Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Hikmetli Hekimler

Hikmetli Hekimler

Tababetin sorunları, günümüz insanı nezdindeki tıp, Ortodoks- Geleneksel tıp karşıtlığı; “hasta tıp” ve “tıbbın hastalarında” kapitalizm harcı katkısı; gitgide paranoyaklaşıyor muyuz? Modern zamanlardaki bilgelik kaybı ya da hakikat/kalp bilgisinin yitimi; beyin göçü, az gelişmiş ve ileri ülkelerdeki tıbbî uygulama ve algılama farkları; hekimlerin psikolojisi(bağımsızlık ve yenilik tutkusu), aile hekimliği gibi tıpla ilişkilendirilmiş konularda geniş ve düşünceye davet eden zengin bir açılış…
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi Zengin’in; TYB Konya Şubesi’nde 23 Ekim Cumartesi günü yaptığı “Tıp: Nereye?” başlıklı konuşmasından bahsediyorum.
Sayın Nazmi Zengin; konuşmasının başlangıcında Tıbbın Geleneksel ve Ortodoks olmak üzere ikiye ayrıldığını belirttikten sonra, tıbbın bir sanat olduğunu dile getirdi. Geleneksel Tıbba bakışın bazı dış ülkelerdeki kadar, hoşgörülü olamasa da, bugün Ortodoks tıbbın metotlarıyla yetişmiş hekimler tarafından memleketimizde de bir kabulün geliştiğini; tamamlayıcı tıbbın canlandığını ifade etti.
Konuşması,  değişik düşüncelere kapı araladı.
Şekle, kabuğa önem veren, akılcı bir insan ve hayat modeli vardı. Çoğu insan en küçük bir acı bile duymak istemiyordu. Daima hayattan alabildiğine kâm almak, hakkından fazlasını koparmak arzusundaydı. İçsel bir şiddet, dışa da aksediyordu. Gereksiz estetik ameliyatlar, ilaç bağımlılığı, beden takıntısı, hazcı bir hayat. Özgür geçinen ama üzerindeki “otoriteleri”, yönlendiricileri, toplum mühendislerini de çoğaltan hür(!) insan. Hekimler de bir tür dokunulmazlık, kutsal bir halka içerisindeydi.
“Bu dünyanın hastası”, artık kuvvetle hangi şey önerilirse, popülerse; büyük alâyişli isimlere, markaya ve görüntü şiddetine sahipse, onun kontrolüne güdümüne giriyor.  Bunca şahsiyetsiz yüz, bir örnek sığ kafa, başka türlü nasıl izah edilebilir.
“Hasta”; Nazmi Bey’in tespit ettiği üzere belki, hekimleri sorguluyor, kolay güvenemiyor ama asıl itimatsızlık, geleceğe yönelik kötümserlik, şerre rıza umumî bir hastalık gibi yaygınlaşıyor ve ters, kötü gidişat eleştirilip sorgulanmıyor.
Sayın Zengin, konuşması esnasında ayrıca, ekonominin üzerinde bir değer bulmamızın elzem olduğundan;  bütünlükçü bakışın lüzumundan, adaletten söz etti. 
İnsanın dünyadaki yeri, konumu önemli. İki dünyayı da bir bütün olarak değerlendiren bir hayat tasavvuru geliştirdiğimizde; hangi mesleği, unvanı taşırsak taşıyalım; esas ehemmiyet kazananın izleyeceğimiz çizgi; Allah-insan ilişkisi olduğunu anlarız.  Sıfatlarımız ve etiketlerimizden ziyade insanî sorumluluğumuz, tekâmül ve seyrimiz, güzel eylemlerimiz mühimdir.
 Nazmi Zengin, Amerikalı şair Ezra Pound’dan bilgece bazı dizeler iletti. Biz de hem hekim hem hakim olan üstün akıllı bir zattan söz edelim: İbn Sina.
İbn Sina’ya göre “Düşünme gücüyle mümtaz kılınan insan, varlığın temel nedeni olan aşkın da asıl muhatabıdır” (Aşkın Halleri; Haz: Sadık Yalsızuçanlar, Mehmet  Fatih Birgül, Sufi Kitap)
Muhataplık; bir sorumluluk ve inşâ faaliyetini gerektiriyor. İçsel tezyinat, zihnî donanım, dünyasını mamur etmek. Bütün(lük) bu. Ve “parçanın(kulun)”  Bütün’e doğru koşması…
Ruhsal hastalıklardan kurtulmuş, adil bir dünya; gerçek sevgiyi, hakikat aşkını hâkim kılmakla gerçekleşiyor.
Ve hikmetli hekimler, hikmetle yüklü insanlar yetiştirmekle. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi