Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ramazan’a Yüz Gün Kaldı

Ramazan’a Yüz Gün Kaldı

Ramazana 100 gün kaldı başlığını okuyunca şaşırmadığınızı umarız.

Artık zamanın eski dönemlere göre daha çabuk geçtiğini hep birlikte kabul etmiş olmamızdan dolayı zamanla ilgili hiç bir şey bizi şaşırtmamalı.

Esasında dünya yaratıldığı günden bu güne zaman açısından hiçbir şey değişmedi de, sadece bizim zaman algımız değişti.

Hani şu son zamanlarda iç ve dış etkileyicilere kapılarak din ve dünya görüşümüzde hayli değişikliklere sebep olan algı yönetimi yoluyla pek çok algımızı değiştirdikleri gibi zaman algımızı da değiştirdiler.

Günün 24 saat oluşu hiç değişmedi.

Ama günün 24 saatinde yemek, içmek ve eğlenmekten başka bir şey bırakmamacasına zamanı hızlı yaşama adına algımızı değiştirdikleri için günün 24 saati bize yetmez oldu.

Hâlbuki inancımız gereği günün 24 saatinde hızla akıp giden hayatımızı durduramasak bile yavaşlatmak adına da belli zaman aralıklarını ibadete ayırarak üzerimizde uygulanan algı yönetimini boşa çıkarabilirdik.

Ama yapmadık, yapamadık.

Daha fazla kazanmak, daha zengin olup daha çok lükse talip olmak adına yapamadık.

Ramazana 100 gün kaldı diye başlamıştık.

Geçen Ramazandan bu güne kadar neler oldu hatırlayanımız var mı?

Kimler geldi geçti hayatımızdan ve günlük gündemlerimizi kimler neler ile belirledi?

Kimin adına yaşadık geçen 11 ayı, kimin adına sevdik sevdiklerimizi ve kimin adına sevmedik sevmediklerimizi?

Hele son günlerin tartışılmaz gündemi haline gelen Gazze’deki soykırım hiç aklımıza gelir miydi geçen aylarda?

Yine günler ve aylar geçecek, yine takvim değişecek ve yine yeni bir sene daha geçmiş olacak.

Geçen sende düşünmedik bari bu sene düşünelim.

Gazze geçen sene bundan iyi idi yine daha iyi günleri olsun.

Gazze geçen 2 ayda olduğu gibi bu Ramazanı da asla bombalar altında geçirmemeli.

Bu nedenle önümüzdeki 100 gün için yeni hedefler koyalım.

Koyalım ki geçen seneki ataleti üzerimizden atalım ve Filistin’in siyonist işgalci rejimin zulmünden bir an önce kurtulabilmesi için daha çok çalışalım.

Hiçbir şey yapamıyorsak bile zulmü duymayanlara özellikle de duymak istemeyenlere duyuralım.

Kıyıya vuran bir balina ölmesin diye seferber olan dünyayı, Gazze şeridinde 2 ayda toplam 6000 i bebek ve Çocuk olmak üzere 14 bin masum insanı katleden canilerin algı yöntemi ile dünyayı bir kez daha kandırmasına izin vermeyelim.

Gazze’deki soykırım için yapacağımız faaliyetler üzerimizdeki algı yöntemi ile oluşturulan tüm yalanlarında son olması için bir başlangıç olur duasındayız.

FARKINDA MIYIZ?

Üzerimizdeki algı yönetimini kıramayacak olursak geldiğimiz noktadan daha ileri gidildiğinde dönüşümüz kolay olmayacak ve;

-"İslâm'dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler" adıyla kitap yazan akademisyenin Müslümanları İslam’dan döndürme elemanı,

-Akıl adına Kuranı Kerimin Allah(cc) kelamı olmadığını iddia eden şaşkının ilahiyatçı olabileceğini

28 Şubat kuşağı diye bildiğimiz Müslümanların en vahşi kapitalistlere taş çıkartan zalimler dönüşebileceğini,

-Aile içinde kalması gereken kız isteme törenlerinden, nişanlara, karnı burnunda kadınların ev hallerinden baby partilere kadar her şeyin sosyal medyada ifşasının din açısından normal olduğunu kabul ettirmiş olacaklar.

Sonrası mı?

İnsan düşünmek bile istemiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi