Sapıklarla nereye kadar?
Osmanlı dönemi mahalle kültüründe mahalle sakinleri birbirini tanır, sıkıntılı zamanlarında birbirine yardımcı olurdu. Mahallede herkes herkesten sorumluydu bir nevi. Yaramazlık yaptıklarını gördükleri komşu çocuklarını terbiye etmede söz hakkı olurdu adeta tüm mahalle sakinlerinin.
Yine o dönemde kapılara kilit vurulmazdı kolay kolay. Kapının üzerinde ince ve kalın ses çıkartan iki tokmak olurdu. Misafir erkekse kalın tokmağı, kadın misafir ince tokmağa vururdu. Ev sahibi de gelen misafirin kimliğini bilir ona göre hareket ederdi.
Bugün o medeniyetten fersah fersah uzağız. Kapılar çelikten olmasına rağmen birkaç tane anahtarla bile kendimizi güvende hissedemiyoruz nedense.
Ne güzelmiş o dönem komşuluk ilişkileri. Oysa bugün modernleşme denilen uyduruk uygarlıkla geldiğimiz nokta 3.5 yaşındaki komşu çocuğuna cinsel istismar edip, boğarak öldüren sapık insanların bulunduğu bir toplum oluştu maalesef.
Manisa Alaşehir'de yaşananlar tüm Türkiye'nin kanını dondurdu. Manisa gibi bir Anadolu şehrinde bile böyle sapkınlıkların yaşıyor olması geleceğe dönük endişenlerin giderek artmasına sebep oluyor.
Nasıl endişe etmeyiz TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)'nun verilerine göre Türkiye'de her dört saatte bir tecavüz veya tecavüze kalkışma suçu işleniyor. Yine başka bir araştırmada geçen yıl 18 bin çocuk cinsel istismara uğruyor ve son 10 yılda 250 bin çocuk istismara uğramış. Ülkemiz adına utanç verici bir tarafı da Türkiye çocuk istismarında dünyada 3. sırada. Tablo hakîkaten çok ürkütücü.
Hep övündüğümüz, % 99'u Müslüman bir ülke diye söze başladığımız ülkemizde böyle hadiselerin yaşanıyor olması ciddi sorunlarımızın olduğunu göstermekte.
Halbuki ülkemizde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı var. Son 15 yılda 5 ayrı bakanın görev değiştirdiği bir bakanlık. Görevini belki bakan dahil kimsenin bilmediği, ne işe yaradığı henüz çözülemeyen bir bakanlık.
Şu an Fatma Betül Kaya bu görevde. Mayıs ayında göreve başlayan Sayın Fatma Betül Kaya'nın aileye yönelik ciddi bir projesi bulunmamakta şu ana kadar. Aile bakanı üç-beş açılış dışında aileye yönelik ciddi tasarılar geliştirmedi diye düşünüyoruz. Kim bilir çoğumuz Sayın Bakan'ın adını dahi bilmiyor.
TÜİK'in verileri kimseyi endişelendirmiyor sanırım.
Ensar Vakfı'nda yaşanan rezaletten sonra muhalefet partileri ''Meclis Çocuk İstismarı Komisyonu'' kurulsun talebinde bulunmuştu, fakat Ak Partililer önce reddetmiş gelen tepkiler üzerine daha sonra kabul etmek zorunda kalmıştı. O günden bu güne ne tür faaliyetler icra edildi, hangi önlemler alındı, çocuğun korunmasına yönelik hangi projelere imza atıldı, bilen var mı?
Bu konuda hükumetin birazcık üstüne giden olursa (ki aklı başında kimsede kalmadı gidecek) hemen yine işi FETÖ'ye havale ederlerse hiç şaşırmayın!
Türkiye'nin geleceğinden bahsediyoruz. Her dört saate bir cinsel istismar kalkışması ciddi bir mesele. İstismarda dünyada 3. sırada olmak ciddi bir mesele.
Devlet büyükleri, Hükumet yetkilileri, Meclisteki muhalefet partileri hâlâ neyi bekliyorlar, bu yönde herhangi bir önlem almayanlar bu vebalin altından kalkabilecekler mi?
Özgecan hadisesinden sonra halk tarafından Sapıklar ve Teröristler için ciddi bir idam geri gelsin talebi oluşmuştu. Oysa bugün bırakın idamın geri gelmesini mahkumların çoğu hapishanelerde yer olmadığı için sokaklara salıverilmekte.
Manisa sapığı kendi öz yeğenine cinsel istismarda bulunmaktan üç buçuk yıl alıyor ve bir buçuk yıl cezaevinde kaldıktan sonra salıverilenlerden. Kanunlar bu sapıklara birşey yapamıyor diye Özgecan'ın katili hapishanede öldürülmüştü hatırlarsanız.
Hükumet bu sapıklara yönelik yeni yasa çıkartma konusunda daha neyi bekliyor?
Ahlak ve Maneviyatın oluşmadığı bir ülkede huzur ve saadet olur mu?
Ahlak ve Maneviyatın oluşmadığı bir ülkede maddi manevi kalkınma olur mu?
Avrupa Uyum Yasalarıyla geldiğimiz nokta ortada. 15 yıldır uyardık ve nedense suçlanan hep biz olduk. Bu daha buz dağının üstü, bir kaç yıl sonra bu yasaların yansımalarını daha acı hadiseler yaşayarak neticesini görebiliriz Allah korusun!
Avrupa Uyum Yasaları denilen bu illet yasalar ile Türkiye uzun vadede sosyal patlamalara gebe.
En kısa zamanda bu yanlıştan dönülmesini bekliyoruz.
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.