Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

 MUHAMMEDΠ MUHABBET-2-

 MUHAMMEDΠ MUHABBET-2-

 

Muhammedî muhabbet toprağa atılan sevgi tohumlarının ‘Halil’ olup ‘Habib’ olup ‘Sıddık’ olup filizlenip yeşermesidir. Ve bu temsîl Kâdiri Mutlâk’ın ‘Vedud’ isminin yansımasıyla birleşince sevgide ‘kardeşlik’ sevgide ‘birlik-berâberlik’ hakikatleri insanlarda tecelli eder ki, bu sarsılmaz, güçlü birlikteliktir. Bu husus ayni zamanda yüce İslâm’ın muzafferiyetinin işâretidir.

O ‘ümmeti, ümmeti’ diyerek bize sevdâ boyutunda bağlı bir peygamberdir. O’nsuz olmaz. O; ‘Hatem’ül Enbiyâ’nın eşsiz sâhibi, Sidretül Müntehâ’nın muhteşem misâfiri, semâlar âleminin en kabul görmüş sevgilisidir. O mahşer gününde sığınacağımız yegâne sığınaktır. O aşk kapısıdır. O aleyhisselam İslâm’ın bütün umdelerini kâmil şahsında toplamış mükemmel bir ahlak timsâli ‘usvei hasene’dir. Bütün temizlikleri rûhunda billurlaştırmış tertemiz bir gönüldür O. 

Rasûli Zişan, Nebîyi Muhterem, Nûrî Efşân, Hakk’ın nûrunu bütün cihâna yayan bir nûru dilâradır O aleyhissalâtu vesselam. Rüzgarlar O’nun nûruyla eser, bülbüller O’nun nûruyla öter. O’nun nûruna pervâne olmayan iki dünyâda hüsrâna düçâr olur. 

Muhammedî muhabbet gönüllerimize târifi imkansız güzellikler takdim etti. Sonsuzluk aşkına nasıl erişilirin gizemli, esrarlı sırlarını bize öğretti. Kah içli gözyaşlarıyla kah uzun uzun secdelerde kalışlarıyla kah gizli gizli aşk demlerinden nasıl istifâde edilirin yollarını açtı. Yaşanmayacakları da öğretti, belletti bize. Nasiplenenler vuslat yollarında ilerledi. Yoksa dünyânın bin bir sıkıntılarla dolu sarp yokuşlarını nasıl aşardık. O’nun gösterdikleri dünyâdaki çile yolumuza ışık, kararan, bunalan ruhlarımıza ilâhî ilham oldu. O’nsuz olmaz. 

O aleyhissalâtu vesselam gâye insan,

 O aleyhissalâtu vesselam ufuk insan. 

O aleyhissalâtu vesselam ruhlara bir meltem esintisi…

Bugün O, küfrün ve günahların içinde kaybolan insanoğlunun arayış nûrudur. Gafletten uyanmanın keyfiyeti ancak O’nun nûruyla buluşmakla mümkün ve Muhammedî sevdâya gönül verenlerin nûrânî ışıltılarının semâvat âlemindeki izdüşümü, O’nun muhabbetidir elhamdülillah. Yer ile gök arasında oluşacak kutlu buluşma yalnızca O’nun muhabbet ikliminde neşet eder. Bu dünyevî vuslatı gerçekleştirenlerin geceleri dahi gündüzdür, onların gönülleri aydın, zihinleri terü tâzedir. Bu süreçte her sıkıntı bir mânevî yükseliştir. İşte muhabbet sevdâlıları böylesi bir iklimi keşfettiklerinde onlar için her zor kolay olacaktır. Rahmet, bereket, inâyet ve hidâyet yağmurları sağnak sağnak gönüllere yağacak neticede mümin madden ve mânen dirilecektir Hz. Allah Teâlâ’nın izniyle… 

Muhammedî muhabbet bize, tüm ölü yüreklere, her sıkıntılı mekâna rahmet dağıtmaya oralara yeni bir hayat üflemeye vesile olacaktır. Kalpler, gönüller, ruhlar O aleyhisselâm’a bağlanınca kötülükler, olumsuzluklar sonuçlarıyla berâber yok olacaktır. Huzur arayan beşeriyet ancak O’nun nûruyla huzûra kavuşacaktır. Bu sebeple hem gaflete düşen Müslümanların hem yanlışlıklar içinde bocalayıp duran bir arayış içinde olan insanlığın yeniden saadet asrına dönmesi mecbûridir.

Muhammedî muhabbet böylesi hakikatleri gerçekleştirdiğinde akıl ve kalp bulması gerekeni bulmuş, ruh ve gönüller asıl mahbûba erişmiş, yürekler ve dudaklar kevsere doymuş demektir. Demek ki ilâhî sevginin istikâmeti Muhammedî muhabbetten geçer. O’nun sevgisi öyle bir muhabbet olmalı ki, yüreklerdeki bütün sevgiler O’nun sevgisinin yanında sönük kalmalı. O’nun sevgisi ve sevdâsı başlara tâç, gönüllere sertâç olmalı, yürekler ‘onunla dolmalı ve doymalı. Bu sevdâyı Bezmi Âlem Vâide Sultan ne güzel ifâde ediyor.

‘Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, 

Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl?’

Muhammedî muhabbet, kâinatta mevcut olan varlıklara yüce Rabb’in esma tecellilerinin ayrı bir mânâ kazandıran sır hazinesidir. Dolayısıyla eşyadan Esmaya ulaşma yolu Muhammedî muhabbetten geçer. Muhammedî muhabbet ilâhî aşkın insan yüreğinde ulaştığı en mükemmel mânevî yükseliştir. O’nun sevgisini yüreğimizde ne kadar büyütürsek biz de o denli yüceliriz. İnsanlık eğer yücelik yolunda mesâfe kaydetmek istiyorsa O’na tâbi olmalı. Devrin getirdiği problemlere çözüm arayanlar yine O’na müracaat etmeli. O aleyhissalâtu vesselam umut kıvılcımlarını beşeriyet ufkuna taşıyacak yegâne rehberdir. 

O halde kalplerin en ıssız köşelerine, rûhun en derin ürperişlerine Muhammedî muhabbeti yerleştirelim. O’nun yolunda yürüyelim, sünnetlerine ittiba edelim. O’na duyduğumuz sevgi ve muhabbetin seviyesi imânımızın seviyesini belirleyecektir.

Yâ Rabbi! Bizlere Muhammedî muhabbeti aşkın boyutta lütfet, dünyâda O’nun sünnetlerinin gölgesinde bir hayat yaşat. Zira bu bize dünya ve ahret cennetini yaşatacaktır.

O aleyhissalâtu vesselam bu itibarsız dünyânın itibârıdır. O aleyhissalâtu vesselam ümit temsilcisidir. O aleyhissalâtu vesselam kalplerin en kâmil onarıcısıdır. O aleyhissalâtu vesselam bizi Hakk’a eriştiren yolda tek kılavuzumuzdur. 

On dört asırdır O’nun sevgi kervânına dâhil olmak bizim için ne büyük bir lütuftur.!

O’nun muhbbetiyle olmak bizim için ne büyük bir ikramdır. 

Yaman Dede gibi diyelim bizde;

‘Ezel bezminde bir dinmez figandım Yâ Rasûlallah 

Cemâlinle ferahnâk et ki yandım Yâ Rasûlallah.’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi