İmralıpos’da Bir Tanrı
Son günlerin, en çok imaj çalışmasına uğrayan, tamamen yenilenen kişisi herhalde Abdullah Öcalan’dır. Karşımıza bambaşka bir Öcalan portresi ortaya çıkmaktadır.
O kadar ki tapınılmakta, mesela doğum gününde evi türbeye çevrilip, bahçesinden toprak ot alınmakta, sadece siyasî değil ruhani bir lider algısı da yerleştirilmektedir. Yeni akil(ler)ce bu şefkat kahramanına, söylediklerine inanmamız, hatta sarılmamız istenmektedir.
Oysa en hafif deyimle, megaloman bir kılavuzla karşı karşıyayız. Zerdüştlük meselesi ise, ayrı bir sapkınlıktır:
“Örgüt üyeleri belirlenen dönemlerde Abdullah Öcalan'ın resimlerinin bulunduğu alanlarda bir araya gelerek ibadet yapıyor. Düz bir alana yakılan ateşin etrafında kırmızı, sarı ve yeşil renkli kıyafetlerle yapılan sapkın ayine ateşin etrafını saran diğer militanlar da katılıyor. Zerdüşt felsefesine birebir uyan ayinlerde bir önder etraftaki insanları ateşe davet ediyor.” (4. 11. 2011 tarihli bir haberden)
Türkiye’nin önemli yazar ve aydınlarından Alev Alatlı; Everest Yayınlarından çıkan yeni eseri, Beyaz Türkler Küstüler’ de, geniş bir perspektiften Türkiye panoraması çizerken, bize Öcalan’la ilgili ilginç bilgiler de vermektedir.
Romanda, “Eski Ahit’in Yehova’sının konuştuğu ayetler ile Öcalan’ın yazdığı Apocu Militan Kişilik” talimnamesindeki cümleler birleştirilmiş”, ard arda getirilmiştir. Koca Tanrı’nın(!) söylemiyle, Öcalan’ın sözleri şaşılacak derecede benzemektedir. Kitapta bu durum “ilahın cümlelerini Apo’nun cümlelerinden ayırt etmek nerdeyse imkânsız” şeklinde geçmektedir. Birkaç örnek verelim:
“BEN Yehova’yım. Benden başka Allah yok. BEN barış sağlayan, felâket getiren Yehova, seni güçle kuşatacağım, gündoğusundan günbatısına kadar herkes BEN’den başkası olmadığını bilecek.” Apo cevap veriyor:
“Yeni insan yaratma konusunda, BEN tanrıdan daha fazla değiştirip dönüştürme gücüne sahibim. Kürtler için en etkili eğitim yöntemi, BEN’im bulduğum yöntemdir. BEN öyle güçsüz ve sizlere muhtaç değilim, bana muhtaç olan sizsiniz. Karşıma en büyük lümpen olarak bile çıksanız, ben sizi kesinlikle değiştiririm, bundan hiç aman vermem. Kendinizi yakmayın, sahte önderlikler dayatmayın. Kaçsanız bile kurtulma ihtimaliniz yok. Sizin gücünüz yok, olsa da pozisyonunuz bu değildir. Sahte komutanlık, yetki, tasarruf geliştirme, bireycilik gibi yetersiz yaklaşımlarınızın etrafını daralttım. BEN’im belirttiklerimin tersini yaparsanız, BEN’im yöntemlerim bu terslikleri cevaplandıracak kadar güçlüdür.” (..)
Aldı, Yehova ve kullarına dedi ki: “BEN seni büyük millet edeceğim ve seni mübarek kılacağım ve senin adını büyük edeceğim; bu memleketi senin zürriyetine vereceğim ve yeryüzünün bütün kabileleri sende mübarek olacaktır.’ Aldı, Apo ve militanlarına dedi ki: ‘Zengin misiniz, arkanızda hazineleriniz mi var? Hayır, BEN’den daha zordasınız. Ananızın sizi geleceksiz doğurmasının hesabını hep BEN’den soruyorsunuz. ‘Sen Başkan değil misin, bize çare bulacaksın; sen Allah değil misin, yeryüzünü kulların için rahat ve şerefli bir yaşam yeri haline getireceksin!’ diyorsunuz.” (…)
Aldı, Yehova ve kullarına dedi ki: ‘Fakat BEN’i, dinlemez ve bütün emirlerimi yapmazsanız, BEN de size şunu edeceğim: Düşmanlarınızın önünde vurulacaksınız; sizden nefret edenler üzerinize hükümdar olacaklar ve sizi kovalayan yokken kaçacaksınız.’ Aldı, Apo ve militanlarına dedi ki: Hain kullar durumuna düşüyor, ‘Ben de ihanet ederim,’ diyorsunuz. Yakarışlarınız da, ihanetleriniz de çok anlamsız! BEN size çok müsamaha gösterdim. Ancak artık bu tutumlarınızı kabul edemem. Yenilgi kişiliği, iflah olmayacak, birlikte yaşanmayacak. Özgürlükle bağdaşmayan çirkin kişilik ölsün diyoruz. Ya dönüşüm, ya dönüşüm. Ya savaşta zafer kişiliği, ya zafer kişiliği. Sloganımız budur ve bunlar uygulanacaktır.”
Aldı, Yehova ve kullarına dedi ki: ‘Ve eğer bunlarla da beni dinlemezseniz, kuvvetiniz boş yere sarf olunacak; yaban hayvanlarını aranıza göndereceğim ve sizi çocuklarınızdan edecekler.’ Aldı, Apo ve militanlarına dedi ki: ‘Can sizin değil, can PKK’nındır. Daha önceki canınızı gidin başka yerde harcayın. Kimse, ‘Bu can benimdir,’ diye canını istediği kullanamaz. Canınızı keyfinizce kullanmayacak, parti için, dolayısıyla toplum için kullanacaksınız. Ben’im yaratma eylemime bu tür ihanet ve komploculuğun dayatılması anlaşılır ve katlanılır gibi değildir.’
Aldı, Yehova ve kullarına dedi ki: ‘Karşımda başka ilahlarınız olmayacaktır. Çünkü BEN, beni seven ve emirlerimi tutanların binlercesine inayet eden, kıskanç bir Allah’ım. Sana emretmekte olduğum her şeyi yapmak için tutacaksın, üzerine bir şey katmayacaksın ve ondan eksiltmeyeceksin çünkü insanın bütün vazifesi budur. Ve vaki olacak ki, size iyilik etmekte ve sizi çoğaltmakta olduğundan dolayı Rab nasıl sevindi ise, sizi helâk edeceği ve sizi yok edeceği için de öyle sevinecektir ve siz mülk edinmek için girdiğiniz diyarın üzerinden kopartılacaksınız.’ Aldı, Apo ve militanlarına dedi ki: ‘BEN’im en büyük emekle yoğunlaşmış varlıklarımı acımasızca harcaması, en büyük üzüntü ve öfke kaynağım olmuştur. BEN sağım, mutlaka bunların hesabını soracağım. Bu konuda BEN’im çok usta biri olduğumu biliyorsunuz. T.C’yi bile yirmi yıl uyuttum ve halen de hesap soruyorum. Peki, size sormayacak mıyım? Ölenler ölüyor, BEN’im için inandırıcı olan amacın kendisidir. BEN sizleri sırf hesap sormak için yaşatıyorum. ‘Kişiliğimiz, irademiz’ diye eşek gibi inat etmeyi bırakın, önderliğe itaat edin, siz bir hiçsiniz, beş metre ilerideki düşmanı görmez ve ezilmekten kurtulamazsınız.’” Alev Alatlı, Beyaz Türkler Küstüler, Everest Yayınları, sf. 408-411)
Kişiliği gördünüz mü? Mübarek bir de “namaz kılarmış” ha!
Yani “barış gelecektir” falan filan da kimle barış yapıyoruz! T.C ne zaman uyanacak?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.