Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kuran sünnet birlikteliği

Kuran sünnet birlikteliği

İslam’ı din, Kuranı Kerimi ilahi kitap Hz. Peygamberimiz(sav) de nebi ve resul olarak kabul ederek kendisini Müslüman olarak isimlendiren insanın hemen bunların sonrasında kabul ettiği birbirinden ayrılması mümkün olmayan iki mefhum daha vardır.

Bunlar ilahi din inancının temeli olarak kabul edilen vahiy ve peygamberlik kavramlarıdır.

Gerçi Müslümanlarca “Peygamber” sıfatı her kullanıldığında hop oturup hop kalkan bir güruhun varlığına rağmen safların en bariz biçimde ayrılması için bu ifadenin sürekli kullanılması taraftarıyız.

Diğer taraftan yine Müslümanların zihinlerini bulandırmak için “Peygamber” mefhumu yerine Nebi ve Resul kelimesinin kullanılmasını isteyenlerinde olduğunu bilerek bu ifadeleri kullanmak istiyoruz.

Çünkü Vahiy ve Peygamberlik müessesesi İslam Dininin en temel inanç kurallarından hatta tabir caiz ise din dairesine girerken atılan ilk adımın şartlarından biridir.

Çünkü Vahiy kavramına inanmazsanız ortada ne gelen ayeti kerimeler ne de vahyin muhatabı olan Peygamberler kalır.

Peygamber vahiy ilişkisi öylesine bir birine bağlıdır ki Hz. Âdem(as) atamızdan Hz. Peygamberimize(sav) gelinceye kadar geçen tüm peygamberler ancak vahiyle Peygamber olduklarını bilmişler ve insanlara yine gelen vahyi açıklamışlardır.

Bundan dolayıdır ki vahiy almayan peygamber olmadığı gibi, vahyin çeşitli şekillerde gelmiş olmasına rağmen peygambersiz de bir vahiy olmamıştır.

Dolayısıyla ortada bir vahiy varsa o vahyin muhatabı olan bir peygamber(as) ve vahyin bütününü kapsayan bir ilahi kitap da hep olagelmiştir.

Bu gerçeği tespit ettikten sonra Kuran Sünnet birlikteliğinin bir diğer özelliği olan Peygamber din ilişkisinden bahsetmek yerinde olur.

Nasıl vahiy ve Peygamber ikilisi mutlak gereklilikse peygamber kitap ikilisinde öylece gereklilik olduğunda şüphe olmamasına rağmen bir takım fırkalar ilahi kitapları o kitabın daha doğrusu o ilahi hitabın muhatabı olan peygamberler olmadan anlamaya çalışmak gibi bir garabetin içerisine düşürülmüşlerdir.

 Konuyu somutlaştırmak gerekirse Kuranı Kerimi Hz. Peygamberimizin(sav) rehberliği ve sünneti seniyyesi olmadan anlamaya çalışmak insanı kelimenin tam anlamı ile peygambersiz bir din anlayışına götürür.

BU aynı zamanda Peygambersiz bir kitap hatta vahiysiz bir peygamber anlayışı ile eş anlamlı olmak demektir.

Peygambersiz bir din anlayışı ise yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı din anlayışı sonucunu doğuracaktır.

Ortada inanılacak, itaat ve ittiba edilecek, Ayeti kerimelerin hayata uygulanışında rehber ve öğretici olan bir peygamber olmayınca insanların ben bu ayeti böyle anlıyorum ve uyguluyorum telakkileri sonucunda aynı ayetin yerine göre birbiri ile tamamen aksi olan uygulamaları da toplumda kargaşa ve zulüm nedeni olacaktır.

Tarih boyunca Müslümanlar, Hz. Peygamberimizi(sav) Hz. Allah’ın(cc) ayetlerinin uygulayıcısı olarak gördüklerinden dolayı uygulamalarını içselleştirdikleri için İslam toplumu olabilmişler, Kur’an ve Sünnet ikilisini birbirinden ayırmak gibi bir yanlışın içine düşürüldüklerinde ise zalimleşmişler veya zulme uğramışlardır.

İslâm Dininin temel iki kaynağı olarak kabul ettikleri Kuran Sünnet birlikteliği anlayışı aynı zamanda amelî ve itikadi alanlarda ortaya çıkan İslâm mezheplerinin de kaynağıdır.

Kur’an Sünnet veya vahiy peygamber birlikteliğinin varlığı ve ayrılmazlığı dinin ve aklın gereği olmasına rağmen Hz. Peygamber’i(sav) ve Kuranı Kerimin birbirinden bağımsız oldukları gibi bir tasavvurda bulunmaya çalışmak her şeyden önce Kur’an’a aykırıdır.

Peygamberlik müessesesinin temel dayanağı olan Kuranı Kerim ayetlerinde açık seçik olarak bildirilen bu ilişki ve hatta itaat emrinin meşruiyet kaynağı bizzat Kuran olmasına rağmen aykırı düşünceleri dinden kabul etmek mümkün olmayacaktır.

Peygamberliğin meşruiyet kaynağı kuran olduğu gibi Hz. Peygamberin(sav) sünnetinin de meşruiyet kaynağı yine kuranı Kerimdir.

Bir taraftan Hz. Peygamberimizi(sav) yürüyen kuran olarak kabul edeceksiniz diğer taraftan Müslümanlar tarafından ilahi hükümlerin hayata aktarılmış şekli, ayeti kerimelerin yaşanarak ortaya konulan tefsiri İslam dininin hayata dönük örnek bir uygulaması olan sünneti red edeceksiniz.

Din adına Hz. Kurana, Hz. Peygamberimize(sav)bundan daha büyük bir iftira olamaz.

FARKINDA MIYIZ?

Müslümanların inanç, düşünce, davranışlarının ve dünya ahiret hedeflerinin rehberi olan Kuranı Kerimin yaşanmış hayatta ete kemiğe bürünmüş hali olan Hz. Peygamberimize(sav) ittiba nın kaybolmaya başladığı andan beridir İslam memleketleri zalimlerin işgali altındadır.

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi