Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Yalan hayat

Yalan hayat

Eskiler birbirlerine dert yandıklarında veya nasihat ettiklerinde olaylar karşısında çok fazla yılgınlık hissedilmesin diye içinde yaşadığımız hayata yalan dünya veya yalan üstüne kurulu dünya falan derlerdi.

Ya şimdiki hayatı görselerdi nasıl bir tepki veririlerdi acaba?
Neden böyle başladın derseniz artık içinde bulunduğumuz zaman dilimini hemen hemen hiç bir şeyin tabir caiz ise eski anlamının olmadığı bir beyin yıkama sürecinde olduğumuz için demeyi uygun buluruz.
Esasında zaman söylenen yalanlara karşı her zamankinden daha çok doğruları söylemek ve doğruları yapmak zamanıdır.
Bunun nedeni zamanımızda kimin hangi konuda ne bildiğinin ve ne yaptığının bir öneminin kalmadığıdır.
Şimdilerde asıl olan insanın ne bildiğinden ve yaptığından ziyade, isterse kişilere karşı olsun isterse de topluma karşı olsun söylenen yalanlar karşısında doğrunun ve doğruların yanında ne kadar direnebildiğidir.
Basit birkaç örnekle konuyu açıklamış olalım.
Bu çalışma döneminde milletin kendisinden beklediği üzere ülkenin ve milletin tüm sorunlarını halleden TBMM nin oldukça uzun sayılabilecek bir tatile girdiği açıklandı.
Kendilerine iyi tatiller dilerken gerçekten kendisinden beklenen her konuyu halletmiş olmasa da bu günlerde hemen herkesin iptali konusunda hem fikir olduğu İstanbul Sözleşmesi adıyla rezil belgeyi iptal etmesi beklenirdi.
Bu dönem olmadı. Tatillerini yarıda kesip dönmezlerse en azından daha önümüzdeki 4 ay da olmayacağı kesin gibi.
İnşaallah tatilden döndüklerinde ortadan kaldıracaklarına inandığımız bu rezil sözleşme şimdiki haliyle uygulanmaya devam edilirse sözleşmenin orijinalinde "domestic" olan kelime güya kendilerince hafifletilerek  "aile" olarak tercüme edilmiş olsa da “Domestic” kelimesinin tam karşılığı olan ve normal bir aileden başka “EV İÇİ HER TÜRLÜ ARKADAŞLIĞI-ORTAK EV ARKADAŞLIĞI” nı ifade ettiğini ortaya çıkan uygulamalardan çok kimsenin anlayacağını ve Uluslararası mahkeme ve platformlarda sözleşmenin tercümesinin değil, orijinalinin geçerli olacağını bilmeyen kalmayacak
Bu aldatmaca ile ne yapılmaya çalışıldığını da anlamış olacaklar elbette.
4 ay deyince insanın aklına milletin büyük bir çoğunluğunun ilgilendiği başka diğer 4 aylarda geliyor.
Mesela 2019 da yaklaşık 4 Ayın İstanbul seçimleri tartışması ile öldürüldüğü gibi.
Veya seçim tartışmasının arkasından yine yaklaşık bir 4 ayını S400 ve F35 yorumları ile geçiren Türkiye gerçeği gibi.
Elde ne var diye sorulduğunda seçim için boşa giden milyonlarca lira ve yine ne zaman kurulup ne zaman faaliyete geçirileceği henüz açıklanmayan bir rus füze sistemi.
Güya stratejik ortağımız ABD den alamadığımız Patriot füze sistemi yerine ezeli düşman olarak bellediğimiz Rus ayısından alına bir füze sistemi ile mağrurlanmaktan başka bir şey yok elimizde.
Daha yerele dönecek olursak bu defa içine düşürüldüğümüz seküler laik eğitim sistemi nedeniyle bizleri yeteneklerimiz ve kapasitemiz doğrultusunda değil de fırsatçılığımız, pragmatik ligimiz ve hırslarımız nispetinde mükafatlandıran bir okul ve buna bağlı bir yüksek öğretim sınav sistemi sonucunda her yıl onlarca birinci çıkarmamıza rağmen Üniversite Temel Yeterlilik Sınavında Türkçe bölümdeki 40 sorudan 14,7 doğru Sosyal bölümdeki 20 sorudan 6,7 doğru Fen bölümündeki 20 sorudan 2,2 doğru Matematik bölümündeki 40 sorudan ancak 5,7 tanesine doğru cevap veren,
Üniversite Alan Yeterlilik Sınavında ise; Matematik bölümündeki 40 sorudan 4,8 doğru Fizik bölümündeki 14 sorudan 1 doğru Kimya bölümündeki 13 sorudan 0,9 doğru Biyoloji bölümündeki 13 sorudan ise 1,3 soruyu doğru yapabilen bir lise mezunları topluluğumuz var.
Ülkede olup biten bütün bu olanları düşününce insanın aklına lise sıralarında biyoloji derslerinde öğretilen metamorfoz olayı geliveriyor.
Gelmesine geliyor da, biyoloji dersinde evrime inanmasak da sadece dersten geçebilmek için öğrendiğimiz metamorfoz denilen başkalaşım olayının anlamı bu gün bu toplumun yaşadığı ve yalana dayalı değişim kelimesini karşılar mı acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR