Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Sigaramın Dumanı

Sigaramın Dumanı

Sigaramın dumanı/ Yoktur yârin imanı…”

Ki o duman neler gizler.

Türkiye, kişi başına düşen ortalama günlük sigara tüketim adedi sayısında dünya birincisi oldu (Yapılan araştırmalarda Türkiye’de, kişi başına düşen ortalama günlük sigara tüketim adedi sayısında 17,1 ile dünya birincisi olduğu belirtildi. Bu rakamın Yunanistan’da 15.7, İsrail’de, 15.5 ile Japonya ve Avusturya’da 15.4 adet olduğu açıklandı.

Elektronik sigaraların da, ‘ağır solunum yetmezliği ile akciğer hasarına yol açtığı’ 2018-2023 Tütün Kontrolü Planı’na göre Türkiye’de sigara içenlerin sayısının 15 milyondan fazla olduğu uzmanlar tarafından belirtildi.

Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi raporuna göre Avrupa ülkelerinde en fazla sigara içilen ülke yüzde 29 ile Bulgaristan olurken 2. sırada yüzde 27,3 ile Türkiye geliyor. Araştırmada AB ülkelerinde sigara kullanma ortalamasının ise yüzde 18.4 olduğu açıklandı.

Bir diğer fecaat ise şöyle, yapılan açıklamalara göre: Üreticinin önerdiği şekilde kullanıldığında tüketiciyi öldüren ve satışı yasal olan tek ürün tütün. Gelişmiş ülkelerin çok uluslu tütün şirketleri tütün satarak insanları hastalandırıyor ve sonra bu hastalıkların ilaçlarını satarak kazançlarını katlayarak artırıyorlar. Dolayısıyla tütün sektörü kelimenin tam anlamıyla bir sömürü düzeni oluşturmaktadır. Bu firmalar savaşlardan çok daha fazla insan öldürüyor. (Sputnıck Türkiye’den, 18.01.2024)

Yine bir başka haberde “Türk sigara pazarının 5 yabancı şirketin elinde olduğu” ifade ediliyor. Gençlerde ve kadınlarda sigara içiciliği artıyor. Ve sigara elbette yeni bağımlılıklara iptilalara hazırlayıp yol açabiliyor.

***

Biraz geçmişe dönelim,1900’lü yıllara; bir tütün hikâyesine…

Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşamış, ona dair siyasi kültürel dini konulardaki, sosyal hayattaki tespitlerini, gözlem ile hatıralarını “Gizli Notlar” adıyla kitaplaştırmış Lui Ramber’in söylediklerine:

Samsun: 3 Mayıs 1902

Üç günden beri reji müesseselerini ve dairelerini gezmekteyiz. Tütün ekiminin en önemli merkezindeyiz. Samsun, Afra, Erbaa, Maden civarları ile yılda yedi ila sekiz milyon miktarında makbul tütün yetiştirirler. Ekim her yıl artıyor. Fiyatlar yükseliyor. Bu suretle tütün mahsulü bütün bölgeye servet sağlıyor(…) Türkiye’den başka hangi memleket olsa, bu feyizli topraktaki köyler son derece zengin olurdu ve biriktirilmiş kârlarla tamamıyla şenlendirilirdi. Burada böyle bir şey yok. Herkes yalnız karnını doyurmak için çalışıyor. Çünkü fazlası çiftçi üzerine birtakım çapulcuların hücumuna sebep olur. Âdi yol kesicilikten tut da tahsildara kadar ne soyguncular var! Komisyoncular, soyguncular, mal kapatanlar, ucuza alıp pahalıya satmak için ne yapmak kabilse onu yapan mutavassıtlar bunlar arasındadır. Bu haris mahlûklar köyü sarmıştır. Zavallı çiftçinin alın teri ile ve pek zahmet çekerek topladığı birkaç lirayı talan etmekten başka bir şey düşünmez bu adamlar.(…)

(Şurası o kadar gariptir ki, bu civarda bazı yerlerde okkası atmış paraya veya iki kuruşa olan tütün, başka yerde ise sekiz veya onbeş kuruşa satın alınan tütün yetiştirildiği halde hiç kimsede ne birikmiş para ne servet vardır. Bununla beraber bu civar halkının durumu hububat yetiştiren bölgelerdeki halktan daha iyidir. Paranın fazlalığı evlerin geçim yönünden daha iyi idaresini sağlamaktadır. Evler kırmızı tuğla ile örtülmüştür. Hâlbuki öteki bölgelerde binaların üzerinde toprakla karışık saman ve dal parçaları damlık vazifesi görür. Fark işte bu kadardır.( s. 119-120)

Kitapta bizim için esef verici, ibretlik, dönen oyunlara ilişkin başka gizli notlar vardır, mesela “Amerikalılar Türk tütünlerine el atıyor” başlığı altında:

24 Haziran 1902

Birkaç haftadan beri oldukça garip misafirler gördük. Amerikalılar iktisadî istilâ hastalığına tutulmuşlar. Çelik vesair maden tröstleri yapmışlardır. Şimdi de tütün tröstü yapmışlar. Türkiye’nin tütün istihsal işlerini incelemek için bu işlerden anlayan bazı kimseleri göndermişler. Temsilcileri Mösyö Ştrays yahudi yüzlü, inatçı, hilekâr, küçük ve zayıf bir adamdır. Birkaç defa beni gelip gördü. Henüz düzenli bir programı yoktur. Sanıyoruz ki, Türk rejisini, Türk tütünlerini ve hatta Osmanlı İmparatorluğunu Lile gibi yutar. Yönetim kurulu ile görüşmeye gitti. Bakalım sonu ne olacak? Şimdilik bu efendiler şiddetli bir muhalefetle karşılaştılar. İngiliz tütün ticaretini yutmak istediler. İngilizler meseleyi o kadar tehditkâr reddettiler ki, hemen aynı usulü uygulayarak (İmperyal) isminde büyük bir şirket kurdular. Bu şirketin sermayesi pek çoktur. İngiltere’nin büyük şehirlerindeki bir çok mağazalarla fabrikaları birleştirecek kadar çoktur. İmperyal de memleketimizde oldukça dikkate değer bir surette kendisini gösterdi. Fabrikalar (Aborişe) ismi verilen bir çeşit tütün kullanırlar. Ve bunu pipo tütününe karıştırırlar.

Aborişe, Suriye’nin kuzeyinde Seyhan’ın vahşi bölgelerinde, İskenderun körfezinin kuzeyinde yetişir. Çiftçiler, tütün yapraklarını evlerine asarlar ve aile ihtiyaçları için yaktıkları reçineli bir odunun dumanına maruz bırakırlar. Bu yapraklar karararak pipo içenlerce gayet makbul olan bir koku alırlar. Bu koku İngiliz halkınca gayet makbul imiş. İçine bir miktar Aborişe karıştırarak pipo tütünü yapmak Afrika savaşı esnasında büyük bir rağbet kazandı. Geçen yıl ikiyüz elli bin kilo Aborişe yetiştirilerek yüksek fiyatla İngiltere’ye gönderildi. Tüccar bu tütünü çiftçiden kilosu altı veya yedi kuruşa alıyor ki yaklaşık olarak bir Frank yetmişbeş santim eder. Hâlbuki İngilizlere altı ile sekiz Frank’a satarak âdeta küçük bir servet kazanmaya muvaffak oldular.

Bu sene kâr hevesine düşerek istihsali üç misline çıkardılar. Her şeyi almaya çalışıyorlardı. Ve doğrudan doğruya müstahsillerle temas etmek için memleketin içine doğru gitmek iddiasında bulundular. Öylece büyük bir rekabet cidali başladı. Suriyeliler bu yabancıların etrafında türlü entrikalar çevirmeye çalıştılar. İngilizler konsoloslarına başvurdular. Herkesi yola getirmek ve ticareti düzenlemek için mücadele mecburiyetinde kaldık. Bizim kayıtlarımıza riayet etmeyen İngilizlerden önemli bir para cezası aldıktan sonra delaletimizle tütün alacak olan bir (Tütün alıcılar grubu) vücuda getirmeye muvaffak olduk. Böylece son mahsulden alınan altı ila yediyüz bin kiloluk Aborişe tütüne el koyarak bunları belli bir nispet dâhilinde ve bir komisyon hakkı alarak dağıtacağız. Bu da bize oldukça güzel bir gelir sağlayacaktır.

Bu mücadele İmperyal’in idare heyetinden iki üyenin buraya gelmesine yol açtı. Bunlarla İngiliz sefareti aracılığıyla uzun bir görüşme yaptık. Meseleyi kendilerinin lehine hallettiğimden dolayı bana minnettardırlar. Bu olayların sonucu olarak İngiliz ve Amerikalı tröstün dikkatleri Türk tütünlerine çevrildi. Her iki taraftan gelecek yıllar için kuvvetli bir rekabeti bekleyebiliriz.”

28 Haziran 1902

Dün akşam reji* komiserinden bir mektup aldım. Maliye Nezareti(Bakanlığı) yarın için beşyüz liraya şiddetle muhtaçmış, rejinin bu parayı bulmasını bekliyor. Şunu beşyüz kuruş ve beşyüzliraya indirseler olmaz mı? İş dilenciliğe döndü. Bu işe girmeyi reddediyorum. Zaten meselenin ne olduğunu hissetmiyor değilim. Nazır’ın bir dostunun maaşlarının ödenmesi lâzım gelmiş olacak?” (s. 146-148)

***

Bu arada günümüzden yeni bir haber İngiltere’den: “İngiltere'de 2009'dan sonra doğanların hayat boyu sigaraya erişimini yasaklayacak tasarı parlamentoda onaylandı. Bu yılın sonuna kadar yürürlüğe girmesi beklenen yasa, dünyanın en sert sigara yasaklarından biri olacak.” Onların gençliği, nesilleri, geleceği kıymetli elbette.

Zaman geçti, dünden bugüne ne değişti; “…imansız yârler”, başrol oyuncuların şerri de sürdü gitti.

Adamların hedeflerinden milim sapma var mı?

Makûs talihini dönüştürmeye uğraşmayan, tembellik gaflet ve cehalette direten, yanlışlarını biteviye sürdüren, itibar ve onurunu kaybeden sadece bizler miyiz acaba?

* Reji Genel Müdürlüğü, Avrupalıların talebiyle Sultan Abdülhamid döneminde kurulan, tütün üzerine her türlü faaliyetleri gerçekleştirme yetkisine sahip yabancı sermayeli tekel gücüne sahip bir şirket.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi