Sokaklarda kollektif zulüm
Bahar geldi, düğün dernek mevsimi başladı.
Her ne kadar Konya tabiriyle harman sonrasındakiler kadar sık olmasa da artık düğünler yapılmaya başladı.
Şimdi içinden tam mevsimi diyenler olacak.
Bu hafta düğün var, pilav var diyenler olacak.
Bu haftaki düğünlere davetli olmayanlar ise özlemle bir sonraki düğünü bekleyecek.
Buraya kadar her şey güzel, her şey iyi.
İyi olmayan şey ise, son yılların kötü adetlerinden biri olarak sokak düğünlerinin yaygınlaşma temayülü göstermesidir.
Düğün dernek yapmak elbette herkesin hakkı.
Ama çevreye rahatsızlık vermeden adabınca yapılacak düğün yerine, düğün esnasında çevreye verdikleri zarar ve sıkıntıya ne demeli?
Düğün gününden bazen 2 gün öncesinden başlayan yüksek sesle müzik yayınına ne demeli?
Öğle saatlerinden başlayarak gece yarılarına kadar süren ve ne idüğü belli olmayan ve ne söylenildiği bile tam olarak anlaşılamayan gürültüye ne demeli?
Yakın komşulardan izin almaya bile tenezzül etmeden, yakın binalarda hasta mı var, ihtiyar mı var veya çocuk mu var demeden ölçüsüz ve görgüsüzce gürültü yapmanın mantığı ne ola ki?
Daha düne kadar komşu hakkına kendi hukukundan daha fazla önem veren bir milletin evlatlarının bu saygısızca yaptıkları ve gösterişten başka bir şey olmayan davranışlarının makul bir sebebi var mı ki?
Kültür ise mahalle arasında yüksek sesle gürültülü bir şekilde düğün yapmak bu milletin geçmişinde yok.
Adet ve görenek ise etrafı rahatsız edecek kadar müzikli düğün yapmak da bu şehrin geçmişinde yok.
İnanç yönünden dersen, böylesine rahatsızlığa sebep olan gösterişli düğünler bizim inancımızda yok.
Var diyenler, bu şehirde mesela 50 yıl öncesinden bir örnek göstermelidirler.
Hatta o kadar uzağa gitmeye bile gerek yok.
Böyle düğünler olmalı diyenler mesela, ağabeylerinin veya babalarının böyle bir düğünle dünya evine girdiklerini ispat edebilirler mi acaba?
Bu insanların düğün salonları yerine sokak aralarında düğün yapmalarının, sadece düğün salonu ücretlerinin fazla olması veya düğün salonlarında diledikleri tarihlerde yer olmadığı sebebiyle türlü mazeretlere sığınmalarını da kabul etmek mümkün değildir.
Konya artık büyükşehir oldu diyoruz ya.
Burası gerçekten büyükşehir ise insanlar da şehirli gibi davranmayı bilmelidirler.
Bilmeyenlere de gerekli müeyyideler uygulanmalıdır.
Yani kısaca sokaklardaki kollektif zulüm bir an önce önlenmelidir.
Bunu için de gürültüden kaynaklanan asayiş olaylarını önlemek için başta Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri olmak üzere, emniyet ve asayişten birinci derecede sorumlu olan İl Emniyet Müdürlüğü bu zulüm derecesine varan vandallığın önüne geçecek tedbirleri almalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.