Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Orucun şahsî gelişimimize katkıları

Orucun şahsî gelişimimize katkıları

Allâhu Azûmüşşan kâinatta yarattığı her şeyi müthiş bir ahenk ve düzen içerisinde yaratmıştır. Yoktan vâr edilen bu muhteşem düzenin bozulmaması için de nizamnâmeler koymuştur. İşte bu nizamnâmelerin bulunduğu ilâhî kitap Kur’ân-ı Kerim’dir. Cenâb-ı Hak yarattığı varlıklar içerisinde en mükemmel olarak insanı yaratmıştır. Kendisine en âlî güzellikler yüklenen insanoğlunun yüce Rabb’ine yapacağı tek şey vardır o da, kulluktur. Mümin ibâdetlerle kulluk şuurunu yakalamış olur böylece Rabb’e yakınlık temin edilir. Ancak müminler arasında tam yerine oturmamış olan kulluk şuurundan dolayı ibâdetlerde noksanlık ve gevşeklik mevcuttur. İbâdetlerin eksiksiz, kusursuz ve ihlasla yerine getirilmesiyle mümin kullukta yoğrulur, pişer bunun neticesinde olgun ve kâmil hâle gelir. Dünya denen imtihan sahasında kimileri kazanırken kimileri de kaybedenlerden olur. Rabbi Teâlâ bizleri kazananlardan eylesin derken efendim asıl konumuza girmek istiyoruz.

Müslümanların mübârek ayı Ramazan ayı içerisindeyiz. Bu mübârek ayda en baş yaptığımız ibâdet oruçtur. Müminler olarak kulluğumuza bir çeki düzen vermek adına sene boyu özlemle ve iştiyakla beklediğimiz Ramazan ayında bizlere farz kılınan oruçla muhatabız. Cenâb-ı Hak Kur’ânı Kerim’inde: “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (1) buyuruyor. Hicretin ikinci senesinde Medine-i Münevvere’de bütün Müslümanlara farz kılınan oruç ibâdeti, kitap, sünnet ve icma ile sabittir. İnkar eden küfre düşer. İnsanların mutlak sâhibi yüce Yaratıcımız tarafından emredilen tüm emirlerde bizim bilebildiğimiz veya bilemediğimiz nice hikmetler vardır. Meselâ oruç konusunun müminler olarak Rabb’imiz tarafından bizlerin yerine getirilmesi istenen bir emir olduğuna inanıyoruz ve yerine getirme durumundayız. Ancak biz bu günkü ve devam edecek diğer iki yazımızda orucun pratik hayâtımızda bize kazandırdıkları, orucun sosyal hayattaki faydaları ve oruç ibâdetiyle bize verilmek istenen mesaj nedir? İşte bu hakikatlerden bahsetmek istiyoruz sizlere.

Oruç, Cenâb-ı Hakk’a ve O’nun emirlerine bağlılığın göstergesidir. Hiç şüphesiz ki Allah Teâlâ yarattığı kullarını açlıkla, susuzlukla, mallardan eksiltmekle ve nice başka şeylerle imtihan eder. “Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.” (2) Âyeti mûcibince hakkıyla orucunu tutan mümin, Rabb’inin açlık imtihanını başarmış olarak dîni samimiyetini ve hassâsiyetini göstermiş olur.

Oruç, müminleri sabra alıştırır. Bilinsin ki sabır, başarının sırrıdır. Sabır problemlerden, sıkıntılardan, musibetlerden kurtulmanın yegâne ilacıdır. Hayatta, ilimde, ticârette, savaşta her çeşit hâdisede sabredenler dâima başarıya erişirler. Allah Teâlâ sabredenlerle berâberdir. Oruç ile kul bedenin pek çok isteklerine sabretme becerisi kazanır.

Oruç, şükür ifâdesidir. Oruç ile mümin Allah Teâlâ’nın insanlara lütfettiği nimetlere şükretme, Cenâb-ı Hakk’ın azâbından korunma, kıyâmet gününün şiddet ve sıkıntısını hatırlama durumunda olur. Bu hususla ilgili olan âyeti kerimede yüce Rab: “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz… Umulur ki şükredersiniz.” (3) Buyurmuşlardır.

İçinde bulunduğumuz şu mübârek günlerde Rabb’i Teâlâ bizleri dâim şükürlü, fikirli, zikirli ve sabır ehli kullarından eylesin. (Âmin)

-------------------

1) Bakara, 183

2) Bakara, 155

3) Bakara, 183-184

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi