Taşlaşan Belediye
Basında zaman zaman yer alan haber ve açıklamalara bakılırsa yerel yöneticiler başta olmak üzere, ticaret ve sanayi kuruluşlarının temsilcileri Konya’mızın son yıllarda hızlı bir büyüme ve gelişme gösterdiğini ifade ederler.
Çoğunlukla yapılan iş ve hizmetlerden çok kendilerini öne çıkarma duygusuyla yapılan bu açıklamaların satır aralarında yer alan bazı rakam ve bilgilerin doğru olmasına rağmen, gelişme yönünden kıyaslanacağımız Kayseri, Eskişehir gibi illerin gelişmişlik durumlarının Konya'yı geride bıraktığı gerçeğine hiç vurgu yapılmaz.
Siyasetçilerin zaman zaman ifade etikleri bir söz vardır.
“Rakamlar yalan söylemez.
Ama rakamlara yalan söyletilebilir.”
Bu şehirde yerel yöneticiler ve siyasetçiler ile odaları kendi mülkleri gibi gören idarecilerin söyledikleri sözler ve yaptıkları açıklamalarda gündeme getirilen bilgilerin yalan içermediği, kullanılan rakamlara tabir caiz ise yalan söyletilmediği iddia ediliyorsa, bunu test etmenin en kısa yolu o şehirdeki yerel yönetim ve odalarca, kurum ve kuruluşlarca finanse edilmeyen sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları açıklamalara bakmaktır.
Sözü dosdoğru ifade ediyor ve bu şehirdeki tüm sivil toplum kuruluşlarının tamamının bir takım kamu kurum ve kuruluşları ile odalarca finanse edildiği iddiasında falan bulunmuyoruz.
Ama kesin bir bilgi ile şunu söyleyebiliriz ki, bu şehirde adı sivil olan ve kafaları asla sivil olmayan kişilerin idarelerinde olan sivil toplum kuruluşları olduğunu da biliyoruz.
Hatta şunu da kesin olarak biliyoruz ki bu sivil toplum kuruluşlarının bazıları sadece kamu kurum ve kuruluşlarından değil, sanayi ve ticaret erbabından, adına çiftçi ve esnaf kuruluşları diyebileceğimiz işletmelerden ve hatta holdinglerden destek almışlardır ve almaktadırlar.
İşte adına sivil toplum örgütü denilen bu kuruluşların kamu ve yerel idareciler ile siyasetçilerin yaptıkları açıklamalar ile toplumun önüne koydukları rakamlar karşısındaki aldıkları tavırlara, yaptıkları açıklamalara veya bu açıklamalar karşısında suskun kalmalarına bu sebepten her zamankinden daha çok dikkat etmek gerekmektedir.
En çok da dikkat edilmesi gereken sivil toplum örgütlerinin başında mimar ve mühendis odalarının geldiğine inanıyoruz.
Çünkü özellikle yerel idarelerde yapılan iş ve işlemlerin şekli ve boyutu itibarıyla Belediyelerin şehirle ilgili kararlar almadan önce fikir alışverişinde bulunacakları ilk kurum ve kuruluş mimar ve mühendis odaları olmalıdır diye düşünüyoruz.
Bu güne kadar ki yapılan açıklama ve beyanlar doğrultusunda Belediyelerce mimar ve mühendis odalarının görüşlerine yeterince başvurulmadığı bilinmektedir.
Hatta zaman zaman yaptıkları açıklamalar ile Belediye başkan ve idarecilerine ciddi anlamda rahatsızlık veren teknik odaların başkan yönetim kurulu ile ilgili seçimlerine belediye destekli listelerle müdahale edilmeye çalışıldığı bile görülmüştür.
Her ne kadar oda mensubu teknik elemanlar karşısında unutamayacakları bir yenilgiye uğramış olsalar da yerel yöneticilerin bu davranışları, yetki sahibi olan kişilerin emellerini nerelere kadar ulaştırmak isteyebileceklerini göstermesi açısından oldukça manidardır.
Şehir Plancıları Odası ile Mimarlar Odası Konya Şubelerinin açıklamalarını diğer teknik odalara nispetle bu yönden daha da önemsemek gerektiğine inanıyorum.
Özellikle Mübarek Ramazan Ayının gölgesinin üzerimize düştüğü şu günlerde, odalarca şehir imar planlarında yapılan yanlışlıklar ve Konya şehir merkezi trafiğinde yayaların hiç mi hiç dikkate alınmadığı ve tam aksine taşıt trafiğinin öne çıkarıldığı konularında yapılan açıklamaların ne kadar önem arz ettiği iyiden iyiye anlaşılmış olacaktır.
Şirket ve kooperatifleşme çabalarını iyiden iyiye artıran belediye başkan ve meclis üyeleri ile yöneticilerinin siyasi ve ekonomik rant peşinde koştukları bu günlerde, Mimarlar Odası yöneticilerinin belediyecilerin şehir merkezinde eskiden yeşil alan olan yerlerden başlamak üzere boş buldukları her yeri taşla kaplayıp bölgeyi betonlaştırmaları konusundaki açıklamaları yeni bir başlangıç olur umarım.
Çoğunlukla yapılan iş ve hizmetlerden çok kendilerini öne çıkarma duygusuyla yapılan bu açıklamaların satır aralarında yer alan bazı rakam ve bilgilerin doğru olmasına rağmen, gelişme yönünden kıyaslanacağımız Kayseri, Eskişehir gibi illerin gelişmişlik durumlarının Konya'yı geride bıraktığı gerçeğine hiç vurgu yapılmaz.
Siyasetçilerin zaman zaman ifade etikleri bir söz vardır.
“Rakamlar yalan söylemez.
Ama rakamlara yalan söyletilebilir.”
Bu şehirde yerel yöneticiler ve siyasetçiler ile odaları kendi mülkleri gibi gören idarecilerin söyledikleri sözler ve yaptıkları açıklamalarda gündeme getirilen bilgilerin yalan içermediği, kullanılan rakamlara tabir caiz ise yalan söyletilmediği iddia ediliyorsa, bunu test etmenin en kısa yolu o şehirdeki yerel yönetim ve odalarca, kurum ve kuruluşlarca finanse edilmeyen sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları açıklamalara bakmaktır.
Sözü dosdoğru ifade ediyor ve bu şehirdeki tüm sivil toplum kuruluşlarının tamamının bir takım kamu kurum ve kuruluşları ile odalarca finanse edildiği iddiasında falan bulunmuyoruz.
Ama kesin bir bilgi ile şunu söyleyebiliriz ki, bu şehirde adı sivil olan ve kafaları asla sivil olmayan kişilerin idarelerinde olan sivil toplum kuruluşları olduğunu da biliyoruz.
Hatta şunu da kesin olarak biliyoruz ki bu sivil toplum kuruluşlarının bazıları sadece kamu kurum ve kuruluşlarından değil, sanayi ve ticaret erbabından, adına çiftçi ve esnaf kuruluşları diyebileceğimiz işletmelerden ve hatta holdinglerden destek almışlardır ve almaktadırlar.
İşte adına sivil toplum örgütü denilen bu kuruluşların kamu ve yerel idareciler ile siyasetçilerin yaptıkları açıklamalar ile toplumun önüne koydukları rakamlar karşısındaki aldıkları tavırlara, yaptıkları açıklamalara veya bu açıklamalar karşısında suskun kalmalarına bu sebepten her zamankinden daha çok dikkat etmek gerekmektedir.
En çok da dikkat edilmesi gereken sivil toplum örgütlerinin başında mimar ve mühendis odalarının geldiğine inanıyoruz.
Çünkü özellikle yerel idarelerde yapılan iş ve işlemlerin şekli ve boyutu itibarıyla Belediyelerin şehirle ilgili kararlar almadan önce fikir alışverişinde bulunacakları ilk kurum ve kuruluş mimar ve mühendis odaları olmalıdır diye düşünüyoruz.
Bu güne kadar ki yapılan açıklama ve beyanlar doğrultusunda Belediyelerce mimar ve mühendis odalarının görüşlerine yeterince başvurulmadığı bilinmektedir.
Hatta zaman zaman yaptıkları açıklamalar ile Belediye başkan ve idarecilerine ciddi anlamda rahatsızlık veren teknik odaların başkan yönetim kurulu ile ilgili seçimlerine belediye destekli listelerle müdahale edilmeye çalışıldığı bile görülmüştür.
Her ne kadar oda mensubu teknik elemanlar karşısında unutamayacakları bir yenilgiye uğramış olsalar da yerel yöneticilerin bu davranışları, yetki sahibi olan kişilerin emellerini nerelere kadar ulaştırmak isteyebileceklerini göstermesi açısından oldukça manidardır.
Şehir Plancıları Odası ile Mimarlar Odası Konya Şubelerinin açıklamalarını diğer teknik odalara nispetle bu yönden daha da önemsemek gerektiğine inanıyorum.
Özellikle Mübarek Ramazan Ayının gölgesinin üzerimize düştüğü şu günlerde, odalarca şehir imar planlarında yapılan yanlışlıklar ve Konya şehir merkezi trafiğinde yayaların hiç mi hiç dikkate alınmadığı ve tam aksine taşıt trafiğinin öne çıkarıldığı konularında yapılan açıklamaların ne kadar önem arz ettiği iyiden iyiye anlaşılmış olacaktır.
Şirket ve kooperatifleşme çabalarını iyiden iyiye artıran belediye başkan ve meclis üyeleri ile yöneticilerinin siyasi ve ekonomik rant peşinde koştukları bu günlerde, Mimarlar Odası yöneticilerinin belediyecilerin şehir merkezinde eskiden yeşil alan olan yerlerden başlamak üzere boş buldukları her yeri taşla kaplayıp bölgeyi betonlaştırmaları konusundaki açıklamaları yeni bir başlangıç olur umarım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.