“En büyük arzularımdan biriydi yazarlık. Edebî mahsullerini sergileyenlere hep imrenerek bakardım. Masam daima kitaplarımla dolsun isterdim. Sırf böyle bir ortamda, yazar sıfatıyla bulunmak bile, benim için büyük bir nimetti.

Paranın, şöhretin veremeyeceği el değmemiş, büyüyen dîvane bir haz. Bahşedene teslimiyet, ruhunuza gülsuyu, fikrin efsunkâr buğusu, kalpte deli dolu Huu..

İnsan, hayatında mukayeseler yapınca, belirli bir yaşı da geçince bakış açısı farklılaşıyor.

Bir hanımefendi, yazar olma dileğini itiraf ediyordu. Çocuklarımızdan biri “Hiç yazar görmemiştim” diye bağırıyordu.

“Bizim zamanımızda” diye söze başlayabilirdim artık. Bizim zamanımızda; yaşayan, kalbimize buseler konduran yazarlara kolayca ulaşamazdık.

O gençlerden kaçı için yazarlık tohumlarının atıldığını düşündüm bir lahza. Yazarı yetiştiren, ortaya çıkmasını sağlayan, irili ufaklı belki sayısız sebep, bir öz, ölçü, hülasa.

Kitap Günleri’nde; nice tanışıklıklar, tanıklıklar, eser yoğruluşları, kitap sancıları, sözcüklerin nefesi, aşk, vecd, talebelik ve ceht.

Okumak, yazmak, baygın bir söyleyiş. Kitapların, yazarların ayak sesleri, gümbür gümbür.

Dostlarım! Harika,  cevherli arkadaşlarım! Aşk, ilim, hakikat kapıları! Yoldaşlarım!

Kitaplar, kalemin tozları… Başımı eğmek ve o tozlara gömmek istiyorum.” Diye yazmışım yine bir fuar vesilesiyle. Devam etmek istiyorum.

Biz yazarlar, kimimiz gürültüyle, tantanayla; kimimiz kendi halinde sessizce çalışırız.

Kitap fuarları, belki içimizdeki ateşi daha da körükler.

 Hastalıklı son seneler düşünülürse.. kitap kokusuyla yazarların bir araya geldiği; vadeden büyülü kelimelerle cümlelerin, yazılacak hikâyelerin, mürekkebin sindiği mekânlara, vasatlara ne kadar hasret kalmışızdır.

Dostluklara arkadaşlıklara… Maziden günümüze gelen usta sözcü(k)lere, yanı başımızdan geçiveren ümitli gençlere; kitapların ışıldadığı daha sevecen, daha barışçı, bereketli, gülümseyen edebiyatlı, fikir sanatlı dünyalara… Bütünleşmeye…

Hiçbir ayrım gözetmeden; büyük-küçük, taşra-merkez ayrımına girmeden sadece kitaplarda buluşmaya.

Beklentilerimizin ne kadarını karşılar bilemem. Ama hayali bile güzel.

Kitap sesi, emeğin sesi; düşünen üreten dünyanın sedası. Ne kadar hoş, soyludur kitap sevdası.

Yüzlerce yazar; hiç de küçümsenecek rakamlar değil.

Akıp giden, yiten zamandan geriye, kim, ne isimler ne kalır bilemem. Doğrusu pek de umurumda değil. Zaman, devran düşünsün.

Derdim, hayattan biraz daha kelime koparabilmek.

Başımı evime, harflerden yastığıma gömüp, arada bazıları azizlik(!) yapsa da, leziz uykulara dalmak…

Öncelikle evimi süpürmek ve kutlu hedeflere yürümek.

Aşkla an(ıl)arak yaz(ıl)mak… Ve mânâlı kelimelerle örtülüp, gömülmek…

Konya Kitap Günleri hayırlı olsun. Bir renktir, görgüdür, gelenektir, neşedir. İçinde muhabbet göverir, şevk tüter.

Bu vesileyle Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay olmak üzere, ekibine, tüm emeği geçenlere, bizleri destekleyen okur- yazarlara teşekkür ediyorum.

Konya nadide şehir, nicelerini, üstün kültürel faaliyetleri hak ediyor.

Not: Selçuklu Kongre Merkezi’nde, 15-16 Ekim’de yer aldığım TYB Konya Şubesi Standından sonra, 19 Ekim Salı günü 15.00-20.00’de, 219 No – Selçukya Kültür Sanat Standında okurlarla buluşacağız inşallah.

Ayrıca, 21 Ekim 2021 Perşembe, saat: 17.00 de, Malazgirt Salonu’nda “Hayat Yedi Renktir” isimli söyleşim olacak. Sizlerle beraberlik, sohbetimizi günümüzü zenginleştirecek.