Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Nârin’in Gözyaşları…

Nârin’in Gözyaşları…

Bir gün bir kişiyi öldürüp suçu birbirinize atmıştınız. Allah bütün gizlediklerinizi ortaya çıkaracaktır.” (Bakara,2/72)

Görme uzvu olan göz, beş duyu organımızdan biri. Belki de en önemlisi, kim bilir. Sözlüklerde göz ceşm, basar, nigâh, dilde, rüyet, bakış, nazar” olarak da tanımlanarak pek çok anlama geldiği ifade edilmekte. Hoş akar Munzur’un gözü” türküsünde göz, suyun kaynağın çıktığı yer olarak ifade ediliyor. Hayatını Anadolu’nun kargaşa ve keşmekeş dolu bir döneminde geçiren Koca Yunus, bir şiirinde şöyle sesleniyor: “Gözümüz açıldı kudret-i Hak’dan/ Zülalî Yol odur ki doğru vara, göz odur ki Hakk’ı göre.” Sevgi, ilgi, teveccüh anlamında; Gözümden düştün artık” deriz. Bir başka örnek: Düşünce, zihin, akıl olarak; O güzellikler gözümden gitmiyor.”

***

Nârin kızımızın nârin bedenine göz açıp kapayıncaya kadar” acaba neler yapıldı? Dünyaya göz açtığı andan itibaren hunharca katledildiği âna kadar Nârin Güran’ın akıttığı gözyaşları, bir gözyaşı şişesinde saklansaydı; kim bilir, bize neler neler anlatırdı… Sevgi, aşk, acı ve hüzün namına… Eski devirlerde insanlar, cenazelerde ağladıklarında gözyaşlarını içlerine akıtmak için gözyaşı şişeleri kullanırlardı. Bu küçük şişeler daha sonra bir anma ve saygı ifadesi olarak ölen kişi ile birlikte gömülürdü. Romalı bir şair Ağlamak rahatlamaktır, böylece keder doyurulur ve gözyaşları ile birlikte dışarı atılır” diye yazmış. Darwin ise Ağlamak, aşırı duygusal durumlardan dolayı kan dolarak genişleyen gözler için rahatlama sağlayan bir olaydır.” diyor.

Madem konu göz ve gözyaşından açıldı; göz kırpmanın da bir nimet olduğunu ifade etmek gerekir. Her kırpma 0,3 ile 0,4 saniye arasında sürüyor ve her 2 ila 10 saniye arasında bir göz kırpma oluyor. Böylelikle hesaplarsak hayatımız boyunca ortalama yedi yılı kırpılmış gözle geçirdiğimiz ortaya çıkıyor. Tıp ilmi araştırmalarına göre, gözyaşı zarı tabakasında 3 farklı tip gözyaşı sıvısı varmış. Bunlar mukoza tabakası, su tabakası ve yağ tabakası. Bu tabakaların da ayrı ayrı görevleri bulunuyor.

Narin kızımızın yüzüne baktığınızda; ne kadar göz alıcı bir güzelliğe sahip olduğunu görmemek için insanın kör olması lâzım. Ağlama olayı (gözyaşları) doğum ile ölüm arasında gerçekleşen hayatın üzücü acı bir gerçeği. İnsan sevindiği, mutlu olduğu zamanlarda da sevinç ve mutluluk gözyaşı dökebiliyor. Peki, ağlamayı nasıl tanımlamak gerekir: Ağlamak, göz yapısında bir tahriş olmaksızın gözyaşı bezlerinden sıvı salgılanması olarak tanımlanabilen karmaşık bir tepkidir. Ağlamak; sıklıkla, yüz ifadesini oluşturan kaslardaki değişimler, içten gelen sesler ve bazı durumlarda hıçkırıkla birlikte ortaya çıkar, yani çırpınırcasına nefes alıp verme ve solunum ve gövde kaslarındaki kasılma refleksi eşlik eder.”

***

Nârin cinayetinde şimdiye kadar kaç kişi gözaltına alındı? Bu cinayette kaç kişi ve delil olabilecek, sayılabilecek kaç veri gözardı edildi acaba… Bu korkunç cinayet öncesi ve sonrasındaki gelişmelere şöyle bir göz gezdirildiğine, kamuoyunun gözünden kaçan veya birileri tarafından göz yumulan bazı şeyler olmuş ve yaşanmış mıdır? Bunları da göz önünde bulundurmak, göz önüne almak veya göz önüne getirmek gerekmez mi? Bu hunharca işlenen cinayete göz yummamak ve suç işleyenler ile suça alet olanları adalet önünde affetmemek gerekir. Cinayeti 18 yaşından küçük çocukların üzerine yıkmamak, almamak için gözüpek, adîl, vicdan ve merhamet sahibi savcı ve hâkimler de gerekli.

***

Zekâsı ve kurnazlığı gözlerinden belli Narin, evde veya okulunda göze batan bir kız çocuğu ve talebe miydi? Göze giren hiç göze gelmez mi?.. Kem gözler ne güne duruyor… Televizyon ekranlarında günlerce ve saatlerce reyting konusu yapılan Narin cinayetinde, sonrası gelişmeler ve onca sorgulamalardan sonra halkın ve toplumun gözü acaba ne zaman açılacak? Eli her tarafa uzanan bir ailenin ve birbirine akraba köylülerin bu olaylar karşısında gözleri, kulakları nasıl kapalı olur? Ne vakit “Gözün aydın Narin, seni boğarak öldürenler bulundu” denilerek kamuoyuna müjdeli haber verilecek?..

***

Nârin’in gözyaşlarını gören, acı feryatları ile çığlıklarını Tavşantepe’de duyan ve işiten birileri hiç mi olmadı? Yoksa gözlerini kan bürümüş kâtil ya da kâtiller, Narin’in yalvaran ve korkudan faltaşı gibi açılmış gözünün içine baka baka, gözlerini hiç kırpmadan mı öldürdüler?

Sekiz yaşında cıvıl cıvıl, narin mi narin güzel bir kızımızın gözünün yaşına bakmadan canına kıyanlara lânet olsun.

Gelinen nokta: Bilmememiz gereken her şeyi biliyoruz. Bilmemiz gereken hiç bir şeyi bilmiyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR