Kibir kuleleri de yıkılır
Erken Seçim (Baskın Seçim) tarihi açıklanır açıklanmaz siyasi partiler seçim havasına girdi ve hummalı bir çalışma başladı. Cumhur İttifakı erken seçim tarihini iyice erkene çekerken, muhalefet de karşı hamle olarak CHP’li 15 vekilin İYİ Parti’ye geçtiğini açıkladı. Böylece YSK, İYİ Parti'nin seçimlere katılacağını bildirdi ve skor eşitlendi. İki ay içerisinde bakalım daha kim bilir nasıl sürprizlere şahit olacağız bekleyip göreceğiz.
Gelecekte yaşanacak seçim sürprizlerini ömrü olan zaten yaşayıp görecek. Bizim asıl dikkatimizi çeken birkaç gün önce Ak Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal'ın Yeni Şafak Gazetesi'ndeki köşe yazısı idi. Öyle şeyler yazdı ki yenilir yutulur gibi değil.
''Aday adaylarına tavsiyeler...'' başlığı taşıyan yazının içeriğinde neler neler yok ki!
Tavsiyesinden! birkaçı şöyle:
''- Varsa lüks araçlarınızı gözlerden kaçırın; halktan biri gibi görüneceğim diye hurda araçlara da binmeyin, hoş karşılanmaz.
- Sevmiyor ya da hayatınızda hiç tatmamış olabilirsiniz ama herkesin görebileceği yerlerde simit yemek sizi hedefe taşımada etkili olabilir.
-...Bir eliniz cebinizde, kibirle, “naber dostum” dediğinizde tüm kapıları açabilirsiniz.
-...Riskli konulardan özenle kaçının. Mümkün olduğu kadar anlamsız cümleler kurun. Çok uzun ve noktanın kullanılmadığı cümleler işinizi görecektir. Cümlenin başındaki konuyla sonundaki konu alakasız olursa dinleyenin kafası karışır ki bu da işinize gelir. Sizin için konuşmalarda önemli olan içerik değil tonlamadır. En basit mevzuyu gittikçe yükselen bir ses tonuyla anlatabilirseniz, ne kadar anlamsız olursa olsun çılgınca alkış alabilirsiniz. “Küreselleşme”, “Global”, “interaktif”, “ekolojik” “radikal”, “stratejik” gibi moda kavramları sıkça kullanın... İlgili ilgisiz yumruğunuzu kürsüye vurun...
- Seçilinceye kadar halkın her türlü nazına, niyazına tahammül edin" gibi.
Bu kişi bir dönem Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanlığını yapmış ve Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma metinlerini yazmış. Neresinden başlayalım şaştık kaldık. Halka tepeden bakan kibirli hallerine mi, yine halkı algılarla nasıl manipüle ettiklerine mi yanalım?
Milletin parasını yiyerek bir millete ancak bu kadar hakaret edilirdi herhalde. Bu kişi milletvekili maaşının halkın vergileri ile ödendiğinden bihaber galiba.
Gariban Anadolu insanı bir dönem CHP zihniyetinden çok çekti, horlandı, aşağılandı, ezildi. Ancak kendisi gibi gördüğü, inançlı bildiği insanların bu tutum ve davranışları CHP'ye kök söktürüyor. Binbir umutlarla on altı yıldır iktidarda tuttuğu, her seferinde bunlar bizden diyerek oy verdi. Oysa rey vererek TBMM'ye kendisini temsil etmek için gönderdiği kişiler bugün bu haldeler.
Bu ülkede simit bulamayan insanlar var.
Yıllarca ekonomi hesapları simit üzerinden yapıldı. Halk nazarında kahvaltıda simit bulundurmak lüks oldu şimdi. 16 yıldır millete hamaset nutukları atanlar bugün halka tepeden bakıyor.
Merhum Hocamız bir çocuğun dramını, ''dört yaşında ayağı yalın ayak bir çocuk, hasta annesine ekmek götürebilmek için ekmek dağıtan arabanın arkasından çıplak ayakla buz üzerinde dakikalarca koşuyor.'' diye anlatırken gözyaşlarını da tutamaz ağlardı.
Arada ki farkı görebiliyor musunuz?
Din, vatan, millet diye iktidara gelip, ''lüks araçlarınızı saklayın'', ''sevmeseniz de simit yiyin'', ''Halka tahammül edin'' diyenler ile sadece ülkesindeki değil tüm dünya mazlumları için ağlayan ve bu dramlara çareler üreten Erbakan'ın görüşleri arasında çok fark var. İnsanımız müthiş bir algı operasyonu altında. Sırça köşklerinde kibirle salınanlar Hz Peygamber (sav)in Mekke'nin fethi sırasında korkan bir kişiye; "Titremene lüzum yok, ben kral değilim, Kureyşli kuru et yiyen bir kadının oğluyum ben." sözlerindeki derin manayı elbette anlayamazlar.
Kendileri kabul etseler de etmeseler de Ak Parti'nin 16 senelik iktidarı müthiş bir kibir oluşturmuştur. Eldeki imkanları kaybetmemek içinse her şeye başvurmaya başladıklarını üzülerek müşahede ediyoruz. Ak Parti'nin kuruluş sürecine baktığımız zaman haddizatında normal olmayan şartlarda 28 Şubat'ın bir ürünü idi. Fazilet Partisi'ni bölerek kurulmuştur. Nasıl ki her şeyin bir sonu varsa, kaçınılmaz son onlar içinde geçerlidir. Her yükselişin bir de düşüşü olduğu gibi her düşüşünde bir çıkışı vardır demişler. Temennimiz düşerken başlarını gözlerini yarmadan ve hata yaptıklarını anlamaları olsun olacak.
Bu vesile ile 24 Haziran Erken Seçimleri ülkemize ve tüm İslam Alemine hayırlar getirsin.
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.