Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kur’an Algımız Kur’an’a Uygun mu?

Kur’an Algımız Kur’an’a Uygun mu?

Müslümanlara Kuranı Kerim sizin için ne anlama gelir veya Kuranı Kerim sizin neyiniz olur diye asla sorulmaz veya sorulmaması gerekir.

Çünkü Kuranı Kerim Müslümanların Hz. Allah'ı(cc) tanımayı ve inançlarının gereği olarak ihlâs ve samimiyetle ibadetlerini öğrenmek için müracaat ettikleri kitaptır.

Çünkü Müslümanlar Kendileri için Hayat rehberi olarak gönderilen Kitabın Rasulü Hz. Muhammed(sav)i tanımak için bakmaları gereken yegâne kitap olarak Kuranı Kerimi bilirler.

Yine Müslümanlar belki her şeyden önce kendilerini tanımak için de Kuranı Kerime müracaat ederler.

Yine Müslümanların içinde yaşadıkları Kâinatı tanımak için de müracaat etmeleri gereken kitabın Kuranı Kerim olduğunu bilirler.

Bunun nedeni hem yaratıcımıza(cc) hem Rasülümüze(sav) hem kendimize ve hem de içinde yaşadığımız kâinata karşı olan görevlerimizi yapabilmek için önce kendimizden önce i tanımamız ve ne olduğumuzu bilmemiz gereken rehberin Kuranı Kerim olmasıdır.

Başlangıç olarak "Kendini bilen (tanıyan insan) Rabbini de bilir."  ayeti kerimesini alanlar çıktıkları yolda yanılmazlar.

İnsanlar Kuranı Kerimin rehberliğinde ilerledikleri sürece yanılmayacaklarını kabul etmekle birlikte hayatlarında bu kabullerinden sık sık ayrılırlar.

Çünkü hepimiz yaşadığımız hayatta teknolojinin oldukça gelişmesine rağmen insanların kendilerini maddeten ve manen tatmin edebileceğini zannettiği şeylerin peşine düşüp din ve insan ilişkisini bu tatminde aramaya çalışmaktayız.

Ancak yaşadığımız hayatı Kur'an'a göre tanzim etmediğimiz için veya Kuranı hayatımızın her anında vazgeçilmez bir ölçü yapmadığımız için mutluluk ve huzuru yakalayamadığımız gerçeğini bildiğimiz halde tavrımızı devam ettirme yolunu seçeriz.

Hatta insanlar hayat ile olan ilişkilerini Kuranı Kerime göre tanzim ettikleri sürece bu olumsuz durumdan kurtulmalarının mümkün olacağını bildikleri halde bile kendilerini bu yöne yönelmeye neyin ve kimin sevk ettiğini bile düşünmezler.

Hâlbuki insan kendisinin ne olduğunu, niçin yaratıldığını Kuranı Kerimden öğrenmekle öncelikle yaratıcısını tanıyabileceğini böylelikle hem kendisi hem de tüm insanlara yardımcı olabileceğini öğrenecektir.

İnsan dünya hayatının her safhasında temel bilgi kaynağının vahiy olduğu gerçeğini kabul etmekle kendisini maddeten ve manen tatmin edecek yegâne şeyin din olduğunu kabul etmiş olacak ve hayatındaki tüm problemlerin bu bilgi kaynağı vasıtası ile çözülebileceğini görecektir.


Başka insanlar ve topluluklar kendi anlayışlarına göre nasıl bir din benimsemiş olursa olsunlar Müslümanlar tüm ön yargılardan kurtulmuş kimseler olarak Kuranı Kerimin Allah(cc) katından gelmiş kelamı olduğunu ve Allah(cc)ın Kuranı Kerimi niçin Hz. Muhammed(sav) aracılığı ile göndermiş olduğu sorularının cevabını yine Kur’an’da bulacaklarına inanırlar.

Müslümanlar Kuranı Kerimin, insana dünya hayatı boyunca her bakımdan destek olan ve anlaşılsın diye arapça olarak gelen kolaylaştırılmış apaçık bir kitap olarak Hz. Muhammed(sav)’e, Cebrail(as) vasıtasıyla inzal edildiğini bilirler.

Yine Müslümanlar Kuranı Kerimin kendinden önceki kitapları tasdik eden, inanan milletlere her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet olması nedenleriyle âlemler için bir öğüt olduğuna da inanırlar.

İnanmasına inanırlar da iş hayata uygulamaya gelinde yukarıdaki tanımlardan habersizmiş gibi ayetlerin hükümlerinin uygulanmasının başkalarının sorumluluğunda olduğu gibi yanlış ve temelsiz bir düşünce içine giriverirler.

İşte bu haleti ruhiye içinde yaşayıp giderlerken birsinim çıkıp kendilerine Kuranı Kerim nedir veya Kuranı Kerim sizin neyiniz olur diye sorulmayacağını veya sorulmaması gerektiğini düşünürler ve Kuranı Kerim ile olan ilişkilerinin de sorgulanmasını hiç istemezler.

Maalesef Müslümanlar Kuranı Kerim ile olan ilişkilerini sadece belli zaman öncesinde biraz da anne ve babalarının zorlamasıyla arap harflerini öğrenmek olarak gördükleri için ayeti kerimeleri anlamaya ve hayatlarına uygulamaya giden pek çok süreci ya unutmuş durumda veya unuttuklarını da hatırlamak istememe durumuna düşmüşlerdir.

Müslümanların Kuranı Kerime olan algıları değişmedikçe Kuranı Kerimin hükümlerine olan aykırı olan hayatları da asla değişmeyecektir.


 

FARKINDA MIYIZ?

Kuranı Kerimin ilk muhatabı, ilk uygulayıcısı ve ilk muallimi olan Hz. Muhammed(sav)i bütünüyle işlevsiz kılacak bir savrulma ile Müslümanların sadece Kuranı okumaları gerektiği arzusunun en basit tabirle anlayışla karşılamak Kuranı doğru anlama ve hayata uygulama algısına yapılmış en büyük ihanettir.

Çünkü Kuran ve İslam adına söylenebilecek, yazılabilecek bir şeyin kabul olabilmesinin temel şartı, Hz. Muhammed(sav)in sahih sünnetine olan uygunluktur.




 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi