Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Say say bitmedi 

Say say bitmedi 

Bir seçim daha geldi ama bir türlü geçmedi. İlginç hadiselere şahit olduk hâlâ da oluyoruz. 31 Mart seçim sürecinde ve seçim sonrasında şu ana değin siyasi tarihimizde görülmedik bir süreç yaşıyoruz. Bu aslında normaldi yani beklenen bir durumdu. Çünkü CB Hükümet Sistemi ile yönetiliyoruz. Bu yeni sistem seçim öncesi ittifakları öngördüğü için yapılan ittifaklar aslında bir zorunluluk değil strateji gereği idi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı önemli büyükşehirler onca ittifaka karşı muhalefete yani CHP'ye geçmiş oldu. Sosyolojik değişim ve dönüşümleri hesap edemeyenler matematiksel istatistiklere bakarak hesap yaptı ama siyasette hesaplar matematiksel değil sosyolojiktir. Bunu hâlâ idrak edemiyorlar.

Seçim öncesi medyada oluşturulan bilgi kirliliği içerisinde "Saadet Partisi ittifak yaptı'', ''Saadet HDP ile beraber'', ''Büyükşehirlerde adayları yok'' gibilerinden söylendi, yazıldı çizildi, pek çok habere, yorum ve analize konu oldu.

Seçim bitti, lakin istedikleri sonucu alamayanlar bu sefer de, ''Saadet Partisi'nin adayı yüzünden İstanbul'da seçimi kaybettik.'' dediler.

Kendine oy verdiği için suçlanan dünyada tek parti Saadet Partisi ve seçmeni herhalde.

Aslında kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, ötekileştiren söylemlerin öz eleştirisini yapmak yerine, günah keçisi olarak Saadet Partisini seçtiler.(!)

2017'de yapılan 16 Nisan Referandumu ve 2018'deki 24 Haziran seçimleri neredeyse birkaç saat içinde neticelenen bir seçim olmuş, fakat 31 Mart seçimleri 9.uncu gününe gelmiş nedense yazının yazıldığı bu ana dek hâlâ bir sonuca varıl(a)madı.

Seçim sonuçlarına 42 ilden itiraz geldi. İstanbul, Ankara başta olmak üzere Ak Parti ve MHP'nin itirazları hep kabul görürken Saadet Partisi, CHP, İYİ Parti ve HDP'nin bir iki istisna hariç seçime itirazları reddedildi maalesef!

İstanbul seçimleri ise Arap saçına döndü. Ak Parti 315 bin 593 geçersiz oy olduğunu ifade ederek buna itiraz etti. "İlçe ve büyükşehir arasındaki geçersiz oy farkı 40 bin 734 olduğunu ifade ettiler ve oy farkının normal olmadığını ve sadece buraya bakılırsa bile bunda bir gariplik var diyorlar.

Yerel seçimlerde tüm oy pusulalarında farklı farklı partilere oy verme şansınız var. Mesela seçmen büyükşehirde Saadet Partisi adayına oy verdi diyelim ilçe belediyesinde Ak Parti'ye, meclis üyeliğinde ise CHP meclis üyesine oy verebiliyor. Gene bir çok insan büyükşehirde Ekrem İmamoğlu'na verirken ilçe belediyesinde Ak Parti veya Saadet Partisi adayına oy verebilir. Ya da büyükşehirde Binali Yıdırım'a verirken, ilçe belediyesinde Saadet Partisi adayına oy verebiliyor. Bizzat yaşadığımız her iki ittifak kanadından birçok seçmen meclis üyeliği için bizi desteklediklerini, ancak ilçe ve büyükşehirde CHP ve Ak Parti'ye, kimisiyse sadece meclis üyeliği için bize oy kullandıklarını söylediler. Dolayısıyla büyükşehirde oy verirken arada kalan bazı seçmenler ''ne sana ne sana'' diyerek bilerek hatalı oy kullandı.

Ak Partililer bu rakamın abartılı olduğunu söylediler ve itiraz ettiler de... sosyal medyada bilgi kirliliğinden geçilmiyor. Seçimin son günlerinde Saadet Partili seçmene yönelik kendini gizleyen aktroller ''oy pusulasında Ak Partiyi protesto edin; şunu(...) yazın'' diyerek sanırım kendileri trollendiler.

Bunun böyle olacağını o zaman yazmıştık.

Birde, Ak Parti'nin bir sandıkta resmi en az bir sandık kurulu üyesi varken, gayrı resmi pek çok müşahit Ak Parti adına sayım sırasında sandıklarda bulunuyorken, bu kadar şaibe nasıl oldu anlayamadık?

Bir müşahit ordusuna sahip olan Ak Parti'nin bu durumda müşahitlerini hiç eğitememiş anlamı mı çıkıyor?

Yani İstanbul'da 315 bin 593 oy 8-9 gündür sayılamadı gitti...

Ak Parti yeni bir itirazla İstanbul'da bütün ilçelerde tüm oyların yeniden sayılmasını istedi..?

İtiraz sürecinin uzamasının altında başka sebeplerin olduğu yönünde ortalıkta bir çok söylenti dolaşıyor!

Söylentilerin doğruluğunu, yanlışlığını bilemiyoruz elbette.

Bizim bildiğimiz Müslümanın yalan söylemeyeceği, iftira atmayacağı ve hakkı her zaman ayakta tutacağıdır. Bir söz vardır: "Yiğidi öldür hakkını yeme." (yiğidi öldürsen bile hakkını yeme)

Bizim inancımızda kul hakkı çok önemlidir. Şehit dahi üstünde kul hakkı varken cennete giremiyor.

Yine ayeti kerimede Allah cc : "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Maide/8)

''Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine de olsa adaletten asla ayrılmayan, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.'' Nisa/135) diye buyuruyor.

Velhasıl ''Adalet mülkün temelidir''

Seçim günü Malatya/Pötürge'de katledilen Saadet Partisi sandık görevlisi, müşahidi Hasan Aktaş ve İlyas Aktaş kuzenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Biz biliyoruz ki görev başında öldürülenler şehiddir.

Bununla birlikte yedi diğer vatandaşımıza da Allah'tan rahmet dokuz canın yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazmiye Gülbaş Arşivi