışanlara hala mı gülüp geçeceksiniz?

Olimpiyatı bahane ederek yüz milyonların önünde ne düşündüklerini sergiledikleri gösteriler aklınızı başınıza getirmeyecekse, daha ne olmasını bekliyorsunuz?

Bir zamanlar dünyada çoğulculuk dedikleri farklılıkları özgürlük olarak tanımlayanlar, şimdilerde bu tekdüze sistemi nasıl oluyorsa özgürlük olarak adlandırıyorlar diye sormak da mı aklınıza gelmiyor?

Aslında getirmek istedikleri tek dünya devleti sisteminin tam olarak adı, “küresel mafya” olmalıydı.

Çünkü şimdilik birilerine hayal gibi gelen bu güce ulaşabilirlerse, küresel hedeflerini açlık oyunlarında anlatıldığı gibi, dünyayı geçmiş medeniyetleri yok eden apokaliptik bir olayla ele geçirdikten sonra, şeytani planlarını hayata geçirmekten çekinmeyeceklerdir.

Aslında batı medeniyeti temsilcilerinin özgürlük dedikleri şey, şeytani sistemlerinin küresel bir kölesi olmaktan başka bir şey değildir.

Bu anlamda bu gün insanlık olarak hemen herkes, devletlere dayatılan bir firavun sisteminin kölesi durumdadır.

En tepede “ben tanrıyım” diyen bir firavunun bulunmuyor olması, kimseyi yanıltmamalı.

Sistem bu defa birden fazla firavun ailesi üzerinden yürütüldüğü ve geçmişten daha az kâr elde edildiği için var olan her şey iptal ediliyor ve bu YDD getirilmeye çalışılıyor.

Getirilmeye çalışılan yeni sistemde, iptal edilen sistemdeki boşluklar doldurulacak ve eskiden olduğu gibi güvenlik ve eğitim başta olmak üzere barınma, yeme/içme ve diğer tüm ihtiyaçlar artık firavun devletlerin genel bütçesinden karşılanmayacağı için de, sisteme gerekli ödemeyi yapamayanlar yok edilecektir.

Bu anlamda YDD nin şeytani sistemine dâhil olan her ülkede, programın mafyavari bir parçası hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Eğer ki; Olup biteni hiçbir şey yapmadan seyretmeye devam eder ve gerçeklere karşı kör/sağır kalır ve direnmezseniz, küreselci oligarşik yapının sizin de, sevdiklerinizin de üzerinizden silindir gibi geçeceğini bilin.

Şimdilik vazgeçemediğiniz evleriniz, arabalarınız, hevesleriniz ve tutkularınızın elinizden tek tek alınacağını, yaşayarak öğreneceksiniz.

"Karbon Ayak İzini vergilendirmeliyiz" diyenin kim olursa olsun, mutlak surette insan neslinin düşmanlarına hizmet ettiğini öğrenmezseniz, sizi de bir şekilde kendilerine hizmet ettiriyorlar demektir.

Vaktiyle bu memlekette ”siyonizm öyle ustadır ki, Kim, Ben mi? Ben hiç siyonizme hizmet eder miyim? Şarkısını söylettirerek, kendi ordusunda işbirlikçilere askeri talim yaptırır.” sözünün boşa söylenmiş bir söz olmadığını tekrar düşünün.

FARKINDA MIYIZ?

Gündelik hayatınızdaki küçük meşguliyetleriniz sizi kandırmaya devam etmesin diye tekrar tekrar uyarıyoruz.

Evleriniz basılıp evlatlarınız zorla elinizden alınmadan aklınızı başınıza devşirin ve gelen büyük tehlikeyi görün artık.

Bu arada güya kendince akıllılık yapıp bu yeni krizden de kendime yeni fırsatlar çıkartabilirim hülyasına kapılanların da hesaplarının tutmayacağını şimdiden söylemiş olalım.