Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Mesele İklim ve Gıda Değildir

Mesele İklim ve Gıda Değildir

Bizim memleketteki başıboş köpek istilası ile ortaya çıkan kanuni düzenleme, bazı siyasilere bakarsan kadın ve çocukları korumaya, diğer bazı siyasilere bakarsan Araplara kolaylık olsun diye, dini nedenlerle çıkarılmıştır.

Yani bizde hiçbir konuda, sebep sonuç ilişkisine gerek yok.

Çık bir şeyler söyle, gündem değişsin.

Bir ara kırmızı et yasaklanacak, laboratuvar ortamında üretilen et, süt konusu ve yabancı sığınmacılar nedeniyle gündeme getirilen yabancı işçi problemi ve bu anlamda demografik yapının değiştirilmesini gölgelemek amacıyla kullanılmıştı.

Bunlar dünyanın meselesi olmadığı gibi, Türkiye’nin de asıl meselesi değildir.

Bunlar gerçek gündemi örten zamana bağlı suni gündemler olarak ortaya çıkarılır ve işe yaramaz hale gelince yenileri üretiliverir.

Dünyanın gerçek gündemi nedir derseniz, dünya nüfusunun azaltma, insansızlaştırma ve mülksüzleştirmedir deriz.

Güç ve yönetim için her yolu mubah gören düşmanımızın yani küresel güç sahiplerinin, insan neslini yok etme veya en azından insanımsı bir yapıya mahkûm etmeye dönük planları her alanda devreye giriyor deriz.

Bu şeytani planda dünya tek elden yönetilecek, yeni bir küresel din oluşturulacak, insanlar mülkiyetsizleştirilecek, kimsenin kişisel bir eşyası olmayacak ve her şeye kiralama usulü ile geçici şekilde sahip olunacak, hayatın her anını kaplayan bir kredi sistemi kurulacaktır.

İnsanların parası olsa dahi, kredi notu uygun olmazsa keyfine göre hiçbir şeyi satın alamayacak ve tüketemeyecek, fiziki para ortadan kaldırılarak dijital para sistemi devreye alınacak, başta altın olmak üzere tüm tasarruf araçları devre dışı kalacağı için, tüm harcamalar küresel sistem tarafından denetlenebilir olacaktır.

Şaka veya komplo teorisi gibi mi geliyor?

Covid pandemisinde denemesini izlediğimiz insan neslini yok etme veya azaltma gerçekleştirildiğinde, nüfusun10 milyon sınırında tutulabilmesi için, şimdilerde Çin de uygulandığı şekilde, bebek doğumları suni rahimlerde gerçekleştirilecek ve anası babası belli olmayan bir cinsiyetsiz nesil ortaya çıkarılmış olacaktır.

Küresel şeytani sistem için sadece birer kimlik numaralarından ibaret olan şahsiyetsiz ve milliyetsiz nesil, yetersiz veya tehlikeli görüldüğünde, sessiz sedasız bir şekilde ortadan kaldırılacağı için, arayan ve soranı da olmayacaktır.

Bu sistemde yaşamasına izin verilen sayıdaki insanların yöneticileriyle ilişkisi, af buyurun biraz günümüz Türkiye'sindeki sahip olunmak için önce özenilen, ama sonra elden çıkarmak için sadece tekmelenmesi yeterli olan, köpekler ve insanlar arasındaki ilişkiye benzeyecektir.

Bu yeni dünya düzeni, içinde yaşadığımız devletlerin kurulma aşamasında gündeme getirilen devlet paradigmasıyla ama bu defa geçmişten alınan dersler sonucunda oldukça sağlam bir şekilde temellendirilmektedir.

Bu düzen, İnsanlığın ilahi ve insani bağlarının koparılıp köleleştirildiği bir dünya düzeni olacağı için, karşı çıkan veya farklı düşünce alanlarında çalışanların ilerlemesi engellenecek, satanist küresel çetenin kendilerince tanrıcılık oynamalarına engel olmaya kalkan her kişi ve kuruluş hatta devletler, yok edilmekten kurtulamayacaktır.

Covid 19 denemesinde uyanmayanları belki bu defa uyanırlar diye bir kez daha uyarmak için hatırlatalım:

Klaus Schwab’a dünyanın ekonomisini, Tedros Gebreyesus adlı teröriste sağlığı, Bill Gates denilen yazılımcıya ise dünya tarımını teslim eden yeni dünya düzenini, ne yazık ki insanlar henüz anlayamıyorlar veya anlamak istemiyorlar.

Uyandıklarında ulus devletlerin sınırlarının olmadığı, küresel şirketler aracılığıyla dünyanın birkaç sapkın tarafından yönetilen küresel şeytani yapının köleleri olarak bulacaklar kendilerini.

Bu sebeple mesele sadece et, süt, iklim ve gıda meselesi değildir diyoruz.

FARKINDA MIYIZ?

Kurulmak istenen küresel esaret düzenine en çok katkıda bulunanların, milli devletlerin yöneticilerinin olması bizi aldatmasın.

Covid 19 pandemisi zamanında “yeni bir dünya düzeni kuruluyor” dedikleri gün, asıl niyetlerini anlamalıydık.

Çünkü ulus devletlerde iş başına getirilen iktidarların, imzalamak için yarıştıkları “Paris İklim Anlaşması” ve buna bağlı olan “Karbon Düzenlemesi”, milletlere esaretten başka bir şey getirmem

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR