Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ramazanda Değişim

Ramazanda Değişim

Güneş doğup doğup batıyor.

Günler, haftalar, aylar ve hatta mevsimler gelip geçiyor.

Seherler akşamlara kavuşuyor, sahurlar iftarları, iftarlar sahurları takip ediyor.

Ramazan hilali her geçen gün biraz daha erken doğuyor ve geç batıyor.

Yani kısacası Rahmet ve bereket ayı Ramazanın ilk haftasının bitmek üzere olduğu günlerdeyiz..

Müslümanların tabiriyle 11 aydır yolu gözlenen kutlu misafir ilk çeyreği tamamlamak üzere.

Ramazanı sevinçle iştiyakla karşılayan Müslümanlar şimdiden ayrılığı hissetmeye başladılar bile.

Kur’an ayı Ramazan da oruçla yıkanan nefisler Kutlu misafire bir daha kavuşup kavuşamayacaklarının endişesini duymaya başladılar.

Ramazan ayında oruç tutmak bir iman ve ihlas işidir.

Müslümanların Ramazan ayı boyunca sadece Allah (cc) rızası için gündüzleri oruçlarla, akşamları teravihlerle, geceleri teheccüd lerle,  seherleri ise sahurlarıyla bu ayı her zamanki günlerinden ve aylarından farklı olarak bir gök sofrası bereketiyle ibadetleri yaparken yöneticileri ise tam tersine adeta ibadet yerine eğlence düzenlemeyi marifet zannetmektedirler.

Camilerimizde hep bir ağızdan koro ile okunan salât-ü selamlar okuması gereken insanları yatsı vaktinde ve teravih namazı sırasında şarkıyla türküyle ve şiirle camilerden sanki alıkoymayı görev addetmektedirler.

Konya’mızın meydan ve sokaklarında, mahallelerinde Allah’tan (cc) rahmet ve mağfiret istemek için duaya açılması beklenen eller sanatçıların(!) nağme ve seslerine iştirak etmek için açılmakta maalesef.

Her ne kadar Diyanet İşleri Başkanı, “Ramazan eğlence ayı değil” dese de, söz dinlemeyen ve dinden, Ramazandan çok fazla anlayan yöneticiler Ramazanda dönüşmek yerine Ramazanı dönüştürmekte birbirleriyle yarışmaktadırlar.

Suriye’de insanlar zalim Esed güçlerinin düzenlediği hava ve kara saldırıları nedeniyle düzenlediği kirli savaşın gölgesinde Ramazan'ı geçirmeye çalışıyor ve korkudan teravih namazlarına gidemiyorlarken bizim Konyalılar yaklaşık bir on yıldır eğlence ve şenlik nedeniyle Yatsı ve Teravih namazlarına gitmez oldular.

Zalimlerin zulümleri her gün daha da artan saldırıları nedeniyle Suriye’de ve Irak’ta camilerde ezan okunamazken bizde ise Ramazan Akşamlarında müzik sesleri nerede ise ezan seslerini bastıracak seviyelere yükseltilmektedir.

İftar sofrası düzenleyen Müslümanlar ise fakirlerin olmadığı zengin iftar sofralarında birbirlerine iftar ettirip sevaplarına sevap katmaktalar.

11 ayın sultanı olarak kabul ettiğimiz Ramazan Ayında bile camilerimizde yapılan sohbet esnasında hatta teravih aralarında salat- ü selamlar okunurken bile ellerimiz cep telefonunun mesaj ve tivit tuşlarında gezinmekte.

Çok yıldızlı otel ve restoranlarda verilen iftarları bırakın, evlerimizdeki sofralarımız bile aç kalınan bir Ramazan günün acısının çıkarılacağı mükellef sofralara dönüşmekte.

Bizim Ramazanlarımız böyle değildi.

Bizim Ramazanlarımızda, iftar sofralarının gösteriş yapma yerleri değildi.

Bizim Ramazanlarımız, tıka basa yemekle iftarların edildiği Ramazanlar değildi.

Bizim Ramazanlarımız, sokaklarında alenen oruçların yenildiği şehirlerdeki Ramazanlardan da değildi.

Bizim Ramazanlarımız ramazanı değiştiren değil ramazanda değişen yöneticilerin herkesin herşeyi olduğu ramazanlardı.

Dualarımız eskiden olduğu gibi Ramazanla değişmenin topyekün ve yeniden hayatımıza yansımasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi